Foto: CİHAN


Cum­hur­baş­ka­nı Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, İs­tan­bu­l’­da dün Ka­dı­köy Ah­met Sa­ni Ge­zi­ci Ana­do­lu Kız İmam Ha­tip Li­se­si Hiz­met Bi­na­sı ve 2015-2016 Eği­tim-Öğ­re­tim Yı­lı Açı­lış Tö­re­ni­’n­de ko­nuş­tu. Geç­miş­te imam ha­tip­li­le­re uy­gu­la­nan ay­rım­cı­lı­ğı kal­dır­dık­la­rı­nı söy­le­yen Er­do­ğan, ken­di ço­cuk­la­rı­nın ya­şa­dık­la­rı­nı an­lat­tı, “28 Şu­ba­t’­ta şah da­ma­rı­mı­zı kes­ti­ler. Tür­ki­ye 8 yıl­lık eği­tim ga­ra­be­ti­ni ya­şa­dı. İmam ha­tip li­se­le­rin­de da­hi kız­la­rın ba­şör­tü­süy­le uğ­raş­tı­la­r” de­di. İş­te Er­do­ğa­n’­ın açık­la­ma­la­rı:

“U­TAN­MA DUY­GU­LA­RI MA­ALE­SEF YO­K”

Bugün ay­rı bir mut­lu­lu­k ya­şı­yo­rum. Ka­dı­köy Ah­met Sa­ni Ge­zi­ci Kız Ana­do­lu Li­se­si­’nin ye­ni bi­na­sı ha­yır­lı ol­sun. Be­nim iki kı­zım da bu­ra­dan me­zun ol­du. Her gü­zel hiz­met gi­bi bu oku­lu da dil­le­ri­ne do­la­yan­lar, ken­di­le­ri­ne rant dev­şir­me­ye ça­lı­şan­lar ol­du. Bu­gün on­la­rın utanç gü­nü­dür ama bi­li­yo­ruz ki on­la­rın ka­rak­te­rin­de utan­ma duy­gu­su ma­ale­sef yok.

Biz hiz­me­ti­mi­zi mil­le­ti­miz için ya­pı­yo­ruz. Yo­la çı­kar­ken bir şey de­dik. Ön­ce eği­tim, son­ra sağ­lık, son­ra ada­let, son­ra em­ni­yet, son­ra ula­şım de­dik. Tür­ki­ye 8 yıl­lık eği­tim ga­ra­be­ti­ni ya­şa­dı. Ade­ta şah da­ma­rı­mı­zı kes­ti­ler.

“OĞ­LUM BO­ĞA­Zİ­Çİ­’N­DE OKU­YA­CAK­TI­”

Katsayı en­ge­li­ koy­du­lar. İmam hatipten me­zun olan ev­la­dım Bo­ğa­zi­çi Üni­ver­si­te­si­’ne gi­de­bi­le­cek­ken, kat­sa­yı yü­zün­den gi­de­me­di. Kız­la­rım bu akı­be­te uğ­ra­dı. Biz de yurt­dı­şı­na gön­der­dik. Bü­yük oğ­lum Har­var­d’­da mas­tı­rı­nı yap­tı. Bü­yük kı­zım, In­di­ana’­yı bi­tir­dik­ten son­ra Ber­ke­ley Üni­ver­si­te­si­’n­de mas­tır ve dok­to­ra­sı­nı yap­tı. Kü­çük kı­zım da In­di­ana’­yı bi­tir­di.

BU ço­cuk­la­rın ayak­la­rı­na pran­ga tak­tı­nız. ‘Tür­ki­ye­’nin bu ka­dar mü­ez­zi­ne ih­ti­ya­cı yo­k’ de­di­ler. Ben Fa­ti­h’­te imam ha­tip­ten me­zun ol­dum. Ora­da okur­ken ba­zı ho­ca­la­rı­mız ‘Oğ­lum bu­ra­ya ni­ye gel­di­niz?’ der­di. ‘O­ku­ma­ya gel­di­k’ de­yin­ce ‘Oğ­lum, ölü yı­ka­yı­cı­sı mı ola­cak­sı­nız?’ di­yor­lar­dı. Biz ağ­lar­dık. Çün­kü biz ölü yı­ka­yı­cı­sı ol­mak için ora­ya git­me­dik ama bu ül­ke­de ölü yı­ka­yı­cı­la­rı­na da ih­ti­yaç var. Bir Müs­lü­manın ken­di ölü­sü­nü ken­di­si yı­ka­ya­bi­le­cek bil­gi­ye ka­bi­li­ye­te eriş­me­si la­zım.

Cİ­HAN