BURASI AYNI ZAMANDA ÖZGÜRLÜKLER DİYARI!
Bodrum Belediye Başkanı CHP’li Kocadon, Özlem Gürses’in sorularını yanıtladı. Bodrum’un niye bu kadar çok sevildiğini, “Çünkü Bodrum aynı zamanda özgürlükler diyarı! Dünya barış topluluğu gibi yaşanan bir yer burası” sözleriyle açıkladı.

Kocadon, turizmin başkenti Bodrum’da bu yıl yaşanan kaybı yüzde 10 olarak açıklıyor. Nedenini ise son yaşanan gelişmelere bağlıyor. “İç huzur yoksa iş ve ticaret de olmuyor. İnsanlar eve kapanıyor. Saldırılardan korkan turist otelden çıkmıyor” diyor. Kocadon, hükümete ise “Turizmci zorda, okulların açılışını erteleyin” diye sesleniyor...

Bir süredir Bodrum’daydım. Her yaz olduğu gibi yine ailemle, oğlumla, dostlarla... Bodrum’dan çevreye seyahat ettim, Göcek’e, Marmaris’e, Gökova’ya. Uzun zamandır bu kadar boş görmemiştim sahilleri.

İç siyasetteki kaos, hortlayan şiddet iklimi, savaş gündemi ve ekonomideki belirsizlik insanları umutsuzluğa itiyor. Açık alanlara çıkmıyor, tatile gitmiyor, para harcamıyorlar... Türkiye’nin değil dünyanın da en değerli turizm bölgelerinden Bodrum’u neredeyse 20 yıldır yöneten Bodrum Belediye Başkanı CHP’li Mehmet Kocadon’la konuştum bu durumu. Mülteci sorununu da sordum her yıl artan inşaatları da... Başkan her zaman olduğu gibi umutlu, iyimser ve güler yüzlü. Türkiye’nin bundan çıkış bulacağına içtenlikle inanıyor ve Bodrum için şunu söylüyor: “Burası bir barış bölgesi. Bunu yayabilirsek Türkiye başka bir ülke olur.”

TURİSTTE AÇIK ALAN ENDİŞESİ VAR

-Temmuz bitti... Her yer boş. Kiminle konuşsam son 15 yılın en kötü sezonu diyor. Gerçekten öyle mi?
Temmuz sonu itibarıyla elimizdeki son veri yüzde 10’luk düşüş gösteriyor.
-İnanın daha büyük bir kayıpmış gibi, sokaklar, çarşılar, plajlar bomboş.
O ne biliyor musunuz, açık alan endişesi. Turist var ama otelden çıkmıyor. Nedeni havaların sıcak oluşu ama en çok da saldırı ya da patlama ihtimali... Ülkedeki karışıklık korkutuyor onları.
-Esnafın büyük borcu varmış, 30 bin banka kredisi geri dönmüş Bodrum’da... “Çok sıkıntıdayız” diyorlar.
Doğrudur. Bir kere iç huzur olmayınca iş ve ticaret de olmuyor! Zaten turizmin de ana teması odur, iç huzurun olacak ki eğlenmeye dinlenmeye gidebilesin. Bırakın yurtdışını, Anadolu’dan bile gelecek insanlarımız ortada siyasi bir netlik olmayınca gelmiyor, bekliyorlar. Herkes evinde oturup “ne olacak?” diye bekliyor.

ERKEN SEÇİM HALKI YOK SAYMAKTIR

-Siz ne düşünüyorsunuz?
Bir seçim yapılmış, öyle ya da böyle, beğenirsin beğenmezsin. Yüzde 60’lık bir kitle “koalisyon yapın” demiş. “Türkiye’yi kutuplaştırmayın, birleşin, uzlaşın” demiş. Bunu niye yapmıyorlar ki? Niye korkuyoruz ki, ben bunu anlayamıyorum! Bir an önce Türkiye’de güçlü bir koalisyon hükümeti kurulmasını destekliyorum. Erken seçim olacağını düşünmüyorum. Çünkü bu Türk halkını yok hükmünde saymaktır. Ayrıca kaç seçim yaparsan yap, halk yanlışın yanında durmaz.
- Zaten seçim olursa eylül de gider, turizm tam biter.
Eğer hükümet turizmin yanında yer almak istiyor, turizmciye bir katkı yapmak istiyorsa okulların açılışını bir hafta ileri atsın. Çünkü zaten okullar açıldıktan bir hafta sonra Kurban Bayramı var. Bayramdan sonra açarsa okulları, en azından haziran, temmuz ve ağustosu bir iç siyasi belirsizlikle kaybeden turizmci eylülü kazanabilir.
-Vergilerden de şikayetçi turizmci.
Haklılar. Mesela bizi devamlı Yunan adalarıyla karşılaştırıp “Bodrum çok pahalı” diyorlar. İyi de oradaki alkollü içki vergisi ile buradaki bir mi? En büyük sorunlarımızdan biri ecrimisi. Kıyı kullanımına ilişkin devlete ödenen yüksek paylar. Devletimiz bunu büyük bir gelir kapısı olarak görüyor anlıyoruz, ama bütün yükü de biz taşıyoruz!

BODRUM’U KİMSEYE KURBAN ETMEM

-Yine bir eleştiri, çok ruhsat verildi, yeşili azalıyor Bodrum’un diyorlar...
Bu inşaatları Mehmet Kocadon yaptırıyormuş gibi gözüküyor ama hepsi benden önce verilmiş ruhsatlar. Gündoğan’a mesela son bir sene içinde verdiğim tek bir ruhsat yok! Çünkü imarı durdurdum. İnsanların yasal hakkını ellerinden almaya niyetimiz yok, ama Bodrum’u da kimseye kurban verecek halimiz yok! Bodrum’un şu anda taşı toprağı altın değil pırlanta! Biz bunu korumak zorundayız. Yoksa Bodrum biter! Ben koruyorsam benden sonrakiler de koruyacak. Herkes burada yaşamak, hatta burada ölmek istiyor! Bu nedenle büyük göç alıyoruz zaten, en büyük sorunumuz bu.



BODRUM’U KORUMAK ZORUNDAYIZ
Kocadon, “Bodrum altın değil pırlanta. Burayı korumak zorundayız. Yoksa Bodrum biter!” diye konuştu.

Yetkilerimiz budandı, bir tek çöp toplayabiliyoruz


-Bodrum’un nüfusu kaç?
Kışın 160 - 200 bin, yazın 1.5 milyon.
-Bu yüzden mi yazın belediye hizmetinde aksamalar var?
Bakın en önemli sıkıntı şu; insanların fikri sorulmadan bir gecede Bodrum’da 11 tane belediyenin 10 tanesi kapatıldı. Bölgesine hakimdi belediye başkanlarımız, ihtiyaçları en yakından bilip yazlık kışlık ayarlamaları yapıyorlardı. Bodrum gibi bir yer Muğla gibi bir büyükşehire bağlanabilir mi? Muğla’nın nüfusu 100 bindi, biz Muğla’nın 3 katıyız!
-Muğla çalışmıyor mu peki?
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı ne yapsın, nereye yetişsin? Şimdi sıkıntı şu: Yetkileri budanmış bir belediye bizimki. Bakın, ulaşıma, suya, kanalizasyona, hiçbirine karışamıyoruz. Sinek ilaçlamasını bile yapmıyoruz! Kala kala topladığımız bir çöp kaldı...
-Mülteci sorunu var mı Bodrum’un?
Sezon başında bazı Suriyeli arkadaşlarımız Bodrum’a geldi. Parklarda, sokaklarda yatanlar da oldu. Dilencilik yapanlar da oldu. Bu mültecilerin birçoğu kandırılmış insanlar. İnsan tacirleri bunlara “Size iş bulduk” demiş, almış Bodrum’a getirmiş, sonra da ortadan kaybolmuş! Paralarını da almışlar.
-Bunlar olurken hiçbir güvenlik gücünün haberi yok mu olan bitenden?
Olmamış demek ki... Biz bunlara gittik, dertlerini anladık, yatacak yer, yemek sağladık. Hepsi Suriyeli de değil, Afganlı, Pakistanlı, Myanmarlı var... Hepsini sevk ettik, 500 kişi filandı.
-Muğla’ya Başkan olacak mısınız? Biliyorum daha 4 yılınız var ama...
Neden olmasın!