GEL de yanma şimdi Mehmet Topal’ın, Webo’nun yokluğuna... Nasıl isyan etmezsin Meireles’in sakatlığına... Kadıköy’de direkten dönen toplara... Dünkü maçın 40. dakikasında Kuyt’ın boş kale yerine topu auta atmasına...

YAŞANAN onca talihsizlik yetmezmiş gibi Selçuk’un sakatlanmasına... Gökhan’a uçan tekme atarak hastanelik eden Gaitan’a kırmızı kart göstermeyen Fransız hakem Lannoy’a...

BENFİCA tam da düşünülen gibi başladı maça. Taraftarının desteğiyle ilk dakikalarda golü bulup skor stresini üzerinden atmayı amaçlayan Portekizliler’in planı tuttu. İstanbul’da Yobo ile Egemen arasında kaybolan Cardozo kalitesini gösterdi. Gaitan klasını konuşturdu.

KUYT’’IN penaltı golü sonrası umutlarımız arttı, Amsterdam rüyaları erken başladı. Luz Stadı suskundu. Sessizlik ve korku yansımıştı yüzlere. O dakikalarda bulunacak bir gol, Fenerbahçe’ye final kapılarını ardına kadar açacaktı. Ama olmadı. Cardozo’nun golü Benfica’yı tekrar öne taşırken, klas bir penaltı golü atan Kuyt, birkaç metreden, çaprazdan topu auta attığında maç da kırılıyordu adeta...

ORTA alanda top tutamayan, hücuma çıkamayan, kanatları kullanamayan Fenerbahçe, Benfica atakları savunmada kalmak zorundaydı. Cardozo’nun 65. dakikadaki golü umutlarımızı tüketti.

OLMADI, Fenerbahçe bu kez teközledi. İstanbul’da direkten dönen toplar, eksik futbolcular ve takımın şablonunun bozulması... Mehmet Topal’ın soğukkanlılığını, Meireles’in tecrübesini, Webo’nun katkısını aradık dün gece. Tam takım çıksak sahaya, Amsterdam işten bile değildi aslında...

UEFA finali avuçlarımızın arasından kayıp gitti.

TEŞEKKÜRLER Fenerbahçe... Avrupa’da tarihinin en büyük başarılarına ulaştığın için. “Edirne’den ötesi size haram” diyenlerin bile dün desteğini aldığın için. Teşekkürler Fenerbahçe, Avrupa’yı titrettiğin için...