Deniz AYAS & Seda TÜRKOĞLU / sozcu.com.tr


Türkiye ve Ermenistan dün tarihi günlerinden birisini yaşadı. Aylardır Ermeni tehcirinin 100. yıldönümü olan 24 Nisan için büyük bir tören organize eden Ermenistan yönetimine, Türkiye aynı gün için "Çanakkale anması töreni" ile karşılık verdi. Aralarında yaklaşık 2 bin kilometre bulunan Çanakkale ve Erivan arasında 24 Nisan için deyim yerindeyse bir diplomasi savaşı yaşandı. Tüm dünya liderlerini başkentleri Erivan'a sözde Ermeni soykırımı anması için çağıran Ermenistan hükümetinin hamlesine Türkiye de aynı şekilde karşılık verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan tüm dünya liderlerine Çanakkale için davette bulundu.


AVRUPA "ERİVAN" AFRİKA VE ORTADOĞU "ÇANAKKALE" DEDİ


Dünya Erivan ve Çanakkale arasında ikiye bölündü. Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın ev sahipliğindeki törenlere; Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Sırbistan Cumhurbaşkanı Tomislav Nikolic ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin temsilcileri üst düzeyde katılım gösterdi.

Çanakkale'deki törenlere ise Avrupalı tek üst düzey katılım İngiltere'den geldi. İngiltere adına Prens Charles oğluyla birlikte Çanakkale'deki anma törenine katıldı. Prens Charles'ın yanısıra; Yeni Zelanda Başbakanı John Key, Avustralya Başbakanı Tony Abbott, İrlanda Devlet Başkanı Michael Higgins, Arnavutluk Cumhurbaşkanı Buyar Nişani, Irak Cumhurbaşkanı Fuat Masum, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Cibuti Devlet Başkanı İsmail Ömer Guelleh ve Çad Devlet Başkanı İdris Debi de törenlere katılan diğer dünya liderleri oldu.


ABD ORTADA KALDI


İki tören için en zor sınavı ise ABD verdi. Ermeni diasporası ile Türk Dışişleri arasında sıkışan Beyaz Saray çözümü; tehciri beklendiği gibi "Soykırım" demeden isimlendirip, Çanakkale'ye de sadece Ankara Büyükelçisi'ni göndererek buldu.

İSRAİL NEREDE?


Her iki davet için gözler ise İsrail'i aradı. Son yıllarda Türkiye ile yaşadığı siyasi ve diplomatik kriz yüzünden Çanakkale'deki törenlere katılmayan İsrail hükümeti Erivan'daki törenlere de sadece 2 parlamenterini gönderdi. Ancak İsrail, 1915'te yaşananları kesinlikle "soykırım" olarak adlandırmıyor.


İSRAİL "ERMENİ SOYKIRIMINI" KABUL ETMİYOR


İsrail devleti, yaklaşık 6 milyon kişinin ölümüyle sonuçlanan ve tarihin en büyük felaketlerinden biri olan Yahudi soykırımının mağduru. Bazı kesimler, Holokost olarak adlandırılan Yahudi soykırımının "önemini yitirmemesi için" İsrail'in sözde "Ermeni soykırımını" tanımadığını söylerken, bir diğer kesim İsrail'in bölgedeki dengeleri sarsmamak için bu konuda adım atmadığını söylüyor.


"SOYKIRIM" İFADESİ ÖZELLİKLE KULLANILMIYOR


Nisan ayında, Uluslararası Soykırımı anma gününde New York'ta konuşma yapan İsrail Devlet Başkanı Reuven Rivlin, konuşmasının büyük bir bölümünü 1915-23 yılları arasında hayatını kaybeden Ermenilere ayırdı. Rivlin konuşmasında, "100 yıllık çekinme ve reddediş" olarak nitelendirdiği olayları, "İsrail topraklarında bugün hiç kimsenin reddedemeyeceğini" söyledi.

Konuşmasında tam 9 kez "soykırım" kelimesine yer veren Rivlin, bu sözü hiçbir zaman "Ermeni soykırımı"nı ifade etmek için kullanmadı. Rivlin, "Ermeni ulusunun üyelerinin katledildiğini" söylerken İbranice, "retzah bnei ha’am ha’armeni" ifadesine yer verirken, soykırım anlamına gelen "retzah am" kelimesini kullanmaktan özellikle kaçındı.


İSRAİL, "ERMENİ SOYKIRIMINI" TANIMIYOR


İskoçya'dan İrlanda'ya, Suriye'de Halep belediyesinden 44 ABD eyaletine kadar yerel ve bölgesel birçok yönetim "Ermeni soykırımı"nı kabul etmişken, soykırım mağduru olan İsrail devleti, "Ermeni soykırımı"nı resmi olarak tanımıyor.

NATO'nun güçlü bir üyesi ve bölgenin önemli bir aktörü olan Türkiye ile ilişkilerini bozmak istemeyen birçok ülke ise "soykırım" ifadesini kullanmaktan kaçınıyor. İsrail'in de bölgede güçlü komşusu Türkiye'yi karşısına almak istememesi, "soykırım" ifadesini kullanmamasında önemli bir sebep. Bir diğer sebep ise, İsrail'in Filistin halkı üzerinde kurduğu baskı.


"SOYKIRIM" İFADESİ YERİNE "BÜYÜK TRAJEDİ"


İsrail Dışişleri Bakanı Emmanuel Nahshon geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, "İsrail'in bu konudaki duruşu değişmemiştir" dedi ve ekledi: "Ermeni halkının I. Dünya Savaşı sırasında yaşadığı 'büyük trajediyi' anlıyoruz." Soykırım ifadesi yerine "trajedi" demeyi tercih eden Nahshon'un sözleri İsrail'de çokça eleştirildi.

Dışişleri Bakanının açıklamalarına karşın, "Ermeni Soykırımı'nın 100. yılı anmasına" giden 2 İsrailli parlamenter akıllarda soru işareti oluşturdu. Anmaya üst düzey katılım gerçekleştirmeyen İsrail devleti, ilk kez Ermenistan'ın resmi davetine katılmış oldu.


"YAHUDİ SOYKIRIMI 2. PLANDA KALIR"


İsrail'in, 1915'te yaşanan olayları "soykırım" olarak ifade etmemesine en büyük gerekçe olarak "Yahudi soykırımını ikinci plana atacağı fikri" gösteriliyor. Ülkedeki birçok siyasetçi ve aktivist, İsrail hükümetinin diğer hakların yaşadığı trajedilere daha duyarlı yaklaşması gerektiğini söylerken, bir diğer grup ise bunun İsrail'in aleyhine olacağını belirtiyor.

Türkiye ile İsrail ilişkilerinin iyi olduğu 2001 yılında, dönemin devlet başkanı Şimon Peres'in yaptığı bir konuşma da bu iddiayı güçlendiriyor. Peres, Ermeni halkının Holokost ile kendi yaşadıkları arasında bir paralellik kurmaya çalıştığını, ancak tarihte Holokost'un tek olduğunu ve bir benzeri bulunmadığını dile getirmişti. Peres, Ermeni halkının yaşadıklarının "soykırım" değil "trajedi" olduğunu ifade etmişti.