18. Türk Devleti, yani AKP devleti...
2 muasır medeniyetten ilhamla kuruldu.
İran ekonomisi, Rus siyaseti...
Geçmişi hep parçalı bulutlu hatırlayan...
12. Cumhurbaşkanı tarafından... Helvadan put misali ile anlatılan...
Atatürk Cumhuriyeti’in yerini tutar sanıldı.

* * * *

Meşhur hikayedir...Gözleri görmeyenleri bir filin etrafına toplamışlar...
Hayvanın kulağını tutan “yelken“, bacağına sarılan “sütun” sanmış. Bakıyorum da, necip milletimizin ekonomi algısı aynı engelden muzdarip.
Ekonomide, piyasada her oyuncu kendi pozisyonuna aşık. Seçici algı ile bankacı döviz düşükse... Müteahhit yeni kamu ihalesi açılırsa...
Ahali kredi kartı limiti yeterliyse...
Günü kurtarıyor, yarın için umut besliyor. İyi ve güzel de... Ortada dolaşan fili ne yapacağız?

* * * *

Filimizin adı Farsça adıyla “bonyad” olsun...
Tercümesi “vakıf”, ama demeye dilim varmıyor.
Bizdeki yüzlerce yıllık vakıf geleneğini kirleten...
Modern zaman tarikat yuvalarının İran modeli...
Bonyad sistemi aslında Şah döneminin icadı. Fakir, fukaraya yardım amaçlı hayır vakıfları...
Devrimin siyasi ve ekonomik dinamosuna dönüştü. En büyüğü “Mustazafin ve Cambazan” adında. Kağıt üzerinde ezilen ve gazilere yardım amaçlı.
12 milyar doları ve 400 bin çalışanı var. Ülke tekstil üretimindeki payı yüzde 20.
Gazlı içecekler pazarının yarısına sahip.
Lastik, tuğla, kimyasal, gıda...
Aklınıza hangi alan gelirse hepsinde faal.
Bonyad ekonomisi hakkında rivayet muhtelif.
İran ekonomisinin üçte birine hakimler...
5 milyon kişiye iş veriyorlar...
On milyonlara yardım dağıtıyorlar diyen var.
Konuşan çok, işin aslını bilen sadece mollalar.
Malum İran petrol ve doğalgaz ülkesi.
Ülke gelirinin neredeyse tamamı iki kalemden.
Gelirin kimlere, nasıl dağılacağı kararı ise tekelden.
Bizde ise mantar gibi biten vakıf taklitlerinin...
Gelir modeli çok daha karışık mecburen. Müteahhit haraçları havuzu doldurmaya yetmeyince...
Yasin El Kadı ve Zarrab’ın bağışları imdada yetişiyor.
Ama ayrıntıda boğulmayın...
Fil yine aynı bildiğiniz fildir.
Züccaciye dükkanında dolaşıyor.
Bacağına, kulağına, dişine, hortumuna bakıp da...
Fili görmezden gelmeye çalışan...
Zümrüt-ü Anka kuşudur diye satan ulemaya...
Tek bir bedduam var...
Çarşı’da çanak çömlek patlayınca... Avrupa veya ABD’ye (bankalarına) değil...
İran’a kaçsınlar.
Orası paklar!

Ya faiz artarsa?

Türk mollaların siyasi rol modeli belli.
Rus lideri, delikanlı kardo (kardeş) Putin.
Petrolle gelen petrolle gider misali...
Putin ekonomisi iflasın eşiğinde.
Peki bize nasıl yansıyacak?
Onlarca uzmanı dinledim, okudum.
Yanlış anladıysam düzeltin...
Rusya’dan sağlanan gelir ayağında...
İhracat, turizm ve bavul ticareti var.
Kabaca 15 milyar dolar civarında bir rakam.
Yarısı kriz sebebiyle uçup gitse...
7-8 milyar dolar kayıp var demektir.
Giderden tasarrufu da hesaplayalım.
Petrol fiyatı her on dolar düştüğünde...
Türk ekonomisinden 1.5 milyar dolar daha az çıkıyor.
50 dolarlık düşüş 7.5 milyar dolar tasarruf demek.
Özetle düşük petrol faturasından kazandığımızı...
Ucuz petrolle krize giren Rusya’da kaybediyoruz.
Bilançonun dip toplamı böyle!
Ama bir de sermaye girişine bakarsak...
Arap Şeyhi, Rus oligarkı parası artık hayal...
Batılı fonlar da ek risk faizi bekliyor.
O yüzden, nutukla faiz düşer sanan mollalar...
Akıllarına düşen soruyla irkilsin, uykuları kaçsın:
- Ya faiz artarsa!