Emin Çölaşan’ın notu:
Sevgili okuyucularım, sizlerden her gün çok sayıda mesaj alıyorum. Hepsine tek tek yanıt vermem ne yazık ki mümkün olmuyor. Bunlardan bazılarını yazılarımda kullanıyorum, bazılarını ise pazartesi günleri burada yayınlıyorum.
Burada kullandığım mesajların bazılarında, gönderen okuyucularımın isimlerini ne olur ne olmaz diye vermiyorum. Başlarına iş açılmasın.
Ayrıca bu mesajları, harf ve cümle hataları dahil, üzerlerinde hiçbir oynama yapmadan sizlere iletiyorum.
Her pazartesi günü burada, gazetemizin internet sitesinde buluşmak umuduyla.

________________________________

Emin Bey Merhaba,

(18 Nisan) Sözcü'deki köşenizde yazdığınız "Seçim Hileleri Başlıyor" başlıklı bölümde Yüksel Bey'in anlattıklarını üzüntüyle okudum. Bu hile ne yazık ki çok sık duyduğumuz ve de yakalanması en zor olan hilelerden. Zira nüfus sistemimiz adrese dayalı olarak kurgulandı ve daha önce kontrolu YSK da olan kayıtlar yasa ile iktidarın kontrolüne alındı. Buna paralel olarak da sanki yeni sistem çok güvenilirmiş gibi eskiden mükerrer oy kullanımını önlemek için kullanılan sabit boya uygulaması ilkel olduğu bahanesi ile uygulamadan kaldırıldı. Biz gençliğimizde oy verdikten sonra günlerce parmağımız boyalı olarak dolaşır ve bu boyayı vatandaşlık görevimizi yerine getirmenin gururu ile parmağımızda taşırdık. Böylece bu görevi yerine getirmeyenleri de görür ve sorgulardık.

Şimdi çok gerekli olmasına rağmen YSK neden bu tedbire başvurmuyor. Bunun özellikle doğuda da çok etkili olacağına inanıyorum.

Bu konuya sizin geçmiş tecrübelerinizle birlikte yazılarınızda değinmenizin daha geç kalmadan tüm taraflara hatırlatmak yönünde faydalı olacağı kanaatindeyim.

Sevgi ve saygılarımla,

Cüneyt

__________________________________

Sayın Emin Çölaşan,

Okuyucularınızda yoktur ama sizin arşivleriniz tarandığında şimdiye dek yapılan toplu açılışlarda toplam kaç bin tesis adedi olduğu ortaya çıkacaktır.

Ülkemizde işsizlik, büyüme oranı fakirliği, istihdam yaratacak yatırımların açılışı yerine vatandaşla alay eder gibi trişkadan açılışlar yapılması, insanlar bu kadar da aptal yerine konmamalı tepkisi uyandırıyor bende…

Lütfen şu toplu açılış törenlerindeki tesis aded toplamınıi bulup yazınız, yazınız ki biraz utansınlar…

Saygılarımla.

Murat

__________________________________

Ermeniler yine soykırım konusunu çıkardı.7 cephede savaşan, eli silah tutan erkekleri cephelere gitmişken, geride kalan yaşlı, kadın ve çocuklara saldırıp zayıflıktan yararlanıp toprak almak Ruslara destek vermek istediler.

Asıl soykırımı Ermeniler yaptı.. Buna rağmen haklı çıkmak istiyorlar. Emperyalist Kötü siyasetçilerden destek alıyorlar.

Eğer Osmanlı soykırım isteseydi, yaşlı ve kadınlarla soykırım yapabilir miydi?

Soykırım yapmak isteyen bir devlet, yok etmek istediği soyu korumak için daha güvenli bölgelere gönderir miydi?

Bu iki konuda düşüncenizi yazı veya mesajla alabilmem mimkün mü acaba? Saygılarımla.

Dinçer Önal

________________________________

Emin bey merhabalar ,
Ben Polis Akademisinde okuyan bir gencim. Her sabah yaptığım gibi bugün de köşe yazılarını okurken yazınıza denk geldim ve dikkatle okudum. Yazdıklarıniz gercekten hem beni üzdü hemde sevindirdi. Sevinme sebebim bizleri köşenize taşımanız haksızlığa karşı sizinde yazdıklarınıza bizlere el uzatmaniz oldu. Üzülme sebebim ise bahsettiğiniz onlarca gerçeği görmelerine ragmen sessiz kalmayi seçen sonrada "gazeteci dediğin tarafsız olur ,her şeyi açıkça söyler " lafları altında gizlenen lafım korkaklara...
Tekrardan teşekkürler iyi çalışmalar

________________________________

Sayin colasan genelde kose yazinizi takip ediyorum takip ettikce gulesim geliyor sayglarimla
cemal taş

________________________________

Sayın Emin Çölaşan,
Sözcü Gazetesinin bugünkü nüshasındaki köşe yazınızı okudum.Evet,doğrudur bu 92 yıllık Cumhuriyet tarihimizin en büyük polis kıyımıdır.1960,1971 ve 1980 askeri darbelerinde dahi böylesine büyük bir tasfiye operasyonu yapılmamıştı.Hatta ülkemizin 1919-1922
işgal yıllarında bile böylesine yapılan bir temizlik ( !) hareketine tarih tanık olmamıştı.
Asıl sorun boşaltılan emniyet kadrolarının bundan sonra kimlerle ve nasıl doldurulacağıdır.Günümüzde dünyanın tüm ülkelerinde polis adayları teşkilata atanmadan önce belirli bir mesleki eğitimden geçirilirler.Polis kolejleri ve akademisi de artık faaliyet gösteremeyeceğine göre polis adayları hangi kurumda ve nasıl eğitimden geçirileceklerdir ?Asıl mesele buradadır.Yoksa siyasi iktidar 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası" İran tipi devrim muhafızları" oluşturmak üzere düğmeye mi bastı dersiniz.?

Haşmet

__________________________________

Sayın Çölaşan,
Bahçeşehir Gölet parsel parsel satılıyor...
Bahçeşehir'de yaşayan bir Bahçeşehir liyim. Dünyanın sayılı uydu kent projelerinden biri olan Bahçeşehir, Birleşmiş Milletler tarafından Habitat ödülü dahil birçok ödüle layık görülmüş TC'ye ve Atatürk ilkelerine bağlı, modern, donanımlı ve üretken insanların yaşadığı eski bir ilçe; eski diyorum çünkü mevcut iktidar buradaki muhalif oyları seyreltmek için 2009 da belediye vasfını iptal edip neredeyse 20km ötedeki Başakşehire bağladı. O gün bu güzel örnek beldenin kaderi değişti.
Kişi başına 12m2 yeşil alan iddiası ile hayatına başlayan bu güzel belde Türkiye nin muhtemelen halen en büyük yapay göletine sahip. Lakin bugünlerde Bahçeşehir üzerinde karabulutlar dolaşıyor. Son 2 senede Türkiye nin birçok yeri gibi Bahçeşehir betona boğuldu. Altyapısına çivi çakmadan yüzlerce konut inşa edilldi ki bunların önemli bir kısmı TOKİ menşeli. Birçok hayvana ev sahipliği yapan gölet alanı için 22.04.2015 te belediye ihaleye çıkıyor. Gezi olayları sırasında ihaleye çıkıldı aslında ve o zaman insanların Gezi hassasiyeti nedeniyle ihale iptal edilmişti. Bu yemyeşil, ağaçları, doğası ve göleti ile İstanbul ve Türkiye nin yüzakı bu göletparkın %5 i 3.şahıslara satılacak. Yani restoran, kafe vs vs yapılacak. Bunlar zaten mevcut. Hem de had safhada. Belediye mevcut göleti peyder pey satacak, buralara yine yeni konutlar inşa edecek, gölet alanını büyük oranda küçültecek; uç kesiminden göletin ötesine yeni bir gölet alanı yaparak göleti büyütüyoruz diyecek. Arkadaş uzatacaksan uzat göleti ama mevcut olan kısmına dokunma. Ama yok! Olmaz! Amaç Bahçeşehir liyi cezalandırmak. Çünkü buradan normalde iktidar partisine az oy çıkıyor.
Bir haftadır Bahçeşehir li çeşitli STK ve platformlar girişimiyle etkinlikler düzenleyip itirazlarını ortaya koyuyor ve belediye başkanı ile de dün bir görüşme gerçekleşti bildiğim kadarıyla. Lakin malum belediyeden beklenen cevap alındı: 'Satacağız''
Dolayısı ile sizden ricam bu yazımın kamu oyu ile paylaşılması ve feryadımızı Tüm İstanbul, tüm Türkiye ve tüm dünyanın duyması:
'Gölet satılmasın!!!'

Saygılarımla;

Rumuz: Göletteki yaşam

________________________________

Sayın Çölaşan,
Ben Amerikada Ermenilerin en yoğun olduğu Kaliforniyada yaşıyorum.25 Nisan için daha şimdiden Amerikan gazetelerinde Türklere kan kusan yazılara tekzipler gönderiyoruz,1914 1915 yılındaki olayları anlatıyoruz .Justıne Mccharty, Dr.erıcson gibi Amerikan tarih profesörlerinin bu konuda yazdığı tarih kitaplarını referans olarak gösteriyoruz. Ermenilerin ilk cumhurbaşkanı bile soy kırımı yoktur karşılıklı çarpıştık diye beyan verdiğinden Ermeniler adeta onu tarihlerinden silmek isterler. Amerikada yaptığımız toplantıları basıyorlar.25 Nisan tarihinde çatışma olabilecek bir ortamda Los Angeles te protesto yürüyüşü tertip ediyoruz.
Ak Partisi oniki yıldır iktidarda bu on iki yılda bu beceriksiz iktidarın yüzünden uluslararası mahkemelerde soy kırımını ispatlıyamıyanlar politikacılara baskı yaparak,Amerikanın ve Avrupanın kamu oyunu etkiliyerek Türkler Soykırımı Yapmıştır diye kararlar çıkarttılar. Başımızda ben Türküm diyemiyen bir Cumhurbaşkanı ve onun emrinde bir Başbakan var. Amerikada cansiparane çarpışan, kırk para almadan zamanını harcayan bir avuç Türk e destek vereceklerine, adeta soykırımı kabul eden beyanatlar vermelerini dehşet içine okudum . Okuduklarıma inanacağım gelmiyor. Adeta dudaklarım uçukladı.Kimden korkuyorlar,kime yaranmıya çalışıyorlar. Yoksa Papanın onları afaroz edeceğinden mi korktular .Sayın Başbakan,sana yazıklar olsun,siz tarihi bile bilmeden nasıl Dış İşleri Bakanı,Başbakan oldunuz? Ağzınıdan çıkanı kulağınız duyuyormu.Balkan ve Birinci Cihan Harplerinde 2.5 milyon Türk öldü.Haberiniz var mı? Benim babam 17 yaşında Çanakkale Harbinde ve sonra İstiklal savaşında çarpıştı ve onun göğsüne İstiklal Madalyasını Sizin ayyaş dediğiniz Atatürk taktı.Sonra harpte aldığı yaralardan öldü.Size onun hakkını helal etmiyorum.
Yılmaz Erolgac
San Dıego,Californıap

________________________________

Sayın Çölaşan, bugünkü “SEN KİME TAZİYE VERİYORSUN EY AHMET” başlıklı yazınız üzerine bunları yazmak geldi içimden. Bu “ERMENİ SOYKIRIMI” lafları artık gına getirdi. Eğer gerçekten soykırım yapıldı ise bunu kabul edelim ve sonucuna katlanalım. Eğer yoksa, o zaman adam gibi bunun savunmasını yapalım. Bir çok ülke “Ermeni Soykırımı Yoktur” demeyi yasakladı. (Örneğin, İsviçre, Yunanistan, Fransa) Diyenleri mahkemeye veriyor ve cezalandırıyor. (İsviçre’de Doğu Perinçek olayı) Biz ne yapıyoruz: “Soykırım yoktur, biz arşivlerimizi açıyoruz, Ermeniler, Ruslar, İngilizlere de açsınlar tarihçiler incelesinler ve karar versinler”, safsatasının arkasına sığınmışız, Dünyayı uyuttuğumuzu varsayıyoruz. Tıpkı İsviçre’nin yaptığı gibi, “neden soykırım vardır” diyeni mahkemeye vermiyoruz. Ben hukukçu değilim amma, bir şeyi iddia eden kişi hukuken onu ispatlamak zorunda olduğuna inanıyorum. Papa hem de iki kez “SOYKIRIM VARDIR” dedi. Şimdi de 24 Nisanda Obama diyecek endişesiyle hop oturup, hop kalkıyor siyasiler. Bu iddiaların ispatı için başvurulacak bir merci, (örneğin LAHEY ADALET DİVANI) vardır herhalde. İnsanların insanları din, dil, ırk, milliyet, renk ve özellikle de çıkar olmaksızın, sadece insan oldukları için sevebilecekleri bir dünya kurulmalı artık.
Yalçın DURAK

________________________________

Sayın Çölaşan, bugünkü köşe yazınızı okudum. Aklıma gelen bir konuyu sizinle paylaşmak istiyorum. Ülkemizin her yıl Nisan ayı boyunca gündemini işgal eden bu soykırım palavrası ile ilgili gerçekler bildiğim kadarıyla okullarımızda özellikle liselerimizde ders konusu olarak işlenmiyor. Ülkemiz için böylesine önemli bir konunun liselerimizde ve üniversitelerimizde inkılap tarihi dersinin içerisinde 5 ders saatinden az olmamak üzere anlatılması, gençlerimizin bilinçlendirilmesi ve bu bilgilendirme sonucunda öğrendikleri gerçekleri her platformda ifade edebilmeleri güzel olmaz mı?

Sizden ricam, bu konuya köşenizde yer vermeniz ve ileride bizi yönetecek olan gençlerimizin bu konuyu gündeme geldiğinde bir ezilmişlik duygusu ile ele almamaları, Sayın Perinçek gibi mücadele edebilmelerine önayak olmanızdır.
En derin Saygılarımla......

Celalettin AKÇİL

________________________________

Sayın Çölaşan
49 yaşındayım. Lise yıllarından beri " bu ermeni meselesinin aslını neden bir devlet büyüğü ifade etmez, neden bir gazetecimiz yazmaz" diye konuşur durur, kendimce anlatırdım bulduğum her ortamda.
22 nisan yazınız için çok teşekkür ederim. Müsade ederseniz bir ilaveyi hatırlatmak isterim :
Rus kuvvetleri son darbeyi indirip ülkemizi işgal etmek için Ermeniler ile işbirliği yaparlar. Harekat için tarih belirlenir. Gece yarısı Rus birlikleri zaten işgal etmiş oldukları kars sınırından içeri giderecek, Ermeniler de Erzincan civarından başlayarak destek verecekler ve orta noktada buluşup işgal tamamlanacak. Fakat o gece Rusya da devrim yapılır ve harekat durur. Ermeniler ise bundan habersiz sabaha kadar sivil Türk vatandaşlarını öldürürler. Sabah Türk ordusu haber alır ve bölgeye öğleden sonra intikal eder. Tabiki gereğini yapar sizin yazınızda belirttiğiniz gibi.

Bugün ülkemizi yönetenler Türk olmadığından bunları dile getirmez Ermeniler için yas tutarlar. Bugün ülkemizi yönetenler müslüman olmadıkları için ne Ermenilerin öldürdüğü bir milyon sivil için, nede pkk tarafından öldürülen şehitlerimiz için bal sağlığı dilemez, rahmet okumazlar, merhamet yoktur yüreklerinde. Bunları nasıl devlet olarak başımıza koyduk bilmiyorum
Çetin

________________________________

Geçenlerde İstanbul Atatürk Havalimanında başımdan geçen bir olayı sizlerle paylaşmak isterim:
İkinci güvenlik kontrolunda önümdeki 3 hanım yolcu “müsait değilim” diyerek pardesülerini çıkarmadan cihazdan geçtiler ve hemcinsleri bir görevli tarafından elle kontrol edildiler.
Sıra bana geldiğinde ben de müsait olmadığımı söyleyerek ceketimi çıkarmadan geçmek istedim ama görevli izin vermedi (Bunu ilk kez yaptım;o ana kadar alanlarda kontrollerde ceketimi hep çıkarmışımdır) ve ceketimi çıkarmamı söyledi.Ben de az önceki hanımları örnek gösterdim ve onlara yapıldığı gibi elle kontrol edilmek istediğimi belirttim.O zaman beni kabine götürüp elle kontrol edeceklerini söyledi.Ben de o hanımlar gibi o işin orada olması gerektiğini,kabine gitmeyeceğimi söyledim.Israr edince daha kıdemsiz bir görevliye –sanki kendisi değilmiş gibi- polis çağırmasını söyledi .O görevli de polis çağırmak yerine nezaket göstererek bir yerden bulup çıkardığı dosyadan bana yönetmeliği okutmaya çalıştı. Bu arada sıradaki birkaç yolcudan uçağa geç kaldıklarını belirtir şekilde homurdanmalar olunca (her zamanki duyarsızlığımız,kayıtsızlığımız) ben de fazla uzatmadım ve söylenerek ceketimi çıkardım.
Burada vurgulamak istediğim nokta güvenlik açığı.Bazı kişilerin üzerindekileri çıkarmadan cihazdan geçmelerinin –elle kontrol edilmelerine rağmen- havalimanlarında yaratacağı sakıncayı tahmin edebilirsiniz.
Bu, çok ciddi sonuçları olabilecek güvenlik yetersizliğine dikkat çekebilmek için havalimanlarında sizleri de üzerinizdekileri çıkarmayıp “müsait değilim” demeye çağırıyorum. Bu iletiyi tanıdıklarınızla da paylaşabilirsiniz.
Saygılar, sevgiler,
Halit Pınar

________________________________

emin bey, aklına Diline sağlık. Her gün sizi zevkle okuyorum. Somut olaylara o kadar ,akılcı gerçek vatan sevgisi ile yaklaşıyorsunuz ki takdir etmemek mümkün değil.
bayburtluyum. Ermeninin yaptığı mezalimi dedelerimden dinlemiştim. Soykırıma uğrayan biz türkler. zaten tarih kitaplarıda aynen yazıyor.
bu demektir ki, gelmiş geçmiş hükümetler yaşadığımız bu olayları ya batıya izah edememişler yada karşı taraf ön yargılı. ÖN YARGILI oldukları kesin.daha yakında ermeninin azerbaycandaki katlıamları ortada üstelik, ermenistandaki ermeni nufus çokaz diaspora dedikleri neden ermenistana dönmüyorlar. neden ABD ,FRANSA gibi ülkelerdeki servetlerini ermenistana getirmiyorlar. bumu ermeni milliyetciliği! türkiyeden toprak alıpta ne yapacaklar ermenistanda ermeni azalırken.
BUNLAR batının ve ABD nin PİYONLARIDIR zamanı gelince kullanılacaklar. yoksa ABD ve batı çok iyi biliyor ki, SOYKIRIM YOKTUR. batıdan doğudan saldırıya uğramış bir devlet soykırımla suçlanamaz.

n.o. neşet

__________________________________

Sayın Çölaşan,
Sınav Günü...

Mutlaka anımsarsınız zamanımızda; ister ilk, ister orta, ister lise ve isterse de üniversite yılları olsun, Haziran ayı hep bir sınav ayı idi... Ve okuduğumuz okulun sınıflarında sırayla imtihan olurduk. İmtihanlara da bir kaç ay kaldığından, Nisan ve Mayıs ayları da yoğun bir biçimde hep ders çalışmakla geçerdi. Ancak bazı vurdumduymaz arkadaşlar, işin ciddiyetine rağmen, ders çalışmamak bir yana, gülerek âdeta sınavları alaya alırlardı. Ve hocalarımız da onlara "Siz şimdi gülüyorsunuz ama, biz de size Haziran'da güleceğiz..." derler ve bu öğrencilerin sınıfta kalmak bir yana, belge almaları üzerine de, sonunda gülen ne yazık ki hep "Hocalar" olurdu...
Ve bugün de, Haziran ayının 7'sinde, ulusça hayati derecede önem taşıyan bir sınav bizi bekliyor... Ve yine bir okulun sınıflarında oy kullanmak suretiyle, sınavdan geçeceğiz. Sınava bir ayı aşkın bir zaman var ve bu sürede bizler de, çoğumuzun geçmişteki yıllarda yaptığı gibi, yine işin ciddiyetine inanmayıp, dersimize gerektiği şekilde çalışmaz ve haliyle başarılı olmazsak, bu kez de sınıfta kalıp, belge almak bir yana "Hocalara" kendimize güldüreceğimiz de acı bir vakı'adır... Ve bu meyanda işin asıl trajik yanı da, alacağımız bu Belge de ne yazık ki tarihe; ulus ve ülke olarak, ayrışmışlğın, bölünmüşlüğün ve sonuçta devlet olarak bir çöküşün belgesi olarak geçecektir...

Saygılarımla,
Nur Gürkan

__________________________________



Emin Hocam Merhabalar..

Kültür Bakanlığı tarafından onaylanan, imzalanan, karara bağlanan Türkiye - Avustralya Kültür Yılı kapsamında düşünülen resim sergim yapılmaktan vazgeçildi.
Neden mi?
Ödenek yok...

Olmaz demeyin, burası Türkiye..

Sevgi ve saygılarımı sunuyorum size...

Hikmet Çetinkaya

________________________________

Sayın Çölaşan

Ne dersiniz bu yorumuma :)

BENDEN MÜTHİŞ BİR KEHANET!!!
BU ÜLKENİN TARİHİNDE BİR DOLU ÖNEMLİ GÜN VAR.
29.10.1923
19.O5.1919
30.08.1922
23.04.1920
10.11.1938
FARKINDA MISINIZ? BU TARİHLER İÇİNDE HER RAKAM VAR AMA 6 (ALTI) VE 7 (YEDİ) HİÇ YOK...
SANKİ ÖZELLİLE HİÇ YOK.
ZİRA O GÜN BU YIL EKLENECEK..
07.06.2015 BU ÜLKENİN AKAPE'DEN KURTULUŞUNUN YILDÖNÜMÜ OLACAK. BİLİYORUM BUNU VE EMİNİM (SON KARARIM)

Şehsuvar

________________________________

Sayin Emin Bey;

günlerdir, gene Ermeni meselesi hakkinda yazilar okuyoruz, haberler dinliyoruz. Ben bu konuda cok bilgili biri degilim. Arsivleri arastirmadim, Ermeni veya Rus tarihcilerle vs görüsmedim. Fakat saglikli ve gayet normal bir insanin beyniyle hareket ederek daima sunlari söylüyorum:

1. Osmanli Devleti 1. Dünya Harbine girmis, cesitli cephelerde savasiyor. Bütün cephelerde askere ve mühimmata ihtiyaci var. Böyle bir durumda, durdugu yerde neden kalkip, kendi icindeki bir halki karsisina alsin. Bu durumdaki bir devletin böyle bir aptalligi yapacagini bana kimse anlatamaz!

2. Birkac gün evvel sizin de sordugunuz gibi, neden bütün Ermenilere karsi bir hareket olmadi da, genelde sadece dogudakiler bu isin icine dahil edildiler. Demek ki orada özel bir problem vardi ve konu “Ermeni meselesi” degildi!

3. Öbür tarafta, o zamanlar Osmanliya bas kaldiranlar sadece Ermeniler degil. Ben bunu hatta onlarin dogal hakki olarak görüyorum. Yani madem ki devlet bir harbe girmis, bir yerde zayif düsmüs; tabii ki memnun olmayan halklar bas kaldiracaklardir ve bagimsiz olmak isteyeceklerdir. Nitekim Bulgarlar, Rumlar vs bunu yaptilar ve sonunda basarili da oldular. Onlarla aramizda catisma, karsilikli katliam olmadi mi? Tabii ki oldu! Sadece onlar emellerine ulastilar. Gerek Ermeniler, gerekse Kürtler de (benim esim halis kürttür) kendi emellerine ulasmis olsalardi, bugün bu yasadigimiz problemler olmayacakti. Soykirim vs lafi yapilmayacakti.

4. Bir de Almanlarin Yahudilere yaptiklarinla bu Ermeni meselesi ayni tencereye konuyor; ona razi olamiyorum. Güya gecen yüzyilin ilk soykirimini Türkler yapmis. Yani bir yerde Almanlar Türkleri kopyalamis gibi bir sey. Bu asla kabul edilemez! Bizdeki Ermeni meselesi vukuu buldugunda biz Dünya Harbinin ortasindaydik. Almanlarin Yahudi soykirimi, deportasyonlar vs basladiginda harb falan yoktu, hepsi baris icinde yasiyordu. Hitler basa gectikten sonra Yahudi düsmanligi yavas yavas ortaya cikiyordu. 1938 deki “Reichskristallnacht” olaylarin tetiklenmesine vesile oldu ve Almanlar, Yahudileri sistemli bir sekilde ölüme gönderdiler. Bu konuda bilgi sahibiyim. Bu konuyu biraz daha yazabilirim.

Vaktinizi aldim. Özür dilerim. Ayrica islerinizde basarilar dilerim. Esen kaliniz.

Saygilarimla

Zeki