Demirtaş'ın açıklaması şöyle: AKP bir aydır hakkı olmadığı halde hukuksuz ve gayrimeşru olarak Türkiye’ yi yönetiyor. AKP yönetimi koalisyondan yana istekli, Cumhurbaşkanı ise erken seçimden.







CHP'ye kerhen, MHP'ye resmen

CHP'ye kerhen, MHP'ye resmen


Erken seçim ihtimali giderek ağır basıyor. Celal Doğan ‘ın Cumhurbaşkanı ile görüşmesi bilgimiz dahilindeydi ama özel bir görüşmeydi. HDP’den Cumhurbaşkanı’na, Cumhurbaşkanı’ndan da HDP’ ye herhangi bir mesaj gidip gelmemiştir” dedi.



Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kırmızı çizgileri ne?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kırmızı çizgileri ne?


Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü: "Diyarbakır mitinginde bombayı patlatan kişi, devletin içerisindeki istihbarattan ve emniyetten destek almıştır. Çözüm süreci ile ilgili; “Kurulacak bir hükümetten önce İmralı’ ya bir heyet gitmesi olanaklı görünmüyor. Ama tecrit tartışmalarına son vermek için ailesi Öcalan ile görüştürülmeli."

HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, hükümet kurulması için Cumhurbaşkanı tarafından bu kadar uzun sürede görev verilmemesinin normal olmasının mümkün olmadığını savunarak, "AKP şu anda bir aydır, hakkı olmadığı halde hukuksuz bir şekilde, gayri meşru bir şekilde, Türkiye'yi tek başına yönetiyor"dedi. Demirtaş, Ak Parti yönetiminin Koalisyon kurmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ise erken seçimde istekli göründüğünü ifade ederek, "Yani Cumhurbaşkanı'nın dayatması doğrultusunda Türkiye bir erken seçime sürükleniyor" dedi.
"AKP BİR AYDIR HUKUKSUZ VE GAYRİ MEŞRU ŞEKİLDE TÜRKİYE'Yİ YÖNETİYOR"

Diyarbakır'da bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hükümeti kurma görevini vermemesini değerlendiren Demirtaş; "Bu kadar uzun süre görev vermeme durumunun normal olması mümkün değil. Şimdi Türkiye'de olağanüstü bir durum yok. En çok oy alan partiden bir milletvekiline Cumhurbaşkanı'nın görev vermemesi için hiç bir neden yok. Neden bu kadar bekletiyorlar? Doğrusu bunu kabul etmek, anlamak mümkün değil. Fakat AKP şu anda bir aydır, hakkı olmadığı halde hukuksuz bir şekilde, gayri meşru bir şekilde, Türkiye'yi tek başına yönetiyor. Halktan oy almamış olmasına rağmen bir aylık tek başına bir iktidar, bir hükümet dönemi yaşanıyor. Bu arada atamalar yapılıyor, yüksek düzeyde bürokraside atamalar gerçekleştiriliyor. Bakanlıklarda düzenlemeler yapılıyor. Hükümet dış politika ile ilgili iç politikayla ilgili tam yetki sahibi olmamasına rağmen kararlar alıyor, bu kararları uygulamaya koyuyor. Bunların tamamı aslında siyasi etiğe siyasi ahlaka aykırı tutumlardır. Biran önce koalisyon görüşmelerinin başlaması lazımdır. Eğer bir koalisyon ihtimali varsa, kurulucak ise ki, bunlar görüşmelerde çok kısa bir sürede netleşecektir. Kurulacak koalisyon hükümeti güvenoyu alırsa çalışmasına devam eder. Ama aksi taktirde Türkiye bir erken seçime gidecekse de bunun biran önce netleşmesi lazım. Belirsizlik hali siyasette de ekonomide de, toplumda da belli rahatsızlıklar yaratıyor bu da çok normaldir. Bu rahatsızlıkların giderilmesi için derhal bu belirsizliğin ortadan kalkması gerekiyor" dedi.

"AKP YÖNETİMİ KOALİSYONDA, CUMHURBAŞKANI ERKEN SEÇİMDE İSTEKLİ"

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, son bir ayda yaşanan gelişmelerin koalisyon mu yoksa erken seçimimi işaret ettiğine dair görüşünü ise şöyle açıkladı; "Ben AKP yönetiminin koalisyon kurma konusunda istekli olduğunu düşünüyorum. Fakat, Cumhurbaşkanı'nın erken seçim konusunda daha istekli olduğu anlaşılıyor. Burada AKP yönetimi ve mevcut geçici hükümetin tutumu mu ağır basacak, bir koalisyon konusunda uzlaşmaya mı çalışacaklar, bir hükümet mi kurulacak? Yoksa Cumhurbaşkanı'nın AKP üzerindeki tahakkümü, AKP üzerinde kurmuş olduğu hegemonya ve vesayet devam mı edecek? Bunu görmüş olacağız. Yani Cumhurbaşkanı'nın dayatması doğrultusunda Türkiye bir erken seçime sürükleniyor. Fakat bundan da biz HDP olarak, çekinmiyoruz, çekinmediğimizi her aşamada da belirttik. Kasım'da ortasında, veya sonunda herhangi bir gün, erken seçim tarihi olarak belirlenirse, bu belirsizlik ortadan kalkarsa Türkiye açısından iyi olur. Bir erken seçimde taşlar daha ciddi bir şekilde yerine oturur diye düşünüyoruz. Fakat kestirmek zor. Erken seçim giderek ağır basıyor. Görünen o. Ancak AKP yönetimi, hükümet kurma isteğini hayata geçirebilecek mi, Cumhurbaşkanı'na rağmen bunu yapabilecek mi, vesayetten kurtulabilecek mi? Bunu önümüzdeki hafta hep birlikte göreceğiz. Bu konular netleşmiş olacak."

"SİYASETTE DÜŞMANLIK, KAN DAVASI, KİN VE NEFRET OLMAZ"

Partilerinin kendilerini koalisyon görüşmeleri için ziyaret edecek partilere sunmak için bir dosya hazırladığını söyleyen Demirtaş, "HDP, seçim döneminde seçim sonrasında ortaya koyduğu ilkeler neyse, açık şeffaf bir şekilde, gizli kapaklı hiç bir ilişkiye girmeden kamuoyuyla bunları paylaşıyor, paylaşmaya devam edecek. Biz demokrasi, adalet, barış, üç temel ilkede ancak bir hükümet koalisyon kurulursa, Türkiye'nin ihtiyacını karşılayabilir inancındayız. Bu üç temel ilkeyi de alt başlıklarla dolduruyoruz. Bunlar Türkiye'nin, toplumun en acil ihtiyacı olan önemli mevzulardır. Mesele koltuk, yetki paylaşımı değildir. Adaleti, demokrasiyi ve barışı gerçekleştirme konusunda hangi partiler bir araya gelirse gelsin, bu ilkeleri hayata geçirme konusunda samimiyet belirirse biz kesinlikle o partilerin işini kolaylaştırırız, hangi parti olursa olsun hiç fark etmez. AKP, CHP, MHP hiç fark etmez. İlla koalisyon içerisinde yer alırız demiyorum. Ama onların bu ilkeleri hayata geçirme konusunda samimiyetlerini görürsek destekleriz. Hayata geçirmeleri konusunda parlamentoda, dışarıdan yardımcı oluruz. Çünkü bizim için Türkiye toplumunun ihtiyacıdır önemli olan. Siyasette düşmanlık, kan davası, kin, öfke olmaz, kişiselleştirme olmaz. Önemli olan bizler değil, halkın beklentileridir, istekleridir. Biz onları hayata geçirme konusunda her türlü samimi, ilkesel duruşu ortaya koymaya hazırız" diye kaydetti.

"DOĞAN İLE CUMHURBAŞKANI GÖRÜŞMESİ KİŞİSEL BİR GÖRÜŞMEDİR"

Demirtaş, HDP Gaziantep Milletvekili Celal Doğan'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşme ile ilgili ise, "Celal Bey, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde, sayın Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapıyor idi. Oradan kalma kişisel dostlukları var. Giderken de bize bilgi verdi, dönerken de bize bilgi aktardı. Sayın Celal Doğan, disiplinsiz, ciddiyetsiz bir şekilde davranacak birisi değil. Fakat görüşmenin kendisi kişisel bir görüşmedir. HDP'yi temsilen, HDP'nin isteği üzerine gerçekleşmiş bir görüşme değil. Bizden doğru sayın Cumhurbaşkanı'na ne mesaj gitmiştir, ne de sayın Cumhurbaşkanı'ndan bize mesaj gelmiştir. Zaten görüşmenin içeriğini sayın Celal Doğan, kamuoyuna açık açık paylaşmıştır. Onun dışında konuşulmuş, paylaşılmış bir şey yoktur" dedi.
Demirtaş,Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun koalisyon görüşmelerinde HDP ile ilgili sözleri üzerine şunları söyledi:
"AKP yönetimi partimizi ziyaret ederse bu konuları açık açık konuşacağız, fikirlerimizi söyleyeceğiz. Biz samimi bir fikir ortaya koyacağız. Karşımızda da bir samimiyet, ciddiyet görürsek, seçimden doğru dersler çıkarmış bir anlayış ve zihniyet görürsek, bu ilerleme konusunda yolu açabilir. Koalisyonların kurulması açısından yolu açabilir. Ama AKP halen seçimden tek başına iktidar çıkmış gibi ülkeyi yönetiyor, yönetme hakkına sahipmiş gibi davranmaya devam ederse, geri kalan bütün partileri, özellikle HDP'yi yok saymaya devam ederse, ilerlemek tabi ki mümkün olmaz. Biz her halukarda doğru sonuçlar çıkarmış olmayı AKP açısından umut ediyoruz. Sayın Davutoğlu partimizi ziyaret ederse bunu kendisinde görmek istiyoruz. Seçimden doğru sonuçlar çıkardığını kendisinden duymak istiyoruz. Bu doğrultuda ön yargısız bir şekilde fikirlerini bizlerle paylaşırsa, biz de samimi, dürüst önerilerimizi kendisiyle paylaşacağız. Türkiye'nin ve toplumun ortak çıkarları doğrultusunda hareket etmek için bizim hiç bir çekincemiz yoktur. Bunu koalisyon kuracağız anlamında söylemiyorum. Birlikte hareket etmek, Türkiye'nin içi kaynıyor. Suriye, Irak, bütün Ortadoğu kaynıyor. Böyle bir durumda siyasi partilerin ve parti liderlerinin kendi arasındaki çekişmeleri Türkiye'ye bir yarar getirmez. Acil bizim özgürlüğe, demokrasiye ve barışa ihtiyacımız var. Bu kadar net. Bu konuda neler yapabileceğimizi kafa kafaya, el ele verip, konuşmaya hazırlarsa biz hazırız. Bakın MHP bile hazırsa, biz hazırız diyorum. Bizim için düşmanlık, kan davası, böyle bir tutum olmaz olamaz, halkın iradesine saygı duyarız. Birlikte çözüm bulmaktır işimiz. Şu anda onu denemek zorundayız. Görev kime verilmişse, kimleri ziyaret edeceği kendi kararlarıdır, ona saygı duyarız. Kendileri bilir. Ama HDP'yi yok sayma gafletine kim düşerse düşsen, halk tarafından cezalandırılmaya devam edilecekler. Çünkü HDP, Türkiye'nin geleceğinin umududur. Türkiye'nin geleceği HDP'dedir artık, bunu herkes bilmelidir. Bunu son seçim ispatlamıştır. Artık erken seçim olsa da olmasa da HDP Türkiye'nin en özgürlükçü partisidir ve gelecekte Türkiye'yi HDP yönetecektir. Bu netleşmiştir artık. Türkiye'yi seven, Türkiye toplumunun bütün kimliklerini seven, hırsız olmayan, gaspçı olmayan, rüşvetçi olmayan kadrolar yönetecektir."

"BİZİ ZİYARET ETMEYE TENEZZÜL ETMEYEN BİRİNE OY VERMEMİZ DÜŞÜNÜLEBİLİR Mİ?

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Meclis başkanlığı tartışmalarında CHP ile MHP arasında tartışmaya neden olan MHP adayı İhsan Ekmeledinoğlu'nun desteklenmesi konusunda ise, "Bizim partimizi ziyaret etmeyi, tenezzül etmemiş bir adaya, HDP'nin oy vermesi düşünülebilir mi? Böyle bir saçmalık mı olur? Partimizi yok saymış, nezaketten ziyaret edip, 'ben adayım, HDP'nin desteğini istiyorum' nezaketini bile ortaya koymamış bir partinin adayına HDP oy verir mi? Böyle bir şey düşünülebilinir mi? MHP neyine güvenerek kendi adayını, üçüncü turda seçileceğini söylüyor? HDP'nin oylarına mı güveniyor? HDP'nin oyları çantada keklik mi? Böyle bir şey olur mu? Eğer desteğimizi istiyor idilerse, sayın Ekmeleddin İhsanoğlu, buyursaydı partimizi ziyaret etseydi. Kap4mız açıktı, tartışsaydık, olmayacak bir şey değildi. Tartışabilirdik, biz bunu tartışmaya açıktık. Ama kendileri partimizi yok saymayı, partimize hakaret etmeyi kendileri açısından daha uygun bir siyaset olarak görürdüler. Ve kendileri kaybettiler. HDP'nin burada kaybettiği bir şey yok. Meclis başkanlığını, AKP'ye altın tepsi içerisinde sunan MHP'nin kendisidir. Hiç sağa sola kıvırmaya gerek yok. Meclis başkanı AKP kimliğini taşımasına rağmen açıkça MHP'nin desteğiyle seçilmiştir" diye konuştu.
TBMM Başkanlık duvanının oluşturulması ile ilgili bir kriz yaşanıp yaşanmadığı ile ilgili soru üzerine Demirtaş, "Ortada krizlik bir durum yok. Parlamentoda sandalye sayısı eşitse hak eşittir. Dışarıda alınan oylara göre belirlenmez parlamentodaki dağılım, divandaki dağılım. Buna göre belirlenmez. MHP ve HDP'nin Parlamento'daki hakları eşittir o kadar nettir tartışılacak bir durum yoktur"dedi.

"DİYARBAKIR BOMBACISI KESİNLİKLE DEVLET İÇİNDEN DESTEK ALMIŞTIR"

Diyarbakır'da HDP mitinginde patlatılan bombalar ve yürütülen soruşturna ile ilgili çıkan haberleride değerlendiren Demirtaş, şöyle konuştu:
"Bir mitingde biri bir pankart açsın, polis de ona yasadışı pankart muamelesi yapsın, o yakaladıkları kişilerin arkasında kim var? O pankartı kimle yazdılar, kumaşı neraden aldılar, boyası nerden aldılar hepsi soruşturulur. Basit bir pankart, arkasında kim var, hangi örgüt var, didik didik soruşturulur. Türkiye'nin en büyük mitinglerinden birinde toplu katliam girişimi yaşanmış, bomba patlatılmış ortada 5 ölü 300'den fazla yaralı var. Fakat tutuklanan 1 kişi. Arkasında kim var, kimlerden destek aldı? Hangi yardımla Diyarbakır'a gelip bu katliamı yaptı? Bununla ilgili bir soruştura yok. Fakat söyleyelim; saldırıyı gerçekleştiren kişi IŞİD elemanı. Adıyaman'dan Suriye'ye gidip IŞİD'e katılıyor. Ailesi ve komşuları, onun IŞİD'e katıldığını polise bildiriyorlar. Ve polis terör nitelikli suçlardan aramak kaydı koyuyor. Ve Diyarbakır'da bomba koymadan bir gün önce kaldığı otelde polis bunu gözaltına alıyor. Arama kararı kaydı var hakkında. Fakat ne hikmetse IŞİD'e katıldığına dair tek bir soru sorulmuyor bu kişiye. Sadece asker kaçağı olduğu iddiasıyla işlem yapılıyor ve ne hikmetse askere de götürülmüyor. Çocuk serbest bırakılıyor ve oteline geri dönüyor. Ayaküstü gözaltına bile alınmadan işlem yapılıyor ve serbest bırakılıyor. Ve aynı kişi ertesi gün gelip miting meydanında katliam gerçekleştiriyor. Şimdi kimler bu soruşturmayı gizlediler, kimler bu çocuğu korudular? Diyarbakır'a kimlerin desteğiyle geldi? Bombayı kimlerin desteğiyle hazırladı? Kim bombayı Diyarbakır'a sokmasına izin verdi? Miting alanına bombayı sokmasına kim yardım etti? Bunların hepsi bir örgütün varlığına işaret ediyor. Fakat bu örgüt de gizli, saklı, devlet bilgisi dışında bir örgüt de değil, öyle anlaşılıyor. Kesinlikle devletin içerisinden destek almıştır. Kesinlikle istihbaratın, emniyetin içinden destek almıştır, öyle anlaşılıyor. Bunlar kimlerdir? Ortaya çıkarılması lazım. Başbakan atıp tutacağına, 693 bürokraside atama yapacağına, geçici hükümet sıfatıyla bunlarla uğraşacağına çıksın bunlara cevap versin. Niye hala bir kişi tutuklu? Büyük bir katliam gerçekleştirilmiş, neden arkasındaki devlet güçleri, devletin içerisinde buna destek olanlar neden ortaya çıkarılmıyor, neden bunların hesabı sorulmuyor? Neden bizi tatmin edecek bir soruşturma ve açıklama yapılmıyor? Bütün bunlar ortada kalmış sorular. Ama bir gün bizim gücümüz olursa geçmişe dönük bunların hepsinin hesabını soracağımızı herkes bilmelidir. Hiç bir suç cezasız kalmamalıdır."

"TECRİT DURUMUNUN ORTADAN KALKMASI İÇİN AİLESİ SAYIN ÖCALAN İLE GÖRÜŞTÜRÜLMELİDİR"

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, çözüm süreci ve İmralı Adası'na gidilememesi ile ilgili ise, "Hükümet kurulmadan heyetlerin İmralı Adası'na gitmesi çok mümkün görünmüyor. Fakat ailesinin gidip İmralı'da kendi sağlık durumuyla ilgili bilgi alması önünde hiç bir engel yok. Adalet Bakanlığı'nın bu konuda derhal gerekli izni tamamlayarak, ailesinin kendisiyle görüşmesine olanak sağlaması gerekiyor. Bu tecrit görüntüsünün ve tecrit durumunun ortadan kalkması gerekiyor. Fakat hükümet kurulur kurulmaz da çözüm süreciyle ilgili tutum nedir, ne olacak? Bunların netleşmesi ve çözüm sürecine dair belirsizliğin de biran önce ortadan kalkması gerekiyor. Bizim beklentimiz şudur; Çözüm süreci önemli bir noktaya geldi fakat, son 3 aydır AKP tarafından donduruldu. Büyük bir yanlış, büyük bir hata yapıldı bu konuda. Kaldığı yerden devam etmeli demiyorum, daha iler bir noktadan devam etmeli. Yani eskisi gibi tek taraflı AKP 'nin kontrolünde, onun isteği şekilde yürüyen bir çözüm süreci olmaz. Şeffaf, aleni olmalı, kamuoyuna açık olmalı. Parlamento dahil olmalı, gözlemci heyet olmalı. Ve Dolmabahçe mutabakatı çerçevesinde şeffaf, açık müzakere sürecine geçilmeli ki ve bu konuda kamuoyu halk tatmin olmalı ki, çözüm süreci hızlı bir şekilde nihayete ersin. Halkın bilmediği kamuoyunun bilmediği gizli saklı işlerle barış olmaz. Kapalı kapılar ardından barış olmaz. Ne yaptığımızı, ne ettiğimiz, ne konuştuğumuzu, nerede anlaştığımızı, nerede anlaşamadığımızı halkın bilmesi lazım. Biz bir açık ve şeffaf bir görüşmeden yanayız. Kurulacak koalisyon hükümeti eğer, bu konuda dürüst bir tercih ortaya koyarsa HDP kaldığı süreci kaldığı yerden yürütmeye desteklemeye hazırdır. Çünkü barış bizim için geçici bir heves değil, yaşam gerekçesidir"diye konuştu.

"ARDA TURAN BARCELONHA'DA BAŞARILI OLACAKTIR"

Demirtaş, Arda Turan'ın Barcelona'ya transferi konusunu da değinerek, "Arda Turan'ın Barcelona'ya gitmesi iyi bir gelişmedir. Hem Barcelona için hem Arda için. Türkiye sporu ve futbolu için önemli bir gelişmedir. Ben başarılı olabileceğini düşünüyorum, inanıyorum. Arda Turan Barcelona'da kendini sevdirecektir. Hem futboluyla hem Barcelona'da halkla, seyircisiyle iyi bir kaynaşma, iyi bir buluşma sağlayacağını düşünüyorum. Umut ediyorum Barcelona'da kendisini izleme ve destekleme fırsatımız olur. Başarılar diliyorum kendisine hayırlı olsun"dedi. DHA