Başbakan Ahmet Davutoğlu, Rusya’nın Türkiye’ye uyguladığı ambargolara karşı telafi edici önlemler alacaklarını açıkladı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu

KKTC ziyareti sırasında Habertürk televizyonuna konuşan Ahmet Davutoğlu, ihracatçılar ve turizmciler için alacakları tedbirleri yakında kamuoyuyla paylaşacağını söyledi. Davutoğlu, bunlar arasında alınacak ilk önlemlerden birinin Rus gümrüklerinde bekletilen meyve ve sebzeyi bozulmadan geri çekmek olacağını ifade etti. Davutoğlu, bunları başka pazarlara sevk etmeye çalışacaklarını dile getirdi.

Davutoğlu, “Türk yaş sebze için pazar sıkıntısı yok. Başka yere de satar. Bunun tedbirlerini alırız. Türkiye’nin coğrafyasında olan bir ülkenin kapısı kapanmaz. Bütün milletimiz sakin bir şekilde bunu takip etsin.” dedi.

“AMBARGOLAR TERS TEPER”

Rusya’nın, iki tarafın da zararına olacak suçlamalar ve ambargolar ilan etmek yerine masaya oturma yoluna gitmesini umduklarını belirten Ahmet Davutoğlu, Rusya’nın kazan-kazan anlayışını ‘kayıp-kayıp’a doğru tırmandırdığını ifade etti.

Ekonomik ambargoları ‘ters tepen bir silah’ olarak nitelendiren Davutoğlu. “Hedef alan tarafı da zarara sokar.” dedi.

Davutoğlu, bu süreçte fevri tepki göstermeyeceklerini ve hissi davranmayacaklarını, karşı tarafla aynı şekilde mukabele edip söylem savaşına girmeyeceklerini vurguladı.

İhracatçıların hiçbir şekilde paniğe kapılmamasını isteyen Davutoğlu, afet durumlarında olduğu gibi zarar görenlere devlet yardımlarının gündeme gelebileceğini kaydetti.

Davutoğlu, turizmcilere başka nerelerde alan açabileceklerini de değerlendireceklerini ekledi.

“MİLLETMİZİ FEDAKARLIK GÖSTERMEYE HAZIR BİR MİLLETTİR”

Rusya’nın Türkiye’ye sattığı doğalgazı kesmesi ihtimalinin sorulması üzerine Ahmet Davutoğlu, “Enerji alanında olacaksa zarar karşılıklı olacak.” dedi ve Rusya’nın bu yola tevessül edeceğini düşünmediğini dile getirdi. Davutoğlu, yine de Enerji Bakanlığı’na değişik alternatifler üzerinde çalışma talimatı verdiğini kaydetti.

“Öncelikle Rusya’nın böyle bir adım atmamasını temenni ederim. Muhtemelen böyle bir gelişme olmaz.” diyen Davutoğlu, bazı Erzurumluların ‘Gerekirse tezek yakarız ama sınırlarımızı çiğnetmeyiz’ dediğini aktardı ve “Olursa bizim milletimiz vatanı ve onuru için gerekli fedakarlıkları göstermeye hazır bir millettir.” ifadelerini kullandı. Davutoğlu, o seviyeye gelmeden Rusya ile ilişkilerin rayına oturacağını ümit ettiğini dile getirdi.

“BENİM İÇİN ŞANSSIZ BİR TABLO”

Başbakan Ahmet Davutoğlu, hükümet listesini Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunmaya gittiği sırada patlak veren krizi ise “Benim için şanssız bir tablo. Suriye savaşının etkileri bağlamında savaşla başladık.” ifadelerini kullandı.

VAATLER NE ZAMAN GERÇEK OLACAK?

Verdiğimiz her vaadi ilk 3 ayda gerçekleştirmeyi planlıyorum. Şeffaflık, siyasi etik gibi reformların yasaları zaten hazır durumda. Hükümet programını Meclis'e okuduk. İleriki günlerde de kamuoyuna çıkıp, "şu şu vaatler şu zaman, bu vaatler bu zaman olacak" diye açıklayacağım.

CAN DÜNDAR VE ERDEM GÜL'Ü TUTUKLAMASI

Can Dündar ve Erdem Gül'ün haberi için 'şeref madalyası' deniyor. O olayın muhataplarından biri benim. Tahran'da mülteci kampındaydım. Türkiye ile ilgili pozitif bir hava oluştu. Ben toplantı yaparken MİT tırları olayı oldu. Bir gün sonra da Cenevre'de Suriye görüşmelerine katılıyorum. Bütün ülkeler Suriye rejimine yüklenirken Suriye Dışişleri Bakanı, gazete haberlerine dayanarak 'teröristleri besliyorsunuz' dedi. O hain çete Suriye Dışişleri Bakanı'nın eline bunu verdi. Böyle bir olayı planlayan zihniyet Türkiye'ye ihanet etmiştir. Açık bir şekilde planlanmış, DAEŞ ile işbirliği yapan bir ülke görünümüne sokma çabası var. MİT tırları olayının böyle bir arka planı var. Bu haberlerin yayımlanması bir suç mu? Buna ben değil mahkeme karar verir. Devletin stratejik çıkarlarını zedeleyenlere dönük hukuki tedbirler dünyanın her yerinde vardır. Bu yargılamanın tutuksuz olması esas olmalıdır. Tutuklu olması istisnaidir. Bu olaya Hükümet olarak hiçbir müdahalede bulunmadık. Bu tür durumlarda tutuksuz yargılanma esastır.

"YA BİR SUİKAST YA DA BİR KAZA VAR"

Sayın Demirtaş her olay olduğunda suçluyu anında ilan ediyor. Anında bir kalıp ile devleti suçlayan, demokratik siyaset çizgisini aşan ifadeler kullanıyor. Olay olduğu gün ben dedim ki, 'Ya bir suikast ya da bir kaza var' Grup başkan vekilleri 'Başbakan suikast dedi' diyor. Bundan bu anlam mı çıkıyor. Sayın Putin bizi suçluyor, sanki o hava sahası ihlal edilmemiş. O teröristler oarada çatışma çıkarmasaydı, Tahir Elçi orada hayatını kaybeder miydi? O yüzden müsebbibi PKK'dır diyorum. O teröristlere ses etmiyorlar. Bütün riskleri alarak savcılar o çatışma alanına gittiler. Roket attılar. Bir daha gittiler, ateş açtılar. Baro yetkilileri ile gidildi, o gruba da ateş açıldı. Orada mermiler tam olarak toplanamamışsa bunun müsebbibi kim?

Orada sıradan bir olayın yoktu yani polisler atış talimi yapmıyorlardı. İşin bu bakımdan psikolojik boyutu da var. O teröristleri kovalayan kahraman polis, bir arkadaşının gözleri önünde şehit edilişini görmüş, diğer bir arkadaşını da can çekişirken izlemiştir ve bunun üzerine o iki teröristin peşine düşmüştür.