Büyük takım futbolcuları için konsantre olması en zor maçlardır bunlar. Rakipler için ise tam tersi. Hani"kaybetmek kolay, kazanmak olay" sözü var ya, Balıkesirsporlu futbolcuların hafta boyunca en çok kullandığı cümle bu olmuştur herhalde...

İki takım futbolcuları da yanıltmadı beni. Balıkesirspor savunma güvenliğini ön planda tutup kanatlardan süpriz adamlar kaçırarak pozisyon bulmayı amaçlıyordu. Ancak karşılarında o kadar kötü bir Galatasaray vardı ki, bir ara orta saha üstünlüğünü bile ele geçirdiler. Özellikle Sabri'nin savunamadığı taraftan pozisyonlar bile ürettiler.

Galatasaray ise geliştirdiği ilk bilinçli atakta Elmander'le golü buldu. Bu golden 7 dakika sonra eşitliği yakalayan Balıkesirli futbolculara daha cesaret geldi. İlk yarıyı 2-1 önde bile kapatabilirlerdi. 'Atamayana atarlar' kuralı işledi, golü bulan Mustafa'nın kaçırdığı pozisyonun devamında Galatasaray Sercan'la 2-1 öne geçti.

Fatih Terim'in devre arasında soyunma odasında sert bir fırça attığı ikinci yarının başıyla birlikte belli oldu. İlk yarıda yürüyen sarı-kırmızılı futbolcular koşmaya, pres yapmaya, organize ataklar geliştirmeye, oyunu kanatlara yaymaya başladı. Zaten 3. golden sonra rakibin tüm direnci kırıldı. Sonuçta Galatasaray tecrübesiyle kazanmayı başardı.

Galatasaray'ın bu galibiyetinde birkaç futbolcunun imzasının olduğunu söylemek yanlış olmaz. Öncelikle Aydın...2 asist yaparken, 1 de gol attı. Sonra Emre Çolak, Elmander. Biraz da Sercan

Terim'in Gökhan Zan ile Hakan Balta'yı bir daha antremanda bile yan yana oynatacağını sanmam. Sabri bildiğimiz gibi. Ceyhun attığı gole rağmen neden haftalardır kadroda olmadığının yanıtını verdi. Engin fazla kilolarından çabukluğunu kaybetmiş. Çağlar adeta futbolu bırakmış. Denizlispor'dan Galatasara'a geldiği dönemdeki Çağlar ile dünkü arasında dağlar kadar fark var.

Kağıt üzerinde sarı-kırmızılı ekibin derin bir kadrosu olduğu görülüyor ama dün forma giyenlerin büyük bölümü Galatasaray'da yedek kadroya bile giremez...