Türkiye’nin AB ile yürüttüğü üyelik pazarlığı hakkında...
Aslında bildiğimiz ama unutturulan gerçeği hatırlayalım.
2004’te denildi ki; “Müzakerenin ucu açık, garantisi yok.”
Resmi belgeye yazıldı, AKP hükümeti altına imza attı.
Demek ki, AB ile yıllarca görüşülür, konuşulur...
Ancak Türkiye’ye tam üyelik sözü verilmiş değildir.
Bilelim...

* * * *

AB’nin Yeni Genişleme Komiseri Avusturyalı Johannes Hahn.
Johannes Hahn’ı Ankara ziyaretinde dinleme fırsatı buldum.
Diplomatik kalıpları taşan tek bir cümlesi var ki...
Sanırım Türkiye-AB pazarlığında ikinci on yılı tarif edecek.
Hristiyan Demokrat politikacı dedi ki;
- Müzakere değil süreçten söz ediyorum...
Bu cümleyi birkaç kez yeniledi, örnek de verdi:
- Bir yasanın çıkması değil hakikaten uygulanması önemli.

* * * *

AB Komiseri’nin ne demek istediğini anlamak için...
Geçen on yılda AB ekseninde neler oldu, hatırlayalım.
Batı’da İslamcı olarak bilinen AKP, şaşırttı...
Askeri vesayete karşı AB ipine sarıldı.
AB’ye uyum amacıyla reform yasaları çıkarttı.
Şimdi duralım, düşünelim...
Avrupalı veyahut yabancı bir şirket... Türkiye’ye para getirmek için ne ister?
Tabii ki en önce hukuğun üstünlüğünü arar.
Üstünlerin hukuku yüzünden para batırmak istemez.
Türkiye, AB yolunda hukuk devleti oluyor sanıldı.
Yabancılar yüz milyarlarca doları Türkiye’ye akıttılar.
Parayı basarken, sadece mahkemeye değil...
Özgür medya ve muhalefete de güvendiler.

* * * *

Peki on yıl sonra Türkiye’de ne görüyorlar.
Siyasallaşmış, iktidarın emrinde adalet sistemi.
Malı ve canı risk altında yasal muhalefet. Korkutulmuş, sindirilmiş medya...
O yüzden yeni AB Komiseri uyarıyor.
Önümüzdeki yıl bir, belki iki fasıl açılır...
Amma ve lakin hukuk ve medya bu durumda iken...
Avrupa Birliği, Türkiye’de süreci izlemekle yetinir.
AB beklemeye, yabancı sermaye izlemeye geçince...
Türkiye’de ekonomik büyüme artan nüfusu beslemez.
Sofradaki ekmek küçülür, aç ve işsiz sayısı artar.

* * * *

Türkiye’de Tek Adam’ın ısrar ve inadı...
AB iştahını, reform sürecini ezdi geçti.
Modernleşme özlemini bastırdı.
Batılaşma umudunu anlamsız kıldı.
AB, AKP’den umudunu kesti...
Türkiye’de de eser miktarda yandaş dışında...
AKP’nin AB ile ilerleyeceğine iman eden de kalmadı.

* * * *

Türkiye’de şirket değerleri, gelirleri ve satışları...
Son on yılda AB hikayesi sayesinde kat kat arttı.
Eğer iş dünyası on yıl öncesine dönmek istemiyorsa...
Bırakın para girişini ve refahı, sermaye kaçışından korkuyorsa...
AB cephesinde yeni ittifak aramasının vakti geldi.
Bakın AKP liderine yenik düştü, AB heyecanını yitirdi.
Oysa CHP geçen on yılda her AB yasasına koşulsuz destek verdi.
Muhalefette gösterdiği tam işbirliğinin bedelini ağır ödedi.
Ama kurucusunun başlattığı modernleşme yolundan dönmedi.
Bugün de her türlü hukuksuzlukla mücadelede...
Özgür muhalefet ve medya kavgasında en ön saftadır.
O yüzden siyasi kimliğimi saklamadan, söylüyor ve yazıyorum.
AB’nin Türkiye’deki samimi ve güvenilir ortağı CHP’dir.
Avrupa bu gerçeğin farkına yavaş yavaş varıyor. İş dünyası ve piyasalar da CHP’nin bu yeni tarihi rolünün idrakine varmalı, yardımcı olmalıdır.