Telifler için AİHM’e gideceğiz
Yeşilçam’ın ‘kötü kadını’ Suzan Avcı, kızı Binnaz Avcı’yla SÖZCÜ’ye konuştu...
Kariyeri boyunca tam 367 filmde rol alan, Türk filmlerinin unutulmaz ismi Suzan Avcı ve farklı rolleri tercih eden kızı, oyunculuğun dünü ve bugününü karşılaştırdı ve telif haklarındaki sorunları anlattı.
Sapsarı saçları ile yılların Suzan Avcı’sı... Yeşilçam’ın kötü kadını, senaryo fabrikatörü Erdoğan Tünaş’ın büyük aşkı... Binnaz Avcı’nın annesi... Yumuşacık ellerini sıkıp öpüyorum, nasıl içten nasıl samimi... Nazar değmesin diye fazla bahsetmiyorum güzelliğinden ama hâlâ çok bakımlı bunu bilin... Binnaz da yanımızda, sağolsun evinde ağırlıyor bizi...
Atıyoruz kendimizi bembeyaz yumuşacık koltuklara rahat rahat havadan sudan her şeyden konuşuyoruz... Röportaj değil bu, çok sevdiğim iki insanla samimi bir sohbet... Bakmayın onun kötü kadın diye anıldığına gerçek hayatta lokum gibi...
Suzan Avcı , “Bir daha dünyaya gelsem yine oyuncu olurdum” diyor sohbetin başında...
Birden şöhret oldum
Tam 367 film... Dile kolay... Nasıl oldu bu ?
‘Ben Hülya’dan çıkardım, Fatma’ya giderdim.. Fatma’dan çıkardım Türkan’a giderdim... Onlar senede 12 film çekerken ben onların oynadığı bütün filmlerde oynuyordum... Bütün senaristler kötü bir rol varsa karşısına Suzan Avcı diye yazarlardı... Başrol oyuncusunun kim olacağı konuşulurdu ama kötü kadını benim oynayacağım daha senaryo yazılırken belliydi...
Nasıl başladı bu kötü kadın hikayesi?
Ben tiyatroda çalışıyordum, ekmek parası derdindeyim... Birgün rahmetli Alev Sururi bana dedi ki, “Suzan seni sarışın yapacağız... Metres rolünde oynayacaksın” deyince, “Tamam” dedim... Gala gecesi, bütün flaşlar bana doğru patlayamaya başladı... Ertesi gün gazetelerde çarşaf çarşaf benim resimlerim vardı... Hiç hesapta yokken metres rolüyle meşhur oldum ben...
Sizden sonra kötü kadın hiç gelmedi değil mi?
Hayır benim aklıma gelen yok... Çıkmıyor da...
Peki siz yerinize bir isim seçseniz kimi seçersiniz?
Binnaz olabilirdi... Ama istemedi... Saçları makyajı ile o role çok uygundu ve yapardı da...
(Binnaz Avcı itiraz ediyor...)
Ben oyunculukda öyle kısıtlamalara inanmıyorum... Ben yapamazdım, sürekli kötü kadın rolünde olmak bana göre değil...
Peki sizin farkınız neydi Suzan Hanım?
Ben çok candan oynuyordum... Türkan’ın (Şoray) benim için bir tabiri vardır... Hatta bana imzaladığı bir resimde de kullanır ‘Melek yüzlü cadı’ diye...
Filmlerde kötü kadınsınız, ya gerçek hayatta?..
Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmadım... Aklımın erdiği yere kadar konuştum hep...
Yeşilçam’da o dönemde genelde yapımcı-oyuncu, senarist-oyuncu ya da yönetmen-oyuncu aşkı vardı değil mi?
Tabii... Biz bütün ömrümüzü verdik.. Fatma da öyle.. Türkan da... Ama Hülya (Koçyiğit) ile Selim’in (Soydan) birlikteliği de o döneme denk gelir... Futbolcu-oyuncu aşkı...
Keşkeler var mı?
Gençlik zamanımda Elia Kazan bana 3 kere geldi... Daha o zamanlar Erdoğan’la evli falan değilim... Otelimi ayarlıyordu, yemek de veriyordu... Tiyatrosunda oynayacaktım... Ama para vermeyecekti... Ben de eve ekmek parası götürmenin derdindeyim... Hayır dedim... İyi ki de gitmemişim.... Kocamı Erdoğan’ı tanıyamazdım yoksa...
Evliliğimiz rüyaydı
Haftada bir senaryo yazardı diyorlar onun için...?
Nerdeee... Adam bütün gün evin koridorunda volta atıp senaryo düşünüyordu...
Nasıldı evliliğiniz...
Ölene kadar ilk günkü gibiydik... Sabahları yazı yazar başucuma bırakırdı... O müthiş bir insandı.. Cennetlikti... 42 yıllık evliliğimiz bir rüya gibiydi...
(Binnaz Avcı, babasına hayran kız çocuğu edasıyla...)
Yazar adam, yazar tabii...
Kazancınızı nasıl değerlendirdiniz ?
(Bu soruma gülüyorlar... Binnaz anlatıyor detayları...)
Hangi kazanç? Babam ölmeden bir iki ev almıştı... Bir de son bir dizi senaryosunun geliri ve emekli maaşım... Asıl telif haklarını bekliyoruz...
Ne aşamada ?
Hepimizinki bekliyor... Babamın günde 3-5 filmi oynuyor, daha bir kuruş almış değiliz. Kemal Sunal davası emsal olacak. Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideceğiz...Selin KÖK