DENİZLİ İdare Mahkemesi, eşinden boşanan ve kızıyla birlikte yaşayan tekstil işçisi H.A. hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu denetmenlerinin apartman görevlisine, "Evine kocası ya da başka erkek alıyor mu?" ve "Eve erkek geliyor mu?" sorular sorması üzerine açılan davada, SGK 10 bin lira tazminata mahkum oldu.

Davacı H.A.'nın avukatı Jülide Keleş Yarışan, mahkemenin kararının örnek olduğunu, kararın gerekçesinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne atıf yapıldığını söyledi.

Denizli'de tekstil fabrikasında çalışan H.A. adlı bir çocuk annesi, 5 yıl önce eşinden ayrılarak yalnız yaşamaya başladı. H.A., boşanmanın ardından babasının maaşından faydalanmak için herhangi bir başvuruda bulunmamasına rağmen, SGK Denizli İl Müdürlüğü denetmenleri H.A.'nın babasıyla ilgili başka bir başvuru nedeniyle, eşinden boşanıp boşanmadığını tespit etmek için inceleme başlattı. Dört denetmen geçen yıl 14 Eylül'de H.A.'nın kızıyla birlikte yaşadığı eve gelip, apartman görevlisi A.K.'ye çeşitli sorular yöneltti. Denetmenler daha sonra apartman yöneticisini de telefonla arayarak H.A.'yla ilgili bilgi aldı.

Ekranların ünlü doktoruna çocuk pornosu davası!

Ekranların ünlü doktoruna çocuk pornosu davası!


SGK'DAN BAŞVURUYU KABUL ETMEDİ

Kendisi hakkında apartman görevlisine "Kocası ya da kocası dışında evine erkek alıyor mu?", "Evine erkek geliyor mu?", "Sabah erken saatlerde evinden erkek çıkıyor mu?" sorularının sorulduğunu öğrenen H.A., yaşadığı rahatsızlığı bir psikoloğa anlattı. Psikolog ise H.A.'yı avukata yönlendirdi. H.A. avukatı aracılığıyla SGK Denizli İl Müdürlüğü'ne başvurarak yapılanın özel hayatın gizliliğine ve kişilik haklarına aykırı olduğunu belirterek mağduriyetinin giderilmesini istedi. SGK yetkilileri ise 24 Eylül 2014 tarihinde verdikleri yanıtta uygulamanın 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun, 'Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir' şeklindeki 56. maddesine dayandırdı ve talebi reddetti. Bunun üzerine H.A., Denizli İdare Mahkemesi'ne 10 bin liralık manevi tazminat davası açtı.

Milyonlarca emekliye şok

Milyonlarca emekliye şok


KİŞİLİK HAKLARINA VE ÖZEL YAŞAMA AYKIRI

Dava dilekçesinde yapılan işlemle H.A.'nın inceleme altına alınmasının, hakkında kuşku uyandırıcı sorular sorulmasının, yalnız yaşayıp yaşamadığı, evine kimin girip çıktığı, eve geç gelen erken giden erkekler bulunup bulunmadığı yönünde sorular yöneltilmesinin kişilik haklarına saldırı olduğu ve anayasal koruma altındaki insan haklarına aykırı olduğu belirtildi. Dilekçede, "Müvekkilim, apartman yöneticisi, kapıcı ve komşuları nezdinde küçük düşürülmüş ve hakkında olumsuz yargılar oluşmasına, şayia çıkmasına neden olmuş, müvekkilin ruhsal dengesini ve sosyal yaşantısını bozmuştur" denildi.

Dosyayı inceleyen Denizli İdare Mahkemesi, örnek bir karara imza attı. Mahkeme, kararında Anayasa'nın 20'nci Maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8'inci Maddesine atıfta bulunarak; herkesin özel yaşamına, aile yaşamına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi gerektiğini belirtti. Sosyal Güvenlik Kurumu'nu 10 bin lira tazminat ödemeye mahkum etti. Mahkeme gerekçeli kararında Anayasa'nın 20'nci Maddesinin ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8'inci Maddesinin ortak amacının esas itibariyle bireyi kamu makamlarının keyfi müdahalelerine karşı korumak olduğunu vurgulayarak, "Ancak bu hükümler devleti sadece müdahalelerde bulunmaktan kaçınmaya zorlamakla kalmaz, devlete negatif yükümlülüğünü yanında saygı kavramına ilişkin pozitif yükümlülükler de getirir. Özel yaşam kavramı belirli bir kalıba sokulamayacak ölçüde geniş bir kavramdır. Bu kavram kişinin maddi ve manevi bütünlüğünü içerir. Kişisel şeref ve itibar da manevi bütünlük içerisinde yer alır" vurgusunu yaptı.

"HİZMET KUSURU"

Mahkeme kararında olayda davacının boşanıp boşanmadığının tespiti amacıyla ikamet adresinde yapılan inceleme kapsamında apartman görevlisinin ifadesinin yer aldığı tutanakta yöneltilen sorulara yer verilmediği, ancak verilen cevaplardan yöneltilen soruların niteliğinin ortaya çıktığı ve buna göre davacının kocası veya kocası dışında evine erkek alıp almadığı yönünde sorular sorulduğunun anlaşıldığı belirtildi. Kararda, "Eşinden ayrı olarak tek başına hayatını idame ettiren davacı hakkında üçüncü kişilere yöneltilen bu tip soruların, Türk toplumunun yapısı dikkate alındığında davacı hakkında son derece olumsuz izlenimlere sebebiyet vermeye açık olduğu, davacının kişisel şeref ve itibarının, manevi bütünlüğünün zedelendiği, idarenin kötü işleyen bu eylemiyle davacının acı ve ızdırap duyması olayında hizmet kusurunun bulunduğu ve buradan hareketle davalı idarece davacının manevi zararının giderilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır" ifadelerine yer verildi.

"SÖZLEŞMELERE, KANUNLARA AYKIRI"

Yaşadığı olaydan sonra müvekkilinin Denizli'den ayrılarak başka bir şehirde yaşamaya başladığını söyleyen Avukat Jülide Keleş Yaraşır, mahkemenin özel hayat, kişilik hakları ve kadınların haklarının korunması için örnek bir karar olduğunu söyledi. Müvekkilinin bir psikolog kanalıyla kendisine ulaştığını ve SGK'ya davadan önce yazılı başvuru yapmalarına rağmen sonuç alamayınca tazminat davası açtıklarını söyleyen Yaraşır, "Başvurumuzda bu yaşananların aslında toplumsal cinsiyet ayrımcılığı eşitsizliği algısı gerekçesiyle kadının özel hayatı yoktur, toplumsal olarak sorgulayabiliriz, kurumlar olarak biz bunu sorgulayabiliriz anlayışının doğru olmadığını iddia ettik. Sözleşmelere, kanunlara aykırı olduğunu iddia ettik. İdare Mahkemesi güzel bir karar verdi. Gerekçesinde de bunun insan haklarına aykırı olduğunu, Anayasamıza aykırılık teşkil ettiğini, kişi haklarının ihlali ile özel hayatın gizliliğine aykırı olduğunu tespitini de yaparak karar verdi ve bizim içimizi biraz ferahlattı" dedi.

"KADINLAR İÇİN ÖNEMLİ BİR KARAR"

SGK'nın karara itiraz ettiğini belirten Avukat Jülide Keleş Yarışan, "Boşanmış kadınlara ve eşi ölmüş kadınlara babalarından maaş bağlanması söz konusu. Bunun kötü kullanıldığını düşünüyorlar. Burada önemli olan özel hayata saygı noktası. Bunu araştırmanın bin tane yolu var. Ama en kolay olanını ve en can acıtıcı olanını seçiyorlar. Kadının özel hayatının olmaması gerektiği, her şeyi sorabileceklerini düşünüyorlar. Genelge basit bir şey, önemli olan kanunlarımız, sözleşmelerimiz. Buna göre yapacaklar işlemlerini, Karara itiraz ettiler. Kadın hakları açısından önemli bir kazanım. Bir yerden onaylanmasa da bizim tacımız. Önemli bir karar. Kurumun bir araştırma yapması gerekiyorsa bunun yöntemini bulacak. Bunu hakları ihlal ederek yapması mümkün değil" diye konuştu.