Organize işler bunlar GEZİ olayları yaşanırken, “Bunu Çarşı’nın yanına bırakmazlar” demiştim. Bırakmadılar da...

Hafta sonunda yaşanan olay, Gezi eylemlerinin bir rövanşı niteliğindeydi. Amaç Beşiktaş’a değil, Çarşı grubuna büyük bir darbe indirmekti. 1453 Kartalları, daha ağustos ayında kurulmuştu. Yani Gezi eylemlerinden hemen sonra. Bir seyirci grubu varken niye ikinci bir seyirci grubu kuruldu?..

Bu sorunun cevabını geçtiğimiz pazar akşamı Olimpiyat Stadı’nda oynanan derbi maçının 92’nci dakikasında aldık. Almanya’dan maça gelenler konuşmuş. Bir grup biletsiz seyirciyi kapıda arama yapmadan içeri almışlar. Kuvvetle muhtemel kapıdan içeri biletsiz alınan o seyirciler 1453 Kartalları’nın taraftarlarıydı. Yani Çarşı’yı provoke etmek üzere stada gelen grubun. İşin organize olduğu her şeyden belli. Kapıların kilitleri daha önceden kırılmış.

Çünkü maçta olay çıkınca kendilerini böyle savunacaklardı. Ellerinde bilet olmayan 1453 Kartalları da kırılan o kapılardan içeri alınmış. Üstelik sahaya rahat atlasınlar diye, tribünün en ön tarafına oturtulmuşlar. O kadar iyi organize olmuşlar yani. Sonra maç bitti bitecek derken, birden tekbir sesleri ve sahaya atlayanlar...

Ardından sürü bilinciyle onları takip eden normal seyirciler. Derken birden karışıverdi saha. Hiç hoş olmayan olaylar yaşandı. Gözaltına alınanlar oldu. Sonra “pardon” deyip gece apar-topar serbest bırakıldılar. Bu organizasyonu kim yaptıysa, rezalet bir organizasyon olmuş. Her yerden açık verdiler. Bir kere bu eylemi yapan dangalaklarla, Çarşı grubunu aynı kefeye koymak bile Çarşı’ya hakaret demektir. Çünkü bilirim ki, Çarşı’nın seyirci profili Türkiye’nin en iyi seyirci profilidir. Kaldı ki; Fenerbahçelisi de,Galatasaraylısı da bunu kabul ediyor ve şapka çıkarıyor. Çarşı, daha yaratıcı, daha uzlaşıcı, daha eğitimli, daha tepkili bir seyirci grubu. Hiç merak etmeyin! Biz bu Çarşı’yı kimseye yedirmeyiz. Fenerbahçeli,Galatasaraylı ya da Trabzonsporlu...

Hangi takımı tutarsanız tutun, Çarşı’nın yanında olun. Onlara haince tuzaklar kuranların karşısında duralım.

Ego denilen şey insanı bitirir

Egosu yüksek insanlar vardır. Kendilerini zirvede görüp, oradan insanlara kuş gibi bakarlar. En büyük onlardır, onlardan başka büyük yoktur. Başarı derseniz onların göbek adıdır. Fatih Terimde öyle...

Galatasaray’da önemli başarılara imza atan Fatih Terim, Milli Takım’dan davet alınca egosu şişti şişti, sonra gidip imzayı attı. “Ben şu anda Galatasaray’ı çalıştırıyorum. Türkiye’de benim kadar başarılı başka teknik adamlar da var. Çok teşekkür ederim ama gidip o arkadaşlarıma da teklifte bulunabilirsiniz” demedi...

Balıklama atladı bu görevin üzerine. “Galatasaray benim için tercih değil”diyen Terim, şişen egosu sayesinde zirveye çıkınca, takımının kendisine teklif ettiği 2 yıllık mukaveleye bile imza atmadı. Daha da ileri gitti, Başkan Ünal Aysal’ın telefonlarına bile çıkmaz oldu. Hatta bir rivayete göre, başkanın telefonu çalarken yanındakilere kimin aradığını gösterip de açmıyormuş. Kim haklı kim haksız bilmem ama, bildiğim bir şey var, egosu insanı yiyip bitirirmiş. Yarın bir gün Fatih Terim’i de yer bitirirse hiç şaşırmayın. Bir süredir Galatasaray’da çanlar Fatih Terim için çalıyordu. Yöneticilerin büyük bir çoğunluğu“ Galatasaray benim için bir tercih değildir”deyip Milli Takım’ı tercih eden Fatih Terim’e öfke duyuyordu. İpler koptu kopacak durumdaydı. Beklenen gelişme dün akşam saatlerinde yaşandı. İpler koptu, Galatasaray yönetimi Terim’in görevine son verildiğini açıkladı. Peki iki yıl sonra ne olacak? Futbol camiasında dolaşan söylentilere göre, çok büyük ihtimalle bu federasyon önümüzdeki seçimlerde yeniden göreve getirilmeyecek. Çünkü 6+0+4 olayından sonra kulüpler artık federasyona karşı cephe almış durumda. Bakalım Fatih Terim o zaman ne yapacak? Çünkü yeni gelecek olan federasyon başkanı onun yerine bir başkasını göreve getirebilir. Fatih Terim’e de artık hangi yol görünür bilemem.

Daum ve Türk futbolu

CHRİSTOPH Daum, Beşiktaş- Galatasaray maçında yaşanan olayları ve maçın yarıda kalmasını Bild Gazetesi’ne değerlendirmiş. Demiş ki; “Çok ürktüm. Kimse böyle bir futbol izlemez. Türk futbolu kendine büyük zarar verdi. Türk futbolunun imajı yerin dibine girdi.” Yerden göğe kadar hakkı var. 2020 Olimpiyatları’nı Tokyo’ya kaptıran Türkiye, şimdi 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın yarı final ve final maçlarını düzenlemeye aday... Peki verirler mi? Zor... Futbol terörünün yaşandığı bir ülkeye FIFA böyle bir organizasyon vermez.Olimpiyatlarda nasıl kaybettiysek o zaman orada da kaybederiz...

Siyasetin yeşil sahalara indiği bir ülkede düzenlenir mi? Güldürmeyin beni... Pek tabii ki hayır.