Bu tarihi, Erdoğan 21 Ağustos’ta “belirleyip bildirdi”, YSK ise 25 Ağustos’ta Resmi Gazete’de “duyurdu”.

YSK, bu durumun “kuvvetler ayrılığı”ndan ne kadar “ayrıldığını” fark etmiş olacak ki; aslında kasım sonunda yapılması gereken seçimi öne alma kararını coğrafi ve iklim şartlarına dayalı olarak şöyle gerekçelendirmiş:
“Ülkemizin bazı bölgelerinde kasım ayının sonunda kış mevsiminin yoğun olarak yaşandığı ve hayat şartlarını olumsuz yönde etkilediği bilindiğinden, bu durumun da seçmenin sandık başına gitmesinde sıkıntılar doğurabileceği, seçime katılma oranını düşüreceği ve ayrıca seçim iş ve işlemlerinin yürütülmesinde aksamalara sebebiyet verecektir.”

YSK’NIN DERDİ

Anlaşılan YSK, seçmenin sandık başına gitmesinde sıkıntı doğmasını ve seçime katılma oranının düşmesini “dert edinmiş”. Bunu da “hava şartlarına” bağlamış.
Bir yerde doğru. Hava soğuk olunca “bazı bölgelerde” işler zorlaşır. Peki ama sıcak olunca işler zorlaşmıyor muydu?
Örneğin 10 Ağustos 2014’te yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimi... Yazın en sıcak günlerinden biriydi.

SICAK SEÇİMLER

AKP iktidara geldikten sonra yapılan genel seçimleri inceleyince sonuç “oldukça sıcak”:
- 7 Haziran 2015
- 12 Haziran 2011
- 22 Temmuz 2007

ORTAK NOKTA: TATİL

Bütün bu seçim tarihlerinin sıcak dışında bir ortak noktası daha var: Tatil!..
Yani “Boy vermeyin oy verin” uyarılarına rağmen tatil yapan yüz binlerce vatandaşın seçim zamanı evinde olmaması... Tıpkı birçok tatilcinin şimdiden 29 Ekim’deki resmi tatille birleştirmiş olduğu önümüzdeki 1 Kasım 2015 Pazar günü gibi...

4 BUÇUKTAN 5 GÜN TATİL VAR

28 Ekim yarım gün, 29 Ekim ise tam gün resmi tatil. 31 Ekim ve 1 Kasım zaten cumartesi ve pazar. Büyük ihtimalle idari izin ilan edilecek olan aradaki 30 Ekimi birleştirince alın size “4 buçuktan 5 gün tatil”.
YSK’nın gerekçesi ile önceki seçim tarihlerini yan yana koyunca aslında fazla yoruma gerek kalmıyor:
“İş seçimi tatile denk getirmekse soğuk bahane, sıcak şahane...”