Hicri yılbaşı ne zaman başlıyor? Hicri yılbaşı, miladi takvimde hangi güne denk geliyor? Hicri yılbaşı, Muharrem ayının birinci günüdür. 2015 yılında Miladi takvime göre 14 Ekim Çarşamba, Hicri Takvim'e göre 1 Muharrem günü oluyor. Yani 13 Ekim 2015 Salı günü gecesini 14 Ekim Çarşamba'ya gelen gece yani bu gece Hicri Yılbaşı kutlanır. Peki Hicri Yılbaşı'nda ne yapılır? Hicri Yılbaşı duası ve ibadeti nedir? İşte detaylar...

Peygamberimizin, Mekke'den Medîne'te hicretinin başlangıç kabul edildiği seneye “Hicrî Yıl” denir. Burada, ayın hareketi esas tutulduğu için, “Hicrî-Kamerî Sene” veya “Sene-i Kameriyye” de denir. Hicri takvim, Miladi takvim gibi 12 ay esasına dayanır. Hicri takvimin başlangıcı Muharrem ayı, sonu ise Zilhicce ayıdır. Hicri takvimde geçen ay isimler şöyledir; Muharrem, Safer, Rebîul-evvel, Rebiülahir, Cemazilevvel, Cemazilahir, Receb, Şaban, Ramazân, Şevval, Zilkade, Zilhicce.

Hicri Yılbaşı Duası Nedir?


Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyurdu ki:

“Bir kimse, Muharrem ayının ilk günü (yani hicri yılbaşında), aşağıdaki duayı 3 defa okursa, Allahü teâlâ o kimseyi, gelecek Muharrem ayına kadar bütün belâlardan emîn kılar.”

Türkçe Okunuşu
“Bismillâhirrahmânirrahîm. Elhamdü lillahi Rabbil-âlemîn. Ves-salâtü ves-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn. Allahümme Entel-Ebediyyül-Kadîm. El-Hayyül-Kerîm. El-Hannânül-Mennân. Ve hâzihî senetün cedîdetün, es"elüke fîhel"ısmete mineş-şeytânir-racîm, vel-avne alâ hâzihin-nefsil-emmâreti bis-sûi vel-iştigâle bimâ yukarribünî ileyke, yâ zel-celâli vel-ikrâm, bi-rahmetike yâ erhamer-râhimîn. Ve sallallahü ve selleme alâ seyyidinâ ve nebiyyinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve Ehli beytihî ecmaîn.”

Türkçe Anlamı
Rahman ve Rahîm Allâh'ın adıyla.. Hamd, âlemlerin rabbi olan Allâh'a mahsustur. Salât ü selâm da Pey-aamber Efendimize, ehl-i beytine ve bütün ashabına olsun. Ey Rabbim, sen ebedî, ezelî, hayy, kerîm, hannân, mennânsın. Bu gelen, yeni bir yıldır. Ya Rabbi, kovulmuş şeytanın şerrinden bu yıl muhafaza olmayı istiyorum. Ve içimde, bana kötülüğü emreden nefsimle mücadelemde senden yardım diliyorum. Beni sana yaklaştıracak meşguliyetleri bana nasîb et, ey celâl ve ikram sahibi Rabbim. Rahmetinle, ey Merhametlilerin en merhametlisi... Efendimiz Muhammed-sallâllâhu aleyhi ve sellem-'e, onun âline, ashabına ve bütün ehl-i beytine salât olsun..

Ramazan'dan Sonra En Faziletli Oruç, Muharrem'de Tutulan Oruçtur

Aşûre orucunun hükmü nedir?
Muharrem ayının onuncu gününe, Aşûre günü denmektedir. Resûlûllah (s.a.s.), “Aşûre günü orucunun önceki yılın günahlarına kefaret olacağını umarım” buyurarak (Tirmizî, “Savm”, 47), bu günde oruç tutmayı tavsiye etmiştir. Hz. Peygamber döneminde Yahudiler, sadece Muharrem ayının 10. gününde oruç tuttuklarından, onların davranışlarına benzememesi için öncesine veya sonuna bir gün ilave edilerek tutulması uygundur.

Peygamberimiz bir hadisinde Muharrem ayında tutulan orucun ne kadar faziletli olduğunu belirtmek için şöyle demiştir: "Ramazan'dan sonra en faziletli oruç, Allâh'ın ay'ı olan, Muharrem'de tutulan oruçtur. Farz namazdan sonra en faziletli namaz, gece namazıdır."

Ebû Hüreyre Peyamber Efendimizden şöyle Muharrem orucu ile şu hadisi nakletmiştir:
Rasûlullâh Efendimiz'e farz namazdan sonra hangi namazın ve Ramazan ayı orucundan sonra hangi orucun efdal olduğu soruldu zaman;
"Farz namazdan sonra en faziletli namaz, gece yarısı kılınan namazdır. Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allâh'ın ay'ı olan Muharrem orucudur." diye buyurdular. (Sahîh-i Müslim! Tercemesi ve Şerhi 6 / 235)

Hazret-i Ali (r.a.) yine Muharrem ayında tutulan orucun hikmeti ile ilgili olarak Peygamberimizden şöyle bir vakayı anlatır;
"Adamın biri gelip, Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve selem- Efendimize sordu:
Ramazan'dan sonra hangi ayda oruç tutmamı emredersin?
Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
"Ramazan'dan sonra oruç tutacaksan, Muharrem ayında tut Çünkü o, Allâh'ın ayı'dır. O ayda bir gün vardır ki, o günde Allâh geçmiş kavimlerden birinin tevbesini kabul etmiştir.Yine o nünde gelecek diğer kavimlerin de günahlarını afv eder." buyurdu. (Tâc Tercemesi 2/146)