The Guardian muhabiri Martin Chulov'un önceki gün kaleme aldığı ve "ABD'nin elinde Ankara-IŞİD bağlantısına dair belgelerin olduğunu" ortaya koyan haberin yankıları Türkiye başta olmak üzere tüm dünyada devam ediyor. Martin Chulov, BirGün gazetesinden Ömür Şahin Keyif'e haberin detaylarıyla ilgili konuştu.

Martin Chulov imzalı haberde, ABD'nin 2013 yılında IŞİD terör örgütüne en büyük kaynağı sağlayan petrol kaçakçılığından sorumlu Ebu Sayyaf’a düzenlediği operasyon sırasında ele geçirilen belge ve bilgilere yer verilmişti. Bahsedilen belgelerde ise Türkiye ve IŞİD arasındaki yasadışı petrol ticareti kolayca ortaya konulabildiği iddia edildi. Makalenin yayımlanmasının ardından Martin Chulov, BirGün'ün sorularına yanıt verdi.

The Guardian: ABD'de Türkiye-IŞİD bağlantısına dair belgeler var

The Guardian: ABD'de Türkiye-IŞİD bağlantısına dair belgeler var


Batılı yetkililerin ve IŞİD militanlarının ifadelerine de yer verilen makaleye göre, IŞİD’in petrol kaçakçılığından sorumlu yöneticisi Ebu Sayyaf’ın öldürüldüğü ABD operasyonu sırasında yüzlerce flaş bellek ve belge ele geçirildi. Belgeler hâlâ analiz ediliyor olsa da AKP-IŞİD hattı şimdiden gün gibi ortada. Makalenin yayımlanmasının ardından ulaştığımız Chulov, belgelendiğini ileri sürdüğü ortaklığı ve Suriye’de savaşan cihatçı grupların Türkiye sınırından çok kolay biçimde geçtiklerini BirGün’e anlattı.



İşte The Guardian muhabiri Martin Chulov röportajının tamamı:

Bahsettiğiniz petrol ticaretinde Türkiye’deki alıcılarla ilgili kesin bilginiz var mı? Alımı kim gerçekleştiriyor?

Alıcılarla ilgili özel bir bilgiye sahip değilim. Sahip olduğum bilgi bu petrolü her kim alıyorsa Türkiye güvenlik yetkililerince korunduğuyla sınırlı.

Sizce ABD bu belgeleri Türkiye’ye karşı bir tehdit olarak kullandı mı? İncirlik’in açılmasının sebebi bu mu?

Anladığım kadarıyla ABD, Türkiye’ye konuyla ilgili ne hissettiğini belirtti ancak belgelerin içinde tam olarak hangi bilgilere ulaştığını açık ettiğinden emin değilim.

Türkiye ABD’yle ilişkileri dolayısıyla belki belgelerin o taraftan açıklanmasını engelleyebilir; ancak Avrupa’yı nasıl susturacak?

ABD elindeki belgeleri açıklamayacaktır. CIA’in elindeki bu belgeleri ABD zamanı gelince perde arkasında bir koz olarak kullanacak. Bunlar ABD’nin halka açıklaması olası belgeler değil. Fakat CIA’in ana istihbarat ortakları halihazırda dökümanlardan haberdar, bazı başka Avrupalı istihbarat örgütleri de… Geri kalan bilgileri önümüzdeki aylarda öğrenecekler…

Makalenizde görüşünü aktardığınız bir batılı yetkili, savaşın bu döneminde, ’Uzun zamandır karanlıkta kalan bazı bilgilerin gün yüzüne çıkacağı’nı söylüyor. Ellerinde başka ne var?

Belgelere ek olarak; Amerikalılar, İngilizler, Fransızlar ve diğerleri, Türkiye’nin IŞİD’le arasına mesafe koyduğu iddiasına meydan okuyacak başka bilgiler de toplamış durumda. Bütün müttefikleri arasında, Türkiye’nin anlaşmaları konusunda şeffaf olmadığına dair derin bir şüphe var.



IŞİD’le yapılan anlaşmaların Erdoğan’ın bilgisi dışında olması mümkün mü?

Buna inanmak çok zor. Onun ve Hakan Fidan’ın bu konuda bilgi sahibi olmaları çok olası.

IŞİD’le ilişkilerin belgeleriyle gün yüzüne çıkması Erdoğan’ın başını epey ağrıtabilir. Mesele Lahey’e kadar uzanabilir. Sizce bu kadar büyük riske neden giriyorlar?

Bunun yanıtını tam olarak bilmiyorum. Ancak akıl yürütmek gerekirse ideolojik sebeplerin rol oynadığını söyleyebilirim. Ve aynı zamanda IŞİD’i Kürtler’e karşı bir baskı olarak kullanmak için…

Makalenizde bir IŞİD militanının “Ortak çıkarlar dolayısıyla, Türkiye, IŞİD’e güçlü biçimde saldıramaz” şeklindeki ifadelerine yer veriyorsunuz. Nedir bu ortak çıkarlar?

Kürtlere karşı baskı, Esad’a karşı baskı. Ekonomik ve ideolojik unsurlar.



'JANDARMANIN GÖZÜ ÖNÜNDE SINIRI GEÇİYORLARDI'

Türkiye Hükümeti sınırlarını petrol ticareti karşılığında mı kullandırıyor? Bunun ötesinde bir anlaşma var mı?

2012 Mayısı’ndan başlamak üzere 2014’ün ortasına kadar Türkiye-Suriye sınırı, Suriye’de savaşmak isteyen herkes için kolay bir geçiş noktasıydı. 2013’ün başlarında, günde ortalama 100 kişi Türk yetkililerin gözleri önünde sınırı geçiyordu. Reyhanlı’da, Antep’te, Kilis’te ya da Antakya’da saklanmaya çalışmıyorlardı. Antakya’daki terminalden otobüsler, insanları alıp Suriye sınırına kadar getiriyor ve bu kişiler jandarmanın burnunun dibinde, sınırdan geçiyordu.

Türkiye’nin bu geçişleri kolaylaştırdığı açık. Ve bunu petrol karşılığında da yapmadı. Olaylar yabancı hükümetlere yansıyınca, hükümetler Türkiye’ye defalarca bunun tartışmaya bile açık olmayacak bir konu olduğunu anlattılar. Türkiye’nin bunu yapmasında pragmatik ya da ticari sebeplerden fazlası vardı. Şüphem şu ki; üst düzey Türk yetkililer, başlangıçta IŞİD’in bozucu etkisini anlayamadılar.


"Türkiye gerçek bir savaşa doğru gidiyor"