Erdoğan seçim bürosuna saldırılmasına, tahrikleriyle kendilerinin neden olduğunu söyledi. Daha önce de yine yurtdışında, Belçika’dayken, Kürtçe Kur’an-ı Kerim meselesiyle polemiğe girdiği HDP Eş Başkanı’na çatmıştı.

ERDOĞAN: “TARAFIM”

Belçika’daki konuşmasında şunları da söylemişti: “Ne yaparsanız yapın meydanlarda konuşma hürriyetimi size yedirmem… Tüm partilere eşit mesafedeyim. Gönlümde yatan aslan elbette var. Taraf derseniz tarafım. Milletin tarafıyım.” “

SANDIKTA CEVAP VERİN”

Aynı gün, bu defa Almanya’da; “Bunlara 7 Haziran’da gerekli cevabı sandıkta vermeniz lazım. Biz eserlerimizle övünüyoruz. 12 senede 17.600 kilometre yol yaptık.” demişti.

YURTDIŞINDA PROPAGANDA YASAK

Burada mesele “o parti ya da bu parti” değil. Anayasa hükmü açık. Cumhurbaşkanının, özellikle de seçim sürecinde, tarafsız olması gerekiyor. Bunu yapıp yapamadığını “bir tarafa” bırakalım ve başka bir açıdan bakalım. Erdoğan, bu konuşmaları, “resmi temaslar için” gittiği yurtdışında yapıyor. Oysa Kanuna göre; “Yurtdışında ve yurtdışı temsilciliklerde seçim propagandası yapılamaz” (Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun Md. 94/A).

3 AYDAN 1 YILA KADAR HAPİS VAR

Yurtdışında oy verme işlemleri 8 Mayıs 2015’te başladı (Almanya ve Belçika) ve 31 Mayıs’a kadar sürecek. Erdoğan ise bu konuşmaları 10 Mayıs’ta yaptı. Yine Kanuna göre; “Oy verme gününden önceki günün saat 18.00’inden sonra ve oy verme gününde propaganda yapanlar 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” (Md. 151). ANAYASA “BİR VAR, BİR YOK” Peki ne olacak? Erdoğan’ın yine Belçika’da, kendisini YSK’ya şikayet edenlere dediği gibi; “Anayasa’yı açıp okuyun, acaba Cumhurbaşkanı nerede suç işler? Cumhurbaşkanının vatana ihanetten başka suçu yoktur.” Çünkü aynı Anayasa, Cumhurbaşkanının zaten “tarafsızlık yeminine” sadık kalacağını, taraf tutmayacağını varsayar.