GALATASARAY, tabiri caizse kanırta kanırta adını çeyrek finale yazdırdı. Biz Schalke ile karşılaşacağını sanıyorduk ama Alman ekibi İsveçli düdük Jonas Eriksson’u da yanına alarak ‘hormonlu’ çıkmıştı Aslanımızın karşısına... “Saldıracağız” diyordu Terim maçtan önce. Öyle de başladı Cimbom mücadeleye... Zaten son 16’ya kalarak bu sezon ki hedefini tutturan sarı kırmızılıların kaybedeceği neyi vardı ki? Hakem Eriksson’un faulü görmezden gelmesiyle öne geçti Almanlar. Erken bayram yaptıklarını nereden bilecekler di? Sonra Hamit çıktı sahneye. O muhteşem sağ ayağıyla öyle bir füze çıkardı ki, direk kırılıyordu neredeyse. Top bu kez direğin içine çarpıp ağlarla kucaklaştığında G.Saray adına turun kapısı ara­lanmıştı bile.  Burak’a ne demeli? Bırakın Schalke’yi, Almanya’nın bile en iyi savunmacılarından biri olarak gösterilen Höwedes’i çimlere gömdü ikinci golü atar­ken. At­tı­ğı golün yanı sı­ra sa­ha­da­ki fut­bo­luy­la da artık “Ben Av­ru­pa­’nın her takımında banko oynarım arkadaş” diyordu Kral...

İKİN­Cİ ya­rı­da bas­kı­yı ku­ran Schal­ke önün­de iyi ka­pa­nıp ani atak­lar­la gol aradı sa­rı-kırmızılılar. Sa­vun­ma du­va­rın­dan dö­nen tüm top­la­rın Al­man­lar’­da top­lan­ması dün ge­ce Galatasaray adına tek eksiydi. Schalke’nin Basto­s’­la at­tı­ğı gol­de asist, pa­sı veren Uc­hi­da’ya değil, Japon oyuncuya top gelmeden önce Pukki’nin Muslera’ya yaptığı faulü görmeyen (!) İsveçli düdük Eriksson’a yazılmalı bence. Umut’un golü ise bayramı başlattı.

TEŞEKKÜRLER Ga­la­ta­sa­ray bizlere bu gururu yaşattığın için.

TEŞEKKÜRLER Ünal Aysal ve Fatih Terim, Galatasaray’ı yeniden Avrupa’nın zirvesine taşımak için el ele, gönül gönüle verdiğiniz için.

BİR teşekkür de futbolculara. Galatasaray formasının ağırlığını hissettiğiniz ve hissettirdiğiniz için.