Adı, Arif Hikmet Kılıç...
47 yaşında.
İki çocuğu ve eşiyle birlikte İstanbul’da yaşıyordu. Turizm, inşaat, denizcilik, eğlence sektöründeydi. Bir gün...
Hali vakti yerindeydi ama doğduğu toprakların çoraklığına, insanlarının yoksulluğuna çok üzülüyordu. Kararını verdi ve CHP’nin kapısını çaldı.
Erzurum Çat ilçesinin belediye başkanlığına adaydı. Herkes şaşırdı. Çünkü CHP Çat’ta aday bile bulamıyordu; 2009’da aldığı oy yüzde 0.48 idi! Hemen aday yapıldı.
Arif Hikmet Kılıç, eşi ve çocukları; 16 yaşındaki Ufuk ile 10 yaşındaki Toprak’tan 5 yıl izin isteyip; yanına annesi Emine Hanım’ı alıp doğduğu topraklara döndü.
30 Mart 2014 seçiminde yüzde 32.2 oyla Çat Belediye Başkanı seçildi. CHP tarihinde; Türkiye’nin en muhafazakar ilçelerinden biri olan Erzurum Çat’ta ilk kez seçim kazandı...

Adı, Beytullah Kirazcı...

Niğde Kemerhisar’da 10 yıllık AKP saltanatına 30 Mart 2014 seçiminde son verdi. Bunu nasıl başardı. Seçim öncesinde CHP’den toplam beş aday vardı; Beytullah Kirazcı, Cahit Özmen, Ali Kaf, Avni Kuzucu ve Hasan Hüseyin Kum.
Dediler ki “Önseçim yapalım ama bunu sadece 275 CHP’li üyeye sormayalım; diğer partilere oy verenlere de soralım.”
Beş adaydan hiçbirinin itiraz etmeyeceği 1800 kişilik liste oluşturuldu; hepsine tek tek davetiye gönderildi ve 6 mahalleye 6 sandık kondu. 1635 oy kullanıldı. Önseçimden Beytullah Kirazcı çıktı. Tüm adaylar bir araba üzerine çıkarak el ele tutuştu ve önseçimden önce ettikleri yeminlerine sadık kalarak Beytullah Kirazcı için çalıştı. Sonuçta, AKP ve MHP’nin kalesi olarak bilinen orta Anadolu’daki bir ilçeyi CHP, yüzde 55 oy yüzdesiyle kazandı.

AKP’yi ezip geçtiler

Adı, İsmet İnce...
Avanos’ta 24 Kasım 2013’te Kapadokya Düğün Salonu’nda partili partisiz tüm halkın katılımına açık eğilim yoklaması yapıldı. Ahmet Divan 1123 ve İsmet İnce 1204 oy aldı.
AKP Nevşehir’de yüzde 60’a varan oy alan bir partiydi. 2004’te Avanos’ta 29.73, 2009’da 33.8 ile belediye başkanlığını kazanmışlardı. 2014’te ise oylarını rekor oranında artırıp 39.7 yaptılar. Fakat...
Seçimi CHP kazandı. Üstelik, 2004’te yüzde 16.86 ve 2009’da yüzde 13.5 oy almıştı. 2014’te seçimin galibi Avanosluların İsmet Abi’si idi.
Yolunuz Avanos’a düşürse tek başına sokaklarda dolaşan ve elindeki deftere notlar yazan; ya da tan ağırırken elindeki süpürgeyle yolları süpüren bir belediye başkanına tanık olacaksınız. Makam aracı mı; dolmuş ve otobüs!
Adı, Ekrem İmamoğlu...
Beylikdüzü ilçe başkanlığına beş yıl önce geldiğinde; CHP ilçe başkanlığının derme çatma, küçük bir ofisi, partinin çoğu aktif olmayan 500’e yakın üyesi vardı.
Hedef belirledi: Bir sonraki belediye başkanlığı seçiminde iktidar olmak! Mahalle mahalle örgütlendiler. Her mahallede “Dayanışma Evi” kurdular. Bu evlere yüzlerce aile girip çıkmaya başladı; isteyenler, yardım severlerin evlere bıraktığı çeşitli eşyaları sorgusuz sualsiz aldı; kimi çocuğunun sünnetini, nişanını, düğününü, kınasını, taziyesini bu evlerde ücretsiz şekilde yaptı. Kimseye hangi partiden olduğu sorulmadı, hiç kimse CHP’ye üye yapılmaya çalışılmadı. Ancak binlerce insan CHP ile temas etmiş oldu.
İmamoğlu halkla iletişime çok önem verdi; hafta sonları kafeteryalarda halkla buluştu. Sabah erken saatlerde işe giden insanlara da ulaşıldı; çay, simit, poğaça dağıttılar. Spor yapanlara elma ve su dağıtımı yapıldı. Her yoksula ulaşmaya çalıştılar; her eve girildi.
25’e yakın okula yardım edildi. Atatürk büstü, müzik odası, kütüphane, konferans salonu olmayan okul bırakılmadı. İktidarda ve yerel yönetimde olmasa da CHP’nin icraat yaptığını göstermesi güven duyulmasına neden oldu.
Sonuçta, Batı İstanbul’un başkentinde AKP’ye tarihi fark atan CHP, yüzde 51 ile belediye başkanlığını kazandı.

CHP’nin sorunu

Ben size sadece dört isim yazdım. Siz sayıyı artırabilirsiniz. Ama bu dört isim benim ne yazmak istediğim için yeterlidir:
Hanımlar ve Beyler!
Türkiye, siyasal tarihinde ilk kez iki turlu seçim yapıyor ve acemi siyasetçiler, ikinci turda yapılması gereken tartışmaları bize birinci turda yaptırıyor! Bu nasıl bir siyaset mühendisliğidir; yoksa bunun adı halktan kopukluk mudur?
Ekmeleddin İhsanoğlu’na mecbur olduğumuzu söyleyenler bu dört yürekli CHP’linin başardıklarından bi-haber mi?
Bakınız; 13 Şubat 2014 tarihinde bu köşede şöyle yazdım:
“CHP’nin en temel sorunu, inançsızlık!..
İnançsızlık çözücüdür, yıkım getirir.
Siz koca Roma İmparatorluğu’nu neyin yıktığını sanıyorsunuz?
Siz Sovyetler Birliği’nin ekonomik yetersizlikten mi yıkıldığını sanıyorsunuz?
Genel kabullerle hareket ederseniz çok yanılırsınız...
Çözüldüğü tarihte Sovyetler Birliği’nin ne ekonomik ne teknolojik sorunu vardı. Bu sebeple Batı’daki tüm Sovyetologlar, yıkıma çok şaşırdı. Hiç beklemiyorlardı. Yani: Sovyetler Birliği’ni, umutsuzluğu kimlik haline getiren bürokratik elitin inançsızlığı yıktı.
Bu tespitten sonra sormak durumundayım:
Bizim cumhuriyet aydınlanmamız nasıl Ortaçağ’a dönüştü?
Mustafa Kemal’in kurduğu cumhuriyet nasıl bu kadar gericileşti, vasatlaştı, bayağılaştı?
Gelinen bu noktada CHP’nin devrimcilikten/ halkçılıktan uzaklaşan kadrolarının payı yok mu?..”
Evet, yazı buydu...
İnsanoğlunun uzun yürüyüşüne nefesi yetecek yiğit insanlar gerekiyor; koltuğun kölesi olanlar değil; hepsi bu...