Çin gezisini tamamlayıp Uzak Doğu turundaki ikinci durağı olan Endonezya'ya geçen Erdoğan Cakarta'da konuştu. Cakarta Milli Güvenlik Akademisi'nde konuşan Erdoğan İslam dünyasının en önemli sorununun mezhepçilik olduğunu iddia etti. Erdoğan Müslüman kisvesiyle nefret uyandıran suçlar işleyen teröristlerin bu sorundan nemalandığını açıklayıp, "bizim tek derdimiz var: İslam, İslam, İslam. İslam'a gölge düşürülmesini kabul etmemiz mümkün değil" dedi. Erdoğan mezheplerle ilgili olarak, "bakıyorsunuz şu anda, Müslüman olduğunu söyleyen, fakat farklı mezhepten olduğu için, ülkemdeki terör mücadelesinde ateist olanları dahi savunanların olduğunu gördüğümüz bir dünya var" dedi.



CUMA NAMAZINI İSTİKLAL CAMİSİ'NDE KILDI

Erdoğan cuma namazını ise dünyanın en büyük dördüncü camisi olaram bilinen İstiklal Camisi'nde kıldı. Dünyanın en büyük dördüncü camisi olarak kabul edilen ve Endonezya'nın simgelerinden sayılan İstiklal Camii'ndeki namaza Erdoğan'ın yanı sıra heyette bulunan isimler de katıldı. Erdoğan namaz sonrası camideki İslami eserleri ve Kur'an-ı Kerimleri de inceledi. Erdoğan'ğ cami çıkışında Endonezya Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yusuf Khalla uğurladı. Erdoğan'a, heyetinde yer alan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Feridun Bilgin de eşlik etti.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları...

TEK DERDİMİZ VAR: İSLAM, İSLAM, İSLAM

- Dünya beşten büyüktür dedik.

- Çin Halk Cumhuriyeti’nden geliyorum. Bu konuları orada da görüştük. BM’de bir reform olması gerektiğini Sayın Şi de (Çin Cumhurbaşkanı) kabul ediyor. Sistemin değişmesi gerekir.

- Bölgedeki tabloya baktığımızda İslam dünyasının önemli bir dönüm noktasında olduğunu görüyoruz. Bunların başında mezhepçilik sorunu geliyor.

- İslam adına veya Müslüman kisvesiyle nefret uyandıran suçlar işleyen teröristler en çok bu sorundan nemalanıyorlar.

- Halbuki bizim inancımız haksız yere masum bir insanı öldürmeyi tüm insanlığı öldürmek olarak gören bir barış ve merhamet dinidir. Bu anlayışı yeniden ihya edip mezhep taassuplarının üzerine çıkarmadıkça yaşadığımız sorunların üstesinden gelebilmemiz zordur.

- Bizim Sünnilik noktasında, Şia noktasında veya farklı mezhepler noktasında böyle bir derimiz yok.

- Bizim tek derdimiz var: İslam, İslam, İslam. İslam’a gölge düşürülmesini kabul etmemiz mümkün değil. Şu anda tüm yapılanlardan İslam zarar görmektedir.

- Terörü kaynağına ve kimliğine bakmaksızın hiçbir sebeple meşrulaştırmadan kategorik olarak reddetme iradesini hep birlikte göstermek mecburiyetindeyiz.

“MEZHEP FARKLILIĞINDAN DOLAYI ATEİST OLANLARI DAHİ SAVUNANLARI GÖRÜYORUZ”

- Bakıyorsunuz şu anda, Müslüman olduğunu söyleyen, fakat farklı mezhepten olduğu için, ülkemdeki terör mücadelesinde ateist olanları dahi savunanların olduğunu gördüğümüz bir dünya var. Böyle bir yaklaşım tarzını görüyoruz.

- Ama lafa geldiği zaman “Müslümanız” diyorlar. Ama öbür tarafta terörist, aynı zamanda ateist olan örgütleri bu mezhep farklılığından dolayı savunanları görüyoruz. Öyleyse bunlara karşı uyanık olmak zorundayız.