Ulaşım, iletişim, sağlık, eğitim, adalet, üretim... Tek tek saymaya gerek yok, özetle “hayat kesildi”.
Böyle bir kesintinin zararı da çok büyük oldu. Dünkü SÖZCÜ’de okudunuz; yalnızca sanayicinin 6 saatlik zararı 300 milyon TL. Kesintinin Türkiye’ye faturası ise 600 milyon dolar.
Peki bu büyük çaplı zararı kim karşılayacak?

Kesintinin Türkiye’ye faturası 600 milyon $

Kesintinin Türkiye’ye faturası 600 milyon $

ELEKTRİK DAĞITIM ŞİRKETLERİ
TAZMİNAT ÖDEYEBİLİR

Özelleştirmenin gözbebeği elektrik dağıtım şirketleri mi?
İlgili mevzuatta; BEDAŞ, AYEDAŞ, BAŞKENT EDAŞ, GEDİZ EDAŞ gibi elektrik dağıtım şirketlerinin, bu şekildeki uzun süreli elektrik kesintileri için tazminat ödemeleri gerektiği düzenlenmiş. Üstelik bu tazminatı elektrik abonesi talep etmese bile vermek zorundalar (Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği).


KESİNTİ YÜZÜNDEN BOZULAN CİHAZLAR
Elektrik kullanıcısına ait teçhizatta ortaya çıkan ve dağıtım şebekesinden kaynaklanan hasara ilişkin zararın da dağıtım şirketi tarafından tazmin edilmesi gerekiyor (Yönetmelik Md. 26).
Yani elektrik kesintisinden dolayı televizyon, bilgisayar, buzdolabı gibi cihazları bozulan elektrik abonesinin zararını dağıtım şirketi karşılayacak. Yalnız burada hasarın dağıtım şebekesinden kaynaklandığının tespit edilmesi ve zararın ortaya çıktığı tarihten itibaren 10 iş günü içerisinde dağıtım şirketinden talepte bulunulması şart.


DEVLETİN SORUMLULUĞU AĞIR
Ama bu tazminatlar daha küçük zararlar için söz konusu. Ayrıca sebebi bile hâlâ tam olarak açıklanamayan bu büyük ve merkezi “garabetin” sorumlusu bir dağıtım şirketi gibi görünmüyor. Asıl sorumlu, tüm elektrik sisteminin şalteri elinde olan “İdare” yani “Devlet” ve Devleti “idare edenler” olmalı.
Bu durumda, Anayasa’daki “idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür” hükmüne göre (Md. 125) özellikle büyük zararı olanların idareye dava açması kaçınılmaz. Çünkü Danıştay’ın kararında belirtildiği üzere;
“Kamu idareleri yapmakla yükümlü oldukları kamu hizmetlerini gereği gibi yerine getirmekle yükümlüdürler. İdare bu yükümlülüğünü hiç veya gereği gibi yerine getirmeyerek hizmetin kötü ve geç işlemesi, bu yüzden bir zarara neden olunması halinde zararı tazminle yükümlüdür.” (Danıştay İDDK, 21.03.2007 tarih, E. 2006/1123, K. 2007/467).
Fikirlerden sonra, teknoloji olarak da bir asır geriye gittik. Neyse ki teknoloji geri döndü. Darısı zararlara ve tabii ki fikirlere...