30 Mart 2014 ye­rel se­çi­mi­ne üç gün var­dı.
Dı­şiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı Müs­te­şa­rı Fe­ri­dun Si­nir­li­oğ­lu, MİT Müs­te­şa­rı Ha­kan Fi­dan ve Ge­nel­kur­may 2. Baş­ka­nı Or­ge­ne­ral Ya­şar Gü­le­r’­in Dı­şiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı­’n­da Su­ri­ye po­li­ti­ka­sı üze­ri­ne yap­tık­la­rı “be­yin fır­tı­na­sı­” med­ya­ya sız­dı­rıl­dı. Amaç, “Er­do­ğan ve Da­vu­toğ­lu­’nun kur­may­la­rı Su­ri­ye ile sa­vaş çı­kar­mak is­ti­yo­r” me­sa­jıy­la AKP oy­la­rı­nı dü­şür­mek miy­di?
Baş­ka ama­cı var mıy­dı?
Ye­rel se­çim­den ba­şa­rıy­la çı­kan Er­do­ğan, Cum­hur­baş­ka­nı ada­yı ol­ma­ya ka­rar ver­di. Ve baş­ba­kan­lık kol­tu­ğu­na otu­ra­cak is­mi de o gün­ler­de be­lir­le­di: Ah­met Da­vu­toğ­lu!
Dik­kat edi­niz Da­vu­toğ­lu­’nun adı­nı açık­la­yan Er­do­ğan, hep bir ko­nu­nun al­tı­nı çiz­di: “Da­vu­toğ­lu, Pa­ra­lel Ya­pı ile mü­ca­de­le­ye de­vam ede­cek!”
Da­vu­toğ­lu, Er­do­ğa­n’­a bu gü­ve­ni ver­mek için ya­şa­mın­da bir il­ke im­za at­tı. “Din ve Si­ya­se­t” ad­lı ki­ta­bın ya­za­rı Za­man ga­ze­te­sin­den Ali Bu­la­ç’­a 10 bin TL taz­mi­nat da­va­sı aç­tı! Ta­rih: 29 Ma­yıs 2014!
Ki­tap­ta yer alan söz­ler 11 Ocak 2014 ta­ri­hin­de hü­kü­me­te ya­kın Sa­bah, Star, Ha­ber 7 ol­mak üze­re bir­çok ga­ze­te­de ya­yın­lan­mış­tı! En­te­lek­tü­el Da­vu­toğ­lu­’nun tav­rı her­ke­si şa­şırt­mış­tı. Oy­sa bil­mi­yor­lar­dı ki...
Baş­ba­kan­lı­ğa gi­den yol, Ce­ma­at ya­zar­la­rıy­la kav­ga­dan ge­çi­yor­du..!
Er­do­ğan sa­de­ce Pa­ra­lel Ya­pı­’y­la mü­ca­de­le için mi Da­vu­toğ­lu­’nu baş­ba­kan yap­tı? Ya da...
Eşi Ka­dın Has­ta­lık­la­rı ve Do­ğum Uz­ma­nı Dr. Sa­re Da­vu­toğ­lu­’nun, Er­do­ğa­n’­ın kız kar­de­şi Ve­si­le İl­de­n’­in ya­kın ar­ka­da­şı ol­ma­sı ve­ya Er­do­ğa­n’­ın kı­zı Es­ra Al­bay­ra­k’­ın do­ğu­mu­nu yap­tır­ma­sı mı bu yo­lu aç­tı?
Ço­cuk ol­ma­yı­nız...
Da­vu­toğ­lu­’y­la ilk ça­lı­şan po­li­ti­ka­cı bi­li­nen ak­si­ne Sü­ley­man De­mi­rel idi...

Si­nir­li­oğ­lu fak­tö­rü

Da­vu­toğ­lu­’nu ta­nı­ma­nız için bir is­mi bil­me­niz ge­re­ki­yor: Fe­ri­dun Si­nir­li­oğ­lu!
İs­tan­bul Er­kek Li­se­si ve Bo­ğa­zi­çi Üni­ver­si­te­si­’n­den ta­nı­şı­yor­lar. Si­nir­li­oğ­lu ça­lış­ma ha­ya­tı­na 1982’de Dı­şiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı’n­da baş­la­dı. 1996-2000 yıl­la­rı ara­sın­da Cum­hur­baş­kan­lı­ğı baş­da­nış­ma­nı ya­pıl­dı. Si­nir­li­oğ­lu, De­mi­re­l’­e İs­ra­il-Fi­lis­tin ge­ri­li­mi­ne çö­züm ko­nu­sun­da ra­por ha­zır­la­ya­cak tek ki­şi­nin Da­vu­toğ­lu ol­du­ğu­nu söy­le­di. Da­vu­toğ­lu dev­let­le ilk kez bu ara­cı­lık­la ta­nış­tı; ra­po­ru yaz­dı. Si­nir­li­oğ­lu­’da 2002’de bü­yü­kel­çi ola­rak İs­ra­il’­de gö­rev­len­di­ril­di. 5 yıl kal­dı.
Da­vu­toğ­lu­’nun ya­şa­mın­da­ki Si­nir­li­oğ­lu gi­bi ay­rın­tı­lar hep dik­ka­ti­mi çek­ti. Ör­ne­ğin yaz­dı­ğı ki­ta­bı­nın ön­sö­zün­de ilk cüm­le şuy­du:
“P­rof. Dr. Ber­nard Le­wi­s’­e şük­ran­la­rı­mı su­na­rım. Bu ki­ta­bı yaz­ma­mı o sağ­la­dı.”
Prof. Le­wi­s’­in si­yo­nist ol­du­ğu­nu bil­me­yen var mı?
Ki­ta­bı­nı çe­vi­ren Prof. Dr. Nor­man Vuc­ko­viç de Ya­hu­di idi.
Bir gün ya­za­rım; Da­vu­toğ­lu­la­rın “Ne­o Os­man­lı­” (Ye­ni Os­man­lı­cı­lık) te­zi bir İs­ra­il pro­je­si­dir.
Bo­ğa­zi­çi Üni­ver­si­te­si­’n­de tez ho­ca­sı Prof. Dr. Şe­rif Mar­din idi. “Al­ter­na­tif Pa­ra­dig­ma­la­r” ad­lı dok­to­ra ça­lış­ma­sı için üç ay Mı­sı­r’­da­ki Ame­ri­kan Üni­ver­si­te­si­‘nin kü­tüp­ha­ne­sin­de ça­lış­tı! Ders ver­me­si için hem AB­D’­den hem de Ma­lez­ya­’dan da­vet al­dı. Ma­lez­ya In­ter­na­ti­onal Is­la­mic Uni­ver­sity ter­cih et­ti.
İs­ra­il ile iliş­ki­le­rin en iyi ol­du­ğu 28 Şu­bat dö­ne­min­de “Si­lah­lı Kuv­vet­ler Aka­de­mi­si­” ve “Harp Aka­de­mi­le­ri­”n­de öğ­re­tim üye­si ola­rak ders ver­di!

Er­do­ğa­n’­ı ele ge­çir­di­ler

Ta­rih: 16 Ka­sım 2002.
Ab­dul­lah Gül hü­kü­me­ti kur­ma gö­re­vi­ni al­dık­tan son­ra ara­dı­ğı ilk isim­ler­den bi­ri Da­vu­toğ­lu ol­du. Gü­l’­ün, Re­fah Par­ti­si­’nin dış po­li­ti­ka­dan so­rum­lu ol­du­ğu ve Er­ba­ka­n’­ı
AB­D’­ye gö­tür­dü­ğü o dö­nem­ler­de akıl ho­ca­sı Da­vu­toğ­lu idi. An­cak Da­vu­toğ­lu RP ça­tı­sı al­tın­da ça­lış­ma­yı ka­bul et­me­miş­ti; dı­şa­rı­dan des­tek ve­ri­yor­du. Baş­ba­kan Gü­l’­ün baş­da­nış­man­lık tek­li­fi­ni ka­bul et­ti. Gü­l’­ün ma­kam oda­sı­nın ar­ka­sın­da­ki iç oda­da ça­lı­şı­yor­du.
Da­vu­toğ­lu son­ra Baş­ba­kan Er­do­ğa­n’­la ça­lış­tı...
Si­ya­se­te da­ir hiç­bir pra­ti­ği yok­tu ve bu­na rağ­men Da­vu­toğ­lu, AK­P’­nin dış po­li­ti­ka­sı­nı be­lir­le­yen bi­rin­ci adam ol­du. The Eco­no­mist der­gi­si onu “per­de ge­ri­sin­de­ki et­ki­li ada­m” di­ye bo­şu­na yaz­ma­dı. (17.11.2007) AKP hü­kü­me­ti­nin par­la­men­to dı­şın­dan ka­bi­ne­de gö­rev alan ilk ba­kan da Da­vu­toğ­lu ol­du.
Pe­ki tüm bun­la­rı na­sıl be­cer­di?
Fik­ri do­na­nı­mı ol­ma­yan Er­do­ğan, olay­la­rı kav­ram­sal me­dot­lar­la açık­la­yan Da­vu­toğ­lu­’y­la ek­sik­li­ği­ni gi­der­di­ği­ni dü­şün­dü. “Ho­ca­” bi­li­yor­du. Oy­sa...
Ki­tap­lar­da­ki so­yut ile ya­şa­mın so­mut ger­çek­le­ri kar­şı kar­şı­ya ge­lin­ce Da­vu­toğ­lu­’nun çu­val­la­dı­ğı­nı her­kes gör­dü. So­yut­laş­tı­rı­lan dış po­li­ti­ka Tür­ki­ye dış po­li­ti­ka­sı­nı ger­çek­ler­den uzak­laş­tır­dı. Er­do­ğan bil­mi­yor­du ve ne ya­zık ki bil­me­di­ği­ni de bil­mi­yor­du; bil­di­ği san­dı­ğı “Ho­ca­”ya sa­rıl­dı.
Ve ek­le­me­li­yim:
Da­vu­toğ­lu, Er­do­ğa­n’­ın ema­net­çi­si-kuk­la­sı fi­lan ol­maz. Da­vu­toğ­lu, Si­nir­li­oğ­lu ve Ha­kan Fi­dan, Er­do­ğa­n’­ın zi­hin­sel dün­ya­sı­nı ele ge­çir­di­ler. Bak­ma­yı­nız af­ra taf­ra­sı­na, “Pa­ra­lel Ya­pı bi­zi kan­dır­dı­”di­yen saf bir Er­do­ğan var kar­şı­nız­da. Cü­neyt Zap­su­’nun “la­ğı­ma sür­me­yin kul­la­nı­n” sö­zü­nü ha­tır­la­tı­rım.
Er­do­ğan baş­ba­kan­lı­ğı sa­de­ce “be­le­di­ye hiz­met­le­ri­” sa­nı­yor; ve dış po­li­ti­ka ya da eko­no­mi­yi bil­mi­yor; iha­le­ler ko­nu­sun­da uz­man! Cum­hur­baş­kan­lı­ğı sü­re­cin­de bu­na de­vam ede­cek­tir.
Pa­ran­tez aç­ma­lı­yım: Da­vu­toğ­lu­’nun Kon­ya­’nın ve Ana­do­lu Kap­lan­la­rı­’nın tem­sil­ci­si ol­du­ğu söy­le­ni­yor. Da­vu­toğ­lu­’nun en bü­yük kı­zı Se­fu­re, Yıl­dız Hol­din­g’­in ku­ru­cu­su Sab­ri Ül­ke­r’­in to­ru­nu Ah­met Özo­kur ile; ve or­tan­ca kı­zı Mey­mu­ne ise İs­tan­bul Ti­ca­ret Oda­sı Baş­kan Yar­dım­cı­sı Dur­sun Top­çu­’nun oğ­lu Tal­ha Top­çu ile ev­li. AKP dö­ne­min­de Ana­do­lu Kap­lan­la­rı sa­de­ce bir ef­sa­ne­nin adı­dır; Tür­ki­ye­’nin 70 yıl­da ka­zan­dık­la­rı­nı İs­tan­bul ve An­ka­ra­’da­ki “ha­vuz­cu­” şir­ket­ler ye­mek­te­dir. Ge­çe­lim...
Bu ara­da:
Da­vu­toğ­lu­’nun ema­net­çi olup ol­ma­ya­ca­ğı umu­rum­da da de­ğil. 12 yıl­lık dış po­li­ti­ka­sıy­la Tür­ki­ye­’yi ateş çem­be­ri­nin içi­ne atan ma­ce­ra­cı Da­vu­toğ­lu­’nun baş­ba­kan­lık kol­tu­ğu­na otur­ma­sı teh­li­ke­nin de­vam et­ti­ği­ni gös­te­ri­yor.
Şu­nu de­miş­tir:
“De­de­le­ri­mi­zin coğ­raf­ya­sı bi­zim ku­şa­ğı­mı­zın coğ­raf­ya­sın­dan çok da­ha ge­niş­ti. To­run­la­rı­mı­zın coğ­raf­ya­sı da bi­zim coğ­raf­ya­mız­dan çok da­ha ge­niş ola­cak­tır.”
Ma­ce­ra­ya de­vam...