7 Haziran genel seçimlerine yönelik Ankara ikinci bölgedeki seçim çalışmalarını sürdüren CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç Kızılcahamam’da vatandaşlarla buluştu. Hükümet temsilcilerinin yaptığı CHP iktidarında sosyal yardımların kesileceği iddialarını yanıtlayan Koç, “Yalanın kuyruklusu derler ya, işte o. CHP iktidarında yardımlar kesilmeyeceği gibi, ayırım yapmadan, baskı yapmadan ve yoksulluğu teşhir etmeden iki misline çıkaracağız” dedi. Koç özetle şu mesajları verdi:

ÖNCEKİLER YAPTI, AKP SATTI: Haramla imanı yan yana getirdiler. Haramla iman yan yana gelir mi, gelmez. Bizim inancımızda, bizim dinimizde gelmez. Bizim inancımızda bunu yapana mümin değil, münafık denir. 13 yıl iktidarda kalacaksınız, bütün imkanları kullanacaksınız, ama 13 yıl sonra ülkede 17 milyon kişi yoksulluğun pençesinde olacak, milyonlarca gencimiz işsiz olacak… ‘Biz doldurduk, CHP gelince boşaltacak’ diyorlar ya hani; tersten gidelim; biz ne yaptıysak AKP hepsini sattı.

KAYIKÇI KAVGASINDA YOKUZ: Kayıkçı kavgasıyla siyaset bir yere varamaz. Bu nedenle biz kavga siyasetinin içinde olmayacağız. Biz bugün geniş halk kesimlerinin ne sorunu varsa, ona yönelik çözüm önerimizi anlatacağız. Esnafın sorunu var mı, milyonlarca insan işsiz mi, yüzbinlerce kişi taşeronun elinde köle mi, milyonlarca insanımız kredi kartı temerrüt faizinin altında eziliyor mu, tüm bunların ardından şiddet artmıyor mu? Hepsine evet…

BİRİLERİNE HAYAT SARAYDAN İBARET: Birilerine göre ise her şey güllük gülistanlık. Hayat saraydan ibaret. Bir lokma, bir hırka diyerek geldiler; sonra o hırka kürk, o kürk samur oldu. Bu güç zehirlenmesi içinde hakime de, savcıya da, mahkemeye de ben hükmederim demeye başladılar. Biz çıkıp bütçenin yüzde 3’ünü emekliye, esnafa, köylüye, çiftçiye, asgari ücretliye vereceğiz deyince kıyamet koptu. İngiliz vatandaşı Maliye Bakanı Türkiye’yi çok iyi biliyormuş, vatandaşın halinden anlıyormuş gibi, ‘hayır veremezsin’ diyor. Veririz hem de bal gibi de veririz.

CHP YARDIMLARI KESECEKMİŞ, YALANIN KUYRUKLUSU: Biliyoruz ki bugün vatandaşın üzerinde çok büyük, çok korkunç baskılar var. Zalimin zulmünden korkan insanlarımıza seslenmek istiyorum: Efendim CHP gelirse sosyal yardımları kesecekmiş. Yalanın kuyruklusu; hay dilin tutulsun senin. Haramla iman bir arada olmayacağı gibi yalanla iman da bir arada olamaz. Ama bunlarda her şey var. CHP iktidarında yardımları iki katına çıkaracağız. Hem de kimseyi ayırmadan, partizanlık yapmadan, yoksulluğunu teşhir etmeden iki misline çıkaracağız. Bunu yaparken kimsenin sırtına işaret de koymayacağız, yardımın karşılığında oyunu vereceksin diye baskı da yapmayacağız.

DAHA DÜNE KADAR KANKA DEĞİL MİYDİNİZ?: Bugün seçim sürecinde bir yalan tiyatrosu oynanıyor. İmralı’ya motor seferleriyle gidip gelenler, birliğimizi bozanlar bunlar değilmiş gibi şimdi HDP ile göstermelik kavga ediyorlar. Siz daha düne kadar kanka değil miydiniz? Dolmabahçe’de protokol imzalayan kimdi, sen değil miydin? (Seçime kadar o tiyatroyu oynayalım, sonra Başkanlık rejimi için desteklerini alalım) Biz de yedik değil mi! Millet de balık hafızalı değil mi! Bu ülkenin milli sınırlarına ve bayrağına saygısı olmayanlar bizimle muhatap olamazlar.

TİYATRONUNUN PERDESİNİ 7 HAZİRAN’DA İNDİRECEĞİZ: Biz barış istemiyor muyuz? Elbette istiyoruz; eşit yurttaşlık ve eşit haklar temelinde hepimiz birer cumhuriyet vatandaşı olacağız. Bitti. Peki sen bunun dışında neyin pazarlığını yaptın şimdiye kadar. Ben bunu unutmadım. Hiç merak etmeyin. Oynanan tiyatronun perdesini 7 Haziran akşamı hep birlikte indireceğiz.

KANUN DIŞI HARCIYORSAN ZEHİR ZIKKIM OLSUN: Bu seçim kampanyası eşit koşullarda yürümüyor. Baskıyı, zorbalığı bir kenara bıraktık. Hepimizin vergisiyle ortalıkta dolayan birisi var. Ben onun yalan yeminine şahitlik etmemek için Meclis’e gitmedim. O zaman bizi eleştirdiler, Cumhurbaşkanlığı makamı önemli bir yerdir dediler… Ama ne kadar haklı olduğumuz bugün çok net ortaya çıkıyor. Eğer benim helal vergimden kanun dışı bir kuruş harcama yapıyorsan sana zehir-zıkkım olsun. Bunu sadece kendi adıma değil tüm Türkiye’deki onurlu insanlar adına söylüyorum. Şunu da söyleyeyim, bu bir beddua değil bu bir yakarıştır.

HİLE YAPARSANIZ, TAHAMMÜLÜ ZORLARSINIZ: Türkiye’de tüm seçim sürecinden sorumlu YSK diye de bir kurum var. Yüksek mahkeme statüsüne sahip. 7 hakim görev yapıyor. Yahu sizin hiç vicdanınızda mı sızlamıyor? Aldığınız kararların altında da ‘Türk Milleti Adına’ diye yazıyor. Madem vicdanınız sızlamıyor bari kararlarınızın altına da ‘Türk Milleti yerine Muktedir Birinin Emriyle’ yazın. Ama şunu unutmayın ki Ankara’da zalimlik yapılırsa Kızılcahamam’da da onlarca Köroğlu çıkar. Zaten geçmişten sabıkalısınız. Eğer bu seçimde de hile yaparsanız milletin tahammül sınırını zorlarsınız.

BALKONU BIRAKIN, PENCERE BULAMAYACAKLAR: Biliyorsunuz 400 vekil söylemiyle yola koyuldular. Şimdi gelinen tabloda 360, 340, 320, hatta 276 vekili de bulamayacaklar. Süklüm püklüm olacaklar. 7 Haziran gecesi balkonu bırakın çıkacak bir pencere bile bulamayacaklar. Herkes bilsin ki, biz var oldukça bu ülkede bir insanı 'muktedir diktatör' yapmayacağız, yaptırtmayacağız.

İSLAMİYET’TE RUHBAN SINIFI YOKTUR: Bir başka yalanları da, ‘CHP iktidara gelirse imam – hatip okullarını kapatacakmış.’ Kızılcahamam’da bir kez daha söylüyorum, bizim iktidarımızda herkes inancını özgür biçimde, istediği şekilde yaşayacak. ‘Efendim CHP gelince Diyanet’i kaldıracakmış.’ Hay dilin kopsun senin. Bu ülkede Diyanet’i kuran da Mustafa Kemal ve arkadaşlarıdır. Ancak herkes bilmelidir ki, İslamiyet’te bir ruhban sınıfı yoktur. İnanç üzerinden kimse zengin olamaz. Şimdi birileri salavatın yanına cumhurbaşkanının adını getiriyor.

 PAPA YERİNE HZ PEYGAMBERİ ÖRNEK VERSENE: Efendim nasıl ki Papa tüm Hristiyanların lideriyse Diyanet İşleri Başkanı da dünyanın lideriymiş. Papa bile dayanamadı; ‘vallahi billahi benim uçağım yok’ açıklamasını yaptı. Dili tutulasıca diyeceğim yine, sen utanmıyor musun Papa’yı örnek gösteriyorsun. Onun yerine Hz. Peygamberin güzel ahlaka ilişkin hadislerini örnek versene. Ama bunların öyle bir derdi yok.