ÖNCELİKLE şunu belirtelim. Şampiyonlar Ligi’nde oynuyorsan, hedefin Galatasaray’ı Avrupa’nın en iyi 10 takımı arasına sokmaksa, Kopenhag deplasmanında maça kariyerinde resmi maçlarda sadece 105 dakika oynayan bir kaleciyle çıkmamalısın. Bu, Galatasaray’daki transfer organizasyonunun en büyük hatasıdır.

KALECİ Eray’ın dün golde yapabileceği bir şey yoktu. İlk yarının sonlarına doğru Braaten’in karşı karşıya pozisyonunda açıyı çok iyi kapatarak mutlak golü kurtardı. Yani üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdi.

ŞİMDİ gelelim maça... Kendi sahasında kolay kaybetmeyen Kopenhag’ın maça baskılı başlaması bekleniyordu, öyle de oldu. Galatasaray için ilk 20 dakika önemliydi. Ancak öyle bir gol yedi ki Galatasaray; evlere şenlik. Adam sağ kanattan bomboş geldi, ortaladı, bütün Galatasaray defansı uyurken, Braaten Eboue’nin arkasından dolanıp topa dokundu. Bu golde dikkatsizlik, organizasyon ve konsantrasyon eksikliği vardı. Herkes topu birbirine bırakınca Kopanhaglı oyuncu golü attı.

GOLDEN 2 dakika sonra Kopanhag’ın direkten dönen topu Galatasaray adına şans anıydı. İlk 20 dakikanın ardından Galatasaray oyunda dengeyi kurdu. Melo’nun direkten dönen kafa vuruşu ise Kopenhag için şans anıydı. Eray’ın yaptığı kurtarışın 1 dakika sonrasında Drogba’nın kaçırdığı gol, Galatasaray’ın soyunma odasına 1-1 berabere gitmesine engel oldu.

İKİNCİ yarıyla birlikte Galatasaray golü daha çok isteyen, buna ulaşmak için her şeyi deneyen bir yapıdaydı. Ortadan hücum etti, kanatları kullandı, duran toplarla tehlikeli oldu.

MANCİNİ'NİN dün sol bekte Riera’yı kullanmasını yadırgadım. Maç eksiği çok ortada. Kulübede Umut varken ve skor olarak gerideyken ilk değişiklik hakkını Ceyhun’dan yana kullanmasını anlayamadım. Umut’un Semih’in yerine girip Ceyhun’un defansa geçmesi İtalyan hocanın takımı henüz tanıyamadığının ve ilk değişiklik hakkının boşuna kullanıldığının göstergesiydi.

KOPENHAG gibi kötü bir takım önünde bu yenilgi hiç iyi olmadı. G.Saray kazansa 2. tur kapısını aralayacaktı.