Ergenlik döneminde, bireyler ünlülere hayranlık duyarak onları taklit edebilirler. Bu durumda ailelerin yargılayıcı olmaması çok önemli. Uzman Psikolog Emir Erünsal ergenlik dönemi bireyin kişiliğinin oluşmaya başladığı, hayat ile ilgili konuları genç ve deneyimsiz haliyle tanımlamaya ve yönetmeye çalıştığı dönem olduğuna dikkat çekerek ergenlik dönemine ait bilgiler paylaştı.

Ergen birey aile, okul, arkadaş çevresi, popüler kültür ile çevrelenmiş bir biçimde büyümektedir. Diğer bir deyişle toplumun kendisinden beklentisinin ne olduğunun farkına vardığı süreçlere girebilir.

Öte yandan da kendisini hayatta varlık olarak çok yeterli hissetmediği dönemindedir. Böyle zamanlarda hissedilen yetersizlikle başa çıkma yöntemi olarak ergen birey kendisinin idealleştirdiği, çevresinin ya da toplumun olumlu olarak kodladığı kişilikleri kendisine rol model olarak alabilir. Bu kişilikler sanat, politika, spor ya da spiritüel alanlarda görünür kimseler olabildiği gibi, mahallede ya da okuldaki lokal ağabeyler ablalar da olabilir. Örneğin küçük çocuklar futbol oynarken sevdikleri futbolcunun adını formanın arkasına yazdırıp futbol oynarken yine kendi ağızlarından spikerlik yaparlar. Spiker çocuk topa kendisi vurur ama spiker olarak da formada yazan ismi çığırır. Bunun adi idealleştirmedir ve çocuk kendi kişiliğini ideal kişiliğe bağlar. Topa ergen Ahmet vursa önemli ve yeterli değildir ama hayal edin ki topa Arda Turan olarak vuruyorsunuz. Bu size kendinizi futbol oynarken gayet yeterli ve güvenli hissettirebilir.

ONAYLANMA GÜDÜSÜ ARTIYOR

Model alınan kişiler genelde ergen bireyin kendi başına çözümleyemediği sorulara cevaplar veriyor olabilirler. Onları rol model yapan en önemli özellik geniş kitleler tarafından onaylanıyor olmalarıdır. Onaylanma duygusu ise ergenlikte güveni ve yeterlilik hissini uyandıran en önemli faktörlerin başındadır. Bundan dolayı onaylanan rol model gibi davranmak, onun gibi giyinmek, onun gibi konuşmak, kullandığı aksesuarları edinmek ergen için büyük önem taşımaktadır. Bir dönemin lisedeki bıçkın gençleri hep ‘Deli Yürek’ dizisindeki Kenan İmirzalıoğlu gibi giyinirlerdi. Bir başka bakış açısıyla bakınca da taklit etmek kendi otantikliğini ararken geçilen önemli safhalardan biridir. Ergenlikten önceki dönemlerde de çocuklar rol modelleri taklit ederler. Anneleri gibi, babaları gibi yahut öğretmenleri gibi olmak isterler.

ÜNLÜLERİ TAKLİT ETME NEDENİ ONAYLANMA GÜDÜSÜ

Ergenlikte de pek çok kulvarda toplumla tanışılır. Akademik başarıdan tutun da varoluşsal, sportif, romantik alanlara kadar ergen pek çok alanda performans göstermek zorunda hissedebilir kendini. Taklit önemli bir kurtarıcıdır çünkü yeni bir çözüm bulmanıza gerek yoktur, gördüğünüz şablonu uygulamanız yeterlidir. Ergen de bunu yapmaktadır aslında. İdolünü taklit etmektedir. Bu kişilik gelişiminin doğal süreçlerindendir. Belirli bir zaman içinde bu modellemeyi bırakacaktır çünkü idolün davranışları ve tavrı ergenin hayatinin her alanını çözümleyemez. Ergen birey de belirli bir sure sonunda bunun farkına varır ve kendine ait varoluş ve davranış biçimlerini sergilemeye başlar. Peki, bu modelleme nerede takıntıya döner. Öncelikle ergeni iyi gözlemlemek gereklidir. O artık bir yetişkinmişcesine türlü platformda varlık göstermektedir. Okul, arkadaşlar, kamusal alanlar, politika, cinsellik, varoluş vb. pek çok alan artık ben daha çocuğum diyerek savuşturulamaz. Yani çatışılan alan sayısı artmış, çözüme ve tatmine ulaşma gereği fazlalaşmıştır. Onaylanma arzusu ne kadar tatmin edilmemişse bu eğilim o kadar yoğunlaşır. Kendisinde çok yüksek performans gösterme kaygısı varsa yine ideal modele yönelim artabilir. Zamanının büyük bir bölümünü idolüne ayırarak kendi hayatından kaybediyorsa bu tespit kendisiyle paylaşılabilir.

AİLELER DİKKAT

Rol modelleri keskin bir şekilde yargılayıcı olmayın. Ergen yolunu kaybedebilir, arada kalmış hissedebilir. Daha ziyade tespitçi olmanızda yarar var. Diğer yandan rol modellerin ergene ne ifade ettiği tartışılabilir. Ergenin onda ne bulduğu, hangi özelliğini beğendiği, neye öykündüğü diyalogla ortaya çıkarılabilir. Burada elde edeceğiniz gözlemler ergenin kendisinde neyi eksik gördüğünü çok net bir biçimde ortaya çıkarabilir.

Çocuğunuza yakın olun, erişilebilir olun. Yargılayıcı bir tutum yerine inceleyici, tespit edici ve uzlaşmacı bir tavır ergenin bu tarz idealleştirmelerden çıkıp kendine has özelliklerini geliştirmesinde yardımcı olacaktır. Bu durumlar aşırıya gittiğinde bir ruh sağlığı profesyonelinden yardım almak da yararlı olacaktır.