GALATASARAYLI futbolcular için zorluk derecesi en yüksek 90 dakikalardan biri oynandı dün. Hafta içinde yaşanan gelişmelere rağmen Başkan Ünal Aysal’ın önceki akşam verdiği yemek ve yaptığı konuşmanın verdiği özgüvenle maça çıktı Galatasaray. İstekli, hırslı, galibiyet andı içmiş bir takım vardı sahada. İlk yarıda 1 gol attı Galatasaray, 4 net fırsatı hparcadı. Öyle böyle değil, boş kaleye kaçtı bu pozisyonlar.

BU pozisyonların başrolündeki oyuncu Bruma idi. Hani, “19 yaşındaki çocuğa bu kadar phara verilir mi?” diyerek yönetimin eleştirildiği Bruma... Portekizli dün ilk kez ilk 11’de sahaya çıktı, tam anlamıyla resital sundu. Benim gibi bir çok kişiye de Ribery’yi hatırlattı. Sağa geçti, sola geçti, ortadan hücum etti. Drogba’nın yönlendirmeleriyle Rize savunmasını ipe dizdi. Bu özelliklerini son vuruşlarla pekiştirdiğinde Bruma’nun, kendisi için ödenen 10 milyon eurodan kat ve kat fazlasına Avrupa devlerine transfer olması işten bile değil.

SNEİJDER’İN neden oyundan alındığını anlamadım. 34. dakikada oyundan çıkmayı hak etmiyordu. Terim’le yaşadıkları diyaloglar mı yardımcılarının 34. dakikada böyle bir karar vermeye zorladı diye düşünmeden edemiyor insan.

SON günlerde Başkan Ünal Aysal’ı yıpratmak ve küstürmek için müthiş bir operasyon başlatıldı. Bunu yapanlar arasında eski kader arkadaşları Adnan Öztürk, Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak gibi isimler var. Madem Aysal’ı beğenmiyorlardı, neden kongrede karşısına çıkmadılar? Ünal Aysal dünyanın en önemli ve saygın işadamlarından biri. Bırakırsa ne olacak? Yapılan yatırımlar, kurumsallaşma çalışmaları yarıda kalacak. Birkaç ay öncesine kadar Aysal’ın Galatasaray için ne kadar büyük bir şans olduğunu anlatanların şimdi kendisini eleştirmesi hiç yakışmıyor. Sarı-kırmızılılar dün 2 puan daha kaybetti. Bunlar olabilir. Ancak Galatasaray’a asıl zararı bu açıklamalar veriyor.