DEPLASMANDA oynanan ilk maçta BATE Borisov’un Fenerbahçe kalitesinde olmadığı çok net bir şekilde ortaya çıkmıştı. Neredeyse 90 dakika 10 kişi oynamasına rağmen çok iyi mücadele eden sarı-lacivertliler, 0-0’lık skorun avantajıyla çıktı dün Kadıköy’ün çimlerine.

FENERBAHÇE adına iki olumsuzluk vardı dün gece. Birincisi taraftarın ikincisi ise Emre’nin yokluğuydu. Anlaşılan bu yıl Fenerbahçe’yi “Emre’den önce” ve “Emre’den sonra” olarak ikiye ayırmamız gerekecek. Emre’nin oynadığı maçlardaki orta saha agresifliği dün gece yoktu. Daha çok yan toplar ve daha çok uzun paslarla hücuma çıktı Fenerbahçe. Kanatlardan yüklendi, göbekten delmeyle çalıştı. Ancak oyun planı ani ataklarla gol bulmak üzerine olan BATE, savunmada çok iyi kapandı.

BAGA’NIN 20. dakikada kırmızı kart görmesi üzerine rakip iyice geri çekildi. Sağdan Gökhan ve Kuyt etkili ataklar geliştirdi. Ama son paslarda bir türlü isabet sağlanmadı. Sow’un sık sık içeri girmesi nedeniyle Ziegler solda tek kaldı. Kuyt ile Sow’un kanat değişimi Fenerbahçe hücumlarını daha da tehlikeli hale getirdi. Nitekim gol öncesi penaltı da bu kanattan geldi.

İKİNCİ yarıya BATE tüm riskleri alarak çıktı. Defansını orta sahaya yaklaştırdı. Hleb daha fazla sorumluluk almaya başladı. Volkan, ilk yarıda yere bile yatmamasına rağmen Rudik’in 46’daki şutunu mükemmel çıkardı. F.Bahçe bu cesaretin faturasını ikinci yarının ilk 5 dakikasında kesebilirdi. Önce Sow kaleciyi sonra Cristian direği geçemedi. Ancak Fenerbahçeli futbolcuların ikinci yarıya çıkarken, “Nasıl olsa turu geçtik” rahatlığı pahalıya patlayabilirdi.

SON dakikalarda korkulu rüyalar gördük. Neyse ki korktuğumuz başımıza gelmedi. Bu turu geçtik ama son 16 daha zor olacak. Napoli’yi eleyen Çek takımı Viktoria Plzen’i, Emre gibi bir liderin yokluğunda elemek bu futbolla çok da kolay görünmüyor.