Yo­lu­nuz dü­şer­se, de­mi­yo­rum, yo­lu­nu­zu Be­yoğ­lu’na dü­şü­rün ve İs­tik­la­l’­in he­men gi­ri­şin­de, Fran­sız Kül­tü­r’­den içe­ri gi­rin. Bir ser­gi var ora­da; “ A vol d’­oi­se­au ; in­sa­noğ­lu kuş mi­sa­li­...” Bir­kaç da­ki­ka de­ğil, adam gi­bi za­man ayı­rıp iz­le­yin, de­ğer çün­kü­...
Ser­gi, dün­ya ça­pın­da ün ka­zan­mış çi­ze­ri­miz Sel­çuk De­mi­re­l’­in... Çi­zim­le­ri Tür­ki­ye’nin ve dün­yanın ön­de ge­len ga­ze­te ve der­gi­le­rin­de ya­yım­lan­dı. Ki­tap ve al­büm ka­pak­la­rı, afiş­ler ha­zır­la­dı, ço­cuk ki­tap­la­rı­na çi­zim yap­tı. Sel­çuk De­mi­rel yıl­lar­dır Pa­ri­s’­te ya­şa­sa da ara­da bir ki­şi­sel ser­gi­le­riy­le Tür­ki­ye’ye de uğ­ru­yor. İş­te bu da böy­le bir fır­sat, ka­çır­ma­yın.


Ser­gi­...
Ser­gi­nin kü­ra­tör­lü­ğü­nü ValÈri­e Dar­den­ne, ser­gi dü­ze­ni­ni de Yıl­maz Ay­san yap­mış . El­le­ri­ne sağ­lık. Tak­dim­le­ri şöy­le; “İn­sa­noğ­lu Kuş Mi­sa­li ser­gi­si, bü­tün aşa­ma­lar, kriz­ler, kat edi­len yol­lar, kı­rıl­ma­la­rın üze­rin­den uça­rak, dün­ya­nın bir dö­ne­mi­ni, 1974’ü bir di­ğe­ri­ne, 2014 yı­lı­na bağ­lı­yor. Sel­çuk De­mi­re­l’­in sa­na­tı­nın sa­de­ce bir yü­zü olan ba­sın­da yer alan de­sen­ler­den olu­şan ser­gi­de sa­nat­çı­nın bu kırk yıl­lık sü­reç­te dün­ya gün­de­mi­ne ken­di­ne öz­gü ba­kı­şı çi­zim­ler­de ha­yat bu­lu­yo­r”.



Ser­gi, Sel­çuk De­mi­re­l’­in ça­lış­ma­la­rı­nın ilk dö­ne­min­den, Tür­ki­ye’de ha­zır­la­dı­ğı bir di­zi afiş ile açı­lı­yor. Ser­gi­nin di­ğer bö­lü­mün­de ya­zı­lı ba­sın­da yer alan çi­zim­ler üç te­ma al­tın­da ser­gi­le­ni­yor: “Je­opo­li­ti­k”, “İn­san Hak­la­rı­”, “Dü­şün­me­k”­...


Ha­tır­la­dık­la­rım...
Sel­çuk ile ya­şıt sa­yı­lı­rız, ay­nı se­rü­ve­ni ya­şa­dık ve bir­çok şe­yi pay­laş­tık. 23-24 ya­şın­day­dık. Bi­zim yaz­dık­la­rı­mı­zı Sel­çu­k’­un çiz­dik­le­ri ta­mam­lar­dı. O dö­nem­de çı­kan, her öz­gür­lük, de­mok­ra­si mü­ca­de­le­si der­di olan ga­ze­te, der­gi, bro­şür­de Sel­çu­k’­un çiz­dik­le­ri­ni gö­re­bi­lir­di­niz. Ne an­lat­mak is­ti­yor­sa­nız, onun çiz­gi­si, ha­ya­tı­nı­zı ko­lay­laş­tı­rır, di­li­ni­zi çö­zer­di. Tüm İk­ti­sat­çı­lar Bir­li­ği’n­de iş­çi­ler baş­ta ol­mak üze­re, ül­ke ger­çek­le­ri­ni öğ­ren­mek is­te­yen­ler için üret­ti­ği­miz bro­şür­ler­de Sel­çuk çiz­gi­le­ri, ya­zı­lan­la­rı ta­mam­lar­dı. Ama Sel­çuk de­yin­ce, be­ni en çok et­ki­le­yen, onun ma­den iş­çi­le­ri için el ya­zı­sıy­la ha­zır­la­dı­ğı ga­ze­te­dir. Bel­ki de bu ya­zı­yı yaz­ma­ma be­ni iten, en çok o in­ce iş­tir.


O Ga­ze­te...
Ne be­nim ar­şi­vim­de var, ne de be­nim ku­şa­ğım­dan ço­ğu dos­tum­da. Çün­kü bi­ze ar­şiv­le­ri­mi­zi im­ha et­tir­di­ler. 12 Ey­lül ve iz­le­yen ka­ra za­man­lar­da, biz tüm ar­şiv­le­ri­mi­zi top­ra­ğa göm­dük, yak­tık. Kim­se­ye ema­net ede­me­dik, baş­la­rı der­de gi­rer di­ye. Ço­ğu­mu­zun im­ha et­tik­le­ri için­de Sel­çu­k’­un ma­den iş­çi­le­ri için ha­zır­la­dı­ğı ga­ze­te de var­dı.
O dö­nem­de bü­yük he­ye­can ya­ra­tan Ye­ral­tı Ma­den İş Sen­di­ka­sı’nın iş­çi­ler için ha­zır­la­dı­ğı bir ga­ze­tey­di sö­zü­nü et­ti­ğim. 1968 öğ­ren­ci li­der­le­rin­den ma­den mü­hen­di­si Çe­tin Uy­gu­r’un, 12 Mart son­ra­sı yıl­lar­da iş­çi­le­ri ör­güt­le­mek için kur­du­ğu Ye­ral­tı Ma­den İş, her­kes­te he­ye­can ve hay­ran­lık uyan­dı­ran bir mü­ca­de­le yü­rü­tü­yor, ma­den­le­re ini­yor, ma­den iş­çi­le­ri­ni, aha­li­yi köy­den, ka­sa­ba­dan ör­güt­lü­yor­du. Ya­rı köy­lü ma­den iş­çi­le­ri­ne yurt ve dün­ya ger­çek­le­ri­ni an­lat­mak ko­lay de­ğil­di. Çe­tin Uy­gur, iş­çi­le­rin ko­lay oku­yup, oku­du­ğu­nu an­la­ya­ca­ğı bir ga­ze­te üre­til­sin is­ti­yor­du. Her­ke­sin, hat­ta an­cak as­ker­de oku­ma yaz­ma öğ­re­ne­bil­miş­le­rin oku­ya­bi­le­ce­ği bir ga­ze­te­... Bu­nu he­nüz “tı­fıl bir üni­ver­si­te öğ­ren­ci­si­” iken deh­şet­li şey­ler çiz­me­ye baş­la­yan Sel­çuk yap­tı.
Sel­çuk, baş­tan so­na, eliy­le bü­yük harf­ler­le yaz­dı­ğı ve çiz­di­ği bir ga­ze­te­yi üret­ti. O ga­ze­te, sen­di­ka­nın ör­güt­len­di­ği Amas­ya Ye­ni Çel­te­k’­te, Er­zu­rum Aş­ka­le’de, sen­di­ka­yı bü­yük bir he­ye­can­la iz­le­yen Zon­gul­da­k’­ta, yer al­tın­da, ma­den iş­çi­le­ri ta­ra­fın­dan bü­yük bir il­giy­le okun­du, ger­çek­ler Sel­çu­k’­un bü­yük harf­ler­le ya­zıl­mış sa­tır­la­rın­dan ve çiz­gi­le­rin­den öğ­re­nil­di.
Sel­çuk bah­si ge­çin­ce, be­nim için ay­rı bir ye­ri olan pro­je bu­dur. Kim­de var­dır, bil­mi­yo­rum, ama bi­ri­le­ri o ga­ze­te­yi gün ışı­ğı­na çı­ka­rır­sa, bu­gü­nün tek­no­lo­jik or­ta­mın­da pay­la­şır­sa, his­le­ri­me ter­cü­man olur, emek ta­ri­hi­ne de kat­kı­sı olur.


Kuş mi­sa­li­...
Sel­çuk, 1978 Tür­ki­ye­si’n­den Pa­ri­s’­e göç et­ti­ğin­de -kuş mi­sa­li- o za­man­ki ruh ha­li­miz­le, ço­ğu­muz gö­nül koy­duk, za­ma­nı mıy­dı, di­ye. Genç­tik, he­pi­miz 23-24 yaş­la­rın­day­dık. En kı­dem­li­miz 35 ya­şın­day­dı ve kod adı “ih­ti­ya­r”­dı. Sel­çuk, bi­zi böy­le bı­ra­kıp gi­de­bi­lir miy­di? Ken­di­mi­zi ve Tür­ki­ye’yi dün­ya­nın mer­ke­zi gö­rü­yor­duk. Sı­nıf mü­ca­de­le­si san­ki bir tek bu top­rak­lar­da var­dı ve gi­de­ne gü­le gü­le di­ye­mi­yor­duk. Sel­çuk, doğ­ru ola­nı yap­tı, bir iç de­niz­den ok­ya­nus­la­ra yel­ken aç­tı. Pa­ri­s’­te, baş­ta Abi­din Di­no ol­mak üze­re, Tür­ki­ye’den sür­gün ya da ya­rı sür­gün gi­den bü­yük in­san­lar­dan ye­ni şey­ler öğ­ren­di, on­lar­la da­ya­nış­tı, dev­rim­ci du­ru­şu­nu ko­ru­ya­rak dün­ya ça­pın­da bir çi­zer ol­du.
Çi­zer­le­rin, res­sam­la­rın, mü­zis­yen­le­rin, hat­ta si­ne­ma­cı­la­rın biz bi­ça­re ya­zı er­ba­bın­dan hep da­ha şans­lı ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­rüm. Zi­ra, çev­ril­mek dert­le­ri yok­tur. Tüm kai­nat fa­ni­le­ri­ne doğ­ru­dan hi­tap eder­ler. Sel­çuk, on­ca yıl ne ka­dar hoş şey­ler çiz­di.
Yö­net­ti­ğim her der­gi­de, 1990’lar­da THY’­nin
Skyli­fe’ın­da bi­le, Sel­çu­k’­u
ta­şı­dım say­fa­la­ra bü­yük bir zevk­le. Bir sü­rü örüm­cek ka­fa­lıy­la da­laş­ma­yı gö­ze ala­rak.
Sel­çu­k’­un çi­zim­le­ri, zor­ba­lı­ğa kar­şı mü­ca­de­le­de, öz­gür­lük­le­ri sa­vun­mak için ba­zen ka­le­min, fır­ça­nın en iyi si­lah ol­du­ğu­nun da ka­nı­tı. Çok şü­kür ki, bu top­rak­lar yal­nız bağ­naz, za­lim, be­ton ka­fa­lı mah­luk­lar üret­mi­yor; Sel­çuk gi­bi ka­le­miy­le, fır­ça­sıy­la dün­ya­nın say­gı­sı­nı ka­zan­mış us­ta­lar da ye­tiş­tir­di bu top­rak­lar ve da­ha da ye­tiş­ti­re­cek. Sel­çu­k’­un ya­pıt­la­rı­nı iz­ler­ken bu­na bi­raz da­ha ina­na­cak­sı­nız.