Sayime BAŞÇI

Türk vatandaşlarının Avrupa Birliği ülkelerine vizesiz seyahat edebilmesinin önündeki engellerin Ekim 2016’ya kadar kaldırılması hiç kolay olmayacak. Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) arasında varılan anlaşmaya göre, Türkiye’nin ev ödevlerini tamamlaması durumunda Türk vatandaşlarına Ekim 2016’da vizesiz Avrupa’ya seyahat olanağı tanınacak. Ancak, uzmanlar ve iş dünyası vizesiz Avrupa Birliği hayalinin o kadar da kolay olmayacağına işaret etti. Uzmanlar, vizesiz seyahat karşılığında Türkiye’nin, kendi sınırlarından Avrupa ülkelerine giriş yapan tüm mültecileri şartsız geri kabul etmeyi taahhüt etmesinin “büyük bir bedel” olduğuna dikkat çekiyor. Ayrıca, vizesiz dolaşımın ekim ayında yürürlüğe girmesi için Türkiye’nin 79 şartı da yerine getirmesi gerekiyor.

Türkiye AB Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Başkanı Faruk Şen, AB’ye vizesiz girişin görüldüğü kadar kolay olmayacağına dikkat çekerek, “AB zirvesi inşallah Türkiye’nin ağzına bir parmak bal çalma zirvesi olarak kalmaz” dedi.

SCHENGEN İPTAL SÜRECİNDE


Şen, AB kapılarının açılması için, Türkiye’nin 2012’de imzaladığı anlaşmanın pasaportlar ve parmak izi düzenlemelerinden, sınır kontrollerine kadar daha önce hiç yapılmamış veya hiç gündeme gelmemiş maddeler içerdiğine vurgu yaptı. Türkiye tarafından bu maddelerin çok kısa zamanda yetiştirilmesinin mümkün olmadığını kaydeden Şen, “Mart 2016’da yapılacak değerlendirmeye kadar bu çalışmaların olumlu sonuçlanması pek olası gözükmüyor. Ayrıca, tam Türk vatandaşlarına Schengen vizesinin kalkacağı düşünülürken, Avurpa Birliği üyesi ülkeler, kendi sınırlarında kontrol başlatma sürecine girdi. Bugün Almanya’dan Fransa’ya geçerken, pasaportlar kontrol ediliyor”  değerlendirmesi yaptı.


FATURA ÇOK AĞIR OLDU


Şen, vize serbestliği karşısında ödenecek faturanın ise oldukça ağır olduğunu belirterek, Türkiye’den 1 Haziran 2016’dan sonra Yunanistan, İtalya veya başka ülkelere giden mültecilerin derhal geri alınması konusunda taahhüt istendiğinin altını çizdi. 2015 yılında Türkiye’den 650 bin mültecinin Avrupa Birliği ülkelerine gittiğini anlatan Şen,  “Türkiye için öngörülen 3 milyar Euro’nun 500 milyon Euro’sunu Brüksel karşılayacak geri kalan 2.5 milyar Euro ise 28 AB üyesi  ülke  arasında paylaştırılacak. Türkiye, 1 yıl için bu parayı isterken, AB ödemeleri 2 yıllık bir süreç için öngörüyor” diye konuştu.

FASIL 1 YILDIR GÜNDEMDE


İktisadi Kalkınma Vakfı tarafından AB zirvesinden sonra yapılan  açıklamada ise AB katılım müzakerelerinde 17. Fasıl’ın  açılması olumlu ancak eski bir adım olarak değerlendirildi. “Bu faslın açılması yaklaşık 1 senedir gündemde. Dolayısıyla yeni bir adım değil” ifadelerinin kullanıldığı açıklamada, “Sürecin canlandırılması enerji, yargı ve temel haklar, adalet, özgürlük ve güvenlik gibi kritik fasıllar Gümrük Birliği ile ilişkilendirildiği için bazı üye ülkelerce askıya alınan fasılların açılmasına bağlı” uyarısı yapıldı.

2016 'ANAHTAR YIL' OLACAK


ZİRVEDEN çıkan sonuçları AB’ye tam üyelik sürecindeki tarihi adımlar olarak değerlendiren İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar “Türkiye ve AB birbiri için istikrar demek, ortak bir gelecek demek... Elbette her iki tarafın da zirvede dikkat çekilen uygulamalar konusunda samimi adımlar atması gerekiyor.  Bu adımlar atılabildiği taktirde, biz 2016 yılını Türkiye ve AB ilişkilerinde anahtar yıl olarak görüyoruz. Kararlar, yatırımlar konusunda Türkiye ve AB tarafında büyük bir etki gösterecektir” dedi.
11 yıl sonra gerçekleştirilen zirvenin Türkiye’nin Avrupa’nın ayrılmaz bir parçası olduğunu ortaya koyduğunu belirten Çağlar, “Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir sayfa açılması,bir heyecan dalgası oluşturdu. AB’nin ekonomik olarak en büyük ülkelerinin de Türkiye ile işbirliği yapıyor olması memnuniyet verici” dedi.

AB'YE BEYİN GÖÇÜ HIZLANIR


İSTANBUL Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Hikmet Tanrıverdi, bugüne kadar AB ülkelerinden vize alırken büyük sıkıntılarla karşılaşan iş dünyası için 1 aylık vizesiz geçişin büyük avantaj sağlayacağına dikkat çekti. “Bizim beklentimiz Türkiye’nin yüzünü AB’ye dönmesi ve fasılların bir an önce açılması” yorumunu yapan Tanrıverdi, şöyle devam etti: “Vize muafiyeti özellikle işadamları için çok olumlu olacak ve ihracata ciddi bir katkı sağlayacak. AB’ye bavulu alıp gitmek kolaylaşacak. Avrupa’da düzenlenen fuarlarda personel götürülmesi konusunda sıkıntı yaşanıyordu. Bu aşılmış oldu.” AB’nin kendini korumaya aldığına işaret eden Tanrıverdi, “Türkiye’yi bugüne kadar üyeliğe almama sebeplerinden biri de bu. Türkiye’de çok işsiz var. ‘Bunlar gelirse AB darma duman olur’ diye düşünüyorlardı. Geri alım şartı ile AB’ye nitelikli beyin göçü gerçekleşmiş olacak”dedi.

SURİYELİ MÜLTECİLER İÇİN HERKES SORUMLULUK ALSIN


AB -Türkiye Zirvesi’ndeki en kritik maddenin vize serbestisi olduğuna işaret eden Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, özellikle iş dünyası açısından AB nezdindeki haksızlıkların sona ereceğini kaydetti.

AB-Türkiye arasındaki ticaretin de potansiyele uygun şekilde gelişeceğini anlatan Kadooğlu, “Suriyeli mülteciler için herkesin eşit bir şekilde sorumluluk alması gerekir. Bu süreçte yeni bir anayasanın yapılması, çözüm sürecinin kaldığı yerden devam etmesi ve iç barışın sağlanması, demokratikleşme reformlarına hız verilmesi, ekonomik ve sosyal sorunların çözümüne yönelik adımların vakit kaybetmeden atılması belirleyici olacaktır” dedi.

Kadooğlu, 2016 yılının sonunda başlatılması planlanan AB-Türkiye Gümrük Birliği Anlaşması’nın modern ticaret kurallarıyla uyumlu hale getirilmesi ve kapsamının genişletilmesini içerecek güncellemelerin de büyük önem taşıdığına dikkat çekti.