ASUMAN ARANCA/ANKARA
Polis ekiplerince gözaltına alınıp Ankara Adliyesi’ne getirilen 4 şüpheli, soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı Tekin Küçük tarafından, tutuklama istemiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi

Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilen, TİB görevlisi Yunus Şahin ile TÜBİTAK görevlileri İmran Ergüler, Erhan Yeni ve Özgür Ören buradaki sorgularının ardından, “Terör örgütüne üye olmak” ve “Bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme” suçlarından tutuklandı.

Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı, TİB ve TÜBİTAK'ta görevli 28 kişi hakkında, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın da aralarında bulunduğu üst düzey devlet görevlilerine ait 31 kriptolu telefonu usulsüz biçimde dinledikleri iddiasıyla yürüttüğü soruşturma dosyasını Ankara Başsavcılığı'na gönderdi. Gölbaşı Savcılığı tarafından hazırlanan fezlekeden ise bir skandal çıktı. Fezlekede, kumpas olduğu kabul edilen Balyoz davasına ilişkin Yargıtay kararı, şüpheliler hakkındaki "darbeye teşebbüs" suçlamasına dayanak yapıldı.

Hizbut tahrir kararı da emsal

Gölbaşı Başsavcılığı'nın tamamlayarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği soruşturmaya ilişkin fezlekede, şüphelilere isnat edilen suçlamalara dayanak gösterilen kararlar da yer aldı. Fezlekede, şüphelilere yöneltilen "siyasal ve askeri casusluk yapmak maksadıyla silahlı terör örgütü kurmak" suçlamasıyla ilgili olarak, "Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki örgütlerin silahlı olması zorunluluğunun aranmadığı" belirtilerek, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin, Hizbut-Tahrir kararı dayanak gösterildi. "Silahsız terör örgütü niteliğindeki Hizbut Tahrir örgütüne üye olmak suçundan" bir sanık hakkındaki cezanın onandığı" belirtilen fezlekede, "Böylelikle, terör örgütünün silahsız da olabileceği anlaşılmaktadır" denildi.

Kumpas davası soruşturmaya dayanak oldu

Fezlekedeki asıl skandal ise, "hükümeti yıkmaya teşebbüs etmek" suçlamasına dayanak yapılan kararla ortaya çıktı. Darbeye teşebbüs suçunun oluşması için gerekli "cebir" kavramını açıklamak için, kumpas olduğu ortaya çıkan Balyoz davasına ilişkin Yargıtay kararı emsal gösterilen fezlekede, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin Balyoz davasında 237 sanık hakkındaki onama kararında, "cebir" kavramının manevi cebri de kapsadığına yer verildiği belirtildi. Fezlekede, şöyle denildi:

"Devletin üst düzey yetkilileri ile hükümet üyelerini dinlemek suretiyle devletin güvenliği, iç ve dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgilerin elde edilmesi, açıklanması veya bu kayıtların montajlanarak kullanılması suretiyle hükümet üzerinde baskı kurarak, görevini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs edildiği için suçun yasal unsurlarını gerçekleşmiştir"

Erdoğan da "kumpastı, aldatıldık" dedi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Harp Akademilerinde yaptığı konuşmada, Ergenekon ve Balyoz davasında tutuklanan subayları anımsatarak, "Bu operasyonlarla şahsım başta olmak üzere, tüm ülke yanlış yönlendirildi, aldatıldı. Kurumlarımızın içinde örgütlenmiş, güçlü medya desteğiyle teçhiz edilmiş bir yapının, Türkiye'yi ele geçirmek için yürüttüğü bir kumpasa, bir darbe teşebbüsüne hep birlikte maruz kaldık" demişti.