ÇİFTÇİ ÜRÜNÜ EKERKEN PARASININ ÜÇTE BİRİNİ ALACAK
Başkan Özcan Işıklar, muhabirimiz Hande Zeyrek’in sorularına, belediyeye ait arazide cevap verdi. CHP’li Başkan, “Tarım yapamıyorum diyen kalmayacak. Çiftçimize fidesini, tohumunu, arazisini veriyoruz. Çiftçi daha ürünü ekerken üçte birinin parasını peşin alacak” diye konuştu.
Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezi’ni 6 yıl önce hayata geçiren Başkan Özcan Işıklar, “Dev şirketler rant için rezidans teklifinde bulundu, kabul etmedik. AKP kültürünü yok edeceğiz. Merkezimiz çiftçilerimizin yüzünü yeniden güldürecek” dedi
Türkiye tarım ülkesi olmaktan her geçen gün hızla uzaklaşıyor. Özellikle büyükşehirlerdeki son tarım alanları da yüksek fiyatlara el değiştirerek amacı dışında kullanılmak üzere bekletiliyor. Kötü tabloda umut veren projeler de yok değil. Hem de yeşile hasret İstanbul’da... Silivri Belediyesi 250 dönümlük tarım arazisine kurduğu Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezi’nde tam 6 yıldır üniversite hocalarıyla bölgedeki tarımı canlandıracak araştırmalar yapıyor. Tarım ürünleri yetiştirerek çiftçisini tarım yapması için teşvik ediyor. Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın göreve geldiği 2009’da başlattığı proje büyüyerek devam ediyor. Işıklar’la Gümüşyaka’daki Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezi’nde buluştuk ve projeyi konuştuk...
‘YOKSULLUKTAN BESLENMİYORUZ’
- Araştırma şirketlerinin memnuniyet anketlerinde hep ilk sıradasınız. Belediyeyi farklı kılan nedir?
Genellikle belediyeciliği inşaat faaliyetleri, mühendislik hizmetleri gibi algılarız. AKP’li belediyeler son yıllarda sadaka kültürüyle bir model yarattılar. Hizmet yapmasa da vatandaşın günlük ihtiyaçlarını karşılayarak kendine bağımlı hale getirdiler. Bir anlamda yoksulluğu yok etmek yerine yönetmeye kalktılar. Aramızdaki fark bu. Biz yoksulluktan beslenmiyoruz yok etmeye çalışıyoruz. Belli bir kesime zenginleşme aracı olarak kent rantlarını verirseniz, kentin adaletini, eşitliğini sağlamamış olursunuz.
- Nasıl sağlıyorsunuz bu eşitliği?
Bir ilçenin fiziki şartlarına bakarsınız. İlçemizde bir siyah toprağımız bir de mavi denizimiz var. 430 kilometrekare tarım alanımız var.
- Bu alanlar imara açılabilir mi?
Bu mümkün. Binlik planları ilçeler yapıyor. 5 binlikleri büyükşehir yapıyor ama gidip deseniz ki “Bu araziyi sanayi sitesi yapalım.” Yapabilirsiniz. Bana çok sanayi kuruluşu geldi. İstanbul’un göbeğindeki büyük şirketlerden gelip ’Tarım arazilerine yeni planlar yapılsın. Rezidanslar dikelim” dediler. Hepsini reddettik. 4 tane AVM projesini bizzat reddettik. Planını yaptırmadık. Yetkimiz olduğu sürece de izin vermeyeceğiz. AVM’ler bizim esnaf kültürünü, yerli sermayeyi yok ediyor.
- Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezi’nin hikayesi nedir?
Çok önceden planlanmış bir proje. Fiziki şartlarımıza göre bir belediyecilik geliştirdik. Hedefimiz, topraklarımızın yağmalanmaması, İstanbul’daki kötü örneklerden etkilenmemekti. Tarımın bir nimet olduğunu, geleceğin umudu olduğunu görürseniz onu korursunuz. Türkiye’de dışa bağımlı 1 milyar doları bulan fide alımı yapılıyor. Biz tarımda teknolojiyi, inovasyonu kaçırmışız. Yeniden geliştirmeliyiz.
- Bu merkezde ne yapılıyor?
Tarımda inovasyonu geliştirip, katma değeri yüksek ürünler üretmek gerek. Bunun için önce bilgi, ekipman, eğitim lazım. 250 dönümlük belediyeye ait olan arazimizi hazırladık. Namık Kemal Üniversite- si’ne gittik. ‘Bölgemizde tarımda inovasyon ve kalkınma sağlayacak, gelir getirdiğini gösterebilecek ürünler oluşturmamız lazım’ dedik. 6 yıldır, nane, rezene, anason, kekik, lavanta gibi birçok tür bu arazilerde yetiştiriliyor. 1 dönüm yerde, vatandaşın buğdaydan aldığı gelirin 7 ila 18 kat fazlasını alabiliyorsunuz. Burası üniversiteyle beraber tezlerin, lisansların yapıldığı yer haline geldi. Türleri bulduk ve bu türler arıların döllemesiyle oluşuyor. Arıcılık da geliştirmeye başladık.
- Bu merkezi gezip tarlasına önerdiğiniz ürünleri eken var mı?
Yeni yeni başladı. Çiftçinize güven sağlamanız lazım. Biz sadece örnek olalım bitsin demiyoruz. Çiftçimiz arazisine bu ürünlerden ekmek istiyorsa fidesini biz veriyoruz. Tarım Kredi Kooperatifleri’yle de anlaşmamız var. 9 ay sıfır faizle kredi verilecek. Tohumunu, fidesini, ekipmanını finanse edecek. Eğitimini de bu merkezde Namık Kemal Üniversitesi verecek. Biz de fidemi tohumumu aldım ama yerim yok diyene belediye olarak arazi de kiralayacağız. ’Ben tarım yapamıyorum” diyen kalmayacak.
MEYVE SEBZE SERALARI
Belediyeye ait 250 dönümlük arazide başta çilek olmak üzere çeşitli meyve ve sebze yetiştiriliyor.
İBB, üç kuruş vermemek için dere ıslahını bitiremedi
- Merkezde daha çok aromatik bitkiler üretiliyor. Çiftçi bu ürünleri kimlere satacak?
Pazarlama için aromatik bitkilerde dünya devi olan bir firmanın Türkiye ayağıyla alım garantisi konusunda anlaştık. Çiftçimiz daha ürünü ekerken üçte birinin parasını peşin alacak. Dev bir kozmatik firması bizim en büyük alıcılarımızdan biri. Şu an buradaki arazide ürettiklerimiz araştırma üzerine. En önemli hedefimiz Tarım ve Yaşam Bilimleri Üniversitesi kurulması.
- 2009 sel felaketini ağır atlatan bir ilçesiniz. Islah çalışmaları bitti mi?
Çok tehlikeli bir durumla karşı karşıyayız. Kadir Bey’e (Topbaş) defalarca söyledim. 2009’da taşan Boluca Deresi yatağını ıslah etmeye yukarıdan başladılar. Her yağmur yağdığında diken üstündeyiz. Aşağı kısmı da bir an önce ıslah edilmeliler. Gecikmesinin sebebi derenin deniz kısmındaki iki üç binayla kamulaştırmayla ilgili anlaşmazlık. Üç beş kuruşun hesabı yüzünden binlerce haneyi tehlikeye atıyorlar.
EN GÖZDE LAVANTALAR
Merkezdeki arazinin en gözde ürünü lavanta... Kozmetik firmaları çiçekleri çoktan satın aldı.