Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen ses kayıtları internetten hemen silindi.

Bu da, İnternete sansür yasasının neden çıkarıldığını net bir biçimde ortaya koyuyor.
İstenmeyen her türlü ses ve görüntü kayıtlarına erişimin derhal engellenmesi amaçlanıyor.
Ancak... Başbakan ve oğlu Bilal’e ait olduğu belirtilen kayıtlar internetten silininceye kadar bütün Türkiye’ye yayılmıştı bile...
21’inci yüzyılın gelişmiş teknolojisine sansür fayda etmiyor.

* * *

Ayakkabı kutularından 4,5 milyon dolar çıkmıştı... Son ortaya çıkan ses kaydında ise 30 milyon Euro’dan söz ediliyor... Yaklaşık 9 misli daha fazla bir para... Müthiş!
Öyle bir devirde yaşıyoruz ki, bazı kişilerin elinde milyonlar, hatta milyarlar havada uçuşuyor, ülkedeki büyük kitleler ise sıkıntı içinde açlıkla boğuşuyor.
İşçinin, emeklinin, memurun hali harap!
İnsanın içinden, “Adaletin bu mu ey Adalet ve Kalkınma Partisi?” diye bağırmak geliyor!

* * *

Bomba etkisi yaratan son ses kayıtları için Başbakanlık “Bu alçakça montaj” diye açıklama yaptı.
Öyle bir Türkiye’de yaşıyoruz ki, gerçekten her şey olabilir. Ancak, temize çıkmak için bunların montaj olduğunu kanıtlamak şart.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu “Ağrı Dağı ne kadar gerçekse, kayıtlar da o kadar gerçek!” diye iddia ediyor.
Başbakan’ın yapacağı iş, lâf ebeliğini, kelime oyunlarını bırakıp, ses kayıtlarını, tarafsız ve ciddi bir bilim kuruluna inceletmek olmalı.
Bunu yapmadığı vakit, kuşkular her zaman devam edecektir!

Kriptolu konuşmalar!

Başbakan, TÜBİTAK’a kızıyor ve “Devletin kriptolu telefonlarını bile oradan dinliyorlar. O kadar alçak bunlar!” diyor.
Bu sözler, suçlama olduğu kadar itirafa da benziyor.
Demek ki, kendisinin dinlendiğini ve konuşmalarının banda alındığını kabul ediyor.
Kriptolu telefon dinlenme olayının suçlusu ilan edilen TÜBİTAK, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’dur.

* * *

Türkiye “Kriptolu cep telefonu” üretebilen altı NATO ülkesinden biridir. “Başkaları tarafından dinlenmesi mümkün değil” denilen Kriptolu telefonların çalışma sistemi şöyledir:
Görüşme başlangıcında iki cihaz, karşılıklı olarak birbirlerini kontrol edip, tek kullanımlık “kripto anahtarını” oluşturuyor. Yapılan görüşme bittikten sonra, kullanılan kripto anahtarı otomatik olarak siliniyor. Cihaz, başkaları tarafından dinlenmek istenirse “kripto anahtarı” elde edilemediğinden, bu mümkün olmuyor.
Başbakan’ın, Cumhurbaşkanı’nın, üst düzey devlet görevlilerinin ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hizmetine sunulan cihaz için “Yüzde yüz güvenli” deniliyor.

* * *

Peki, Başbakan ile oğlu Bilal’in kriptolu konuşmaları nasıl kayda alınmış olabilir?
Böyle bir işlem ancak TÜBİTAK vasıtasıyla olabilir!
Başbakan Erdoğan bu nedenle AKP Grup toplantısında, TÜBİTAK’ı suçlayarak “Kriptolu telefonları bile dinlemişler! O kadar alçak bunlar!” diye patladı.
Bu sözlerden, Cemaat’in TÜBİTAK’ta bile örgütlendiği sonucu ortaya çıkıyor.
Polis müdürlerini ve savcıları hallaç pamuğu gibi atan Başbakan’ın TÜBİTAK’ı da darmadağın edeceği anlaşılıyor ama...
Bütün bunlar onu kurtarabilecek mi, bilmiyoruz!

Fırtına kolay dinmeyecek!

Siyasete bomba gibi düşen son ses kayıtları için Meclis’te grubu olan parti liderleri ne diyor?
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun önerisi müthiş! Başbakana şöyle haykırıyor:
“En iyisi benim sana tavsiyem, ya helikopteri al, yurt dışına kaç, ya da Başbakanlıktan istifa et... Senin için başka çıkar yol göremiyorum!”
MHP lideri Devlet Bahçeli “Bu kadar belge ortadaysa, bütün konuşmalar kamuoyuna nüfuz etmişse, Cumhuriyet’in Başsavcısı bunlara kulak tıkayamaz. ‘Bir soruşturma başlatalım, yargı görevini yapsın. Gereği neyse oraya kadar gitsin’ demeli...” diyor.
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş da “Montaj deyip kurtulmak kolaysa, neden bu kadar insan kurtulamıyor? Neden hâlâ hapiste yatıyorlar?” diye soruyor.
Bu fırtına kolay dinmeyecek!

Gü­nün Sö­zü

Hayat bisiklete binmek gibidir, devamlı pedal çevirmezsen düşersin!