Ev alanlara “ev görüye” gidilir...
“Güle güle oturun” derler... Ev sahibi çatlak var mı, yok mu gibisinden gözünü tavanda gezdirerek “Daha güzeli size nasip olsun inşallah” der...

*

Evler var, evler var...
“Güle güle oturun, size nasıl da yakıştı hakikaten hanımefendi...”
“Daha iyisi size...”
“Kaç oda?..”
“Bin...”

*

Muhalefet sarayı protesto edip gitmedi...
Bahçeli meydanda dedi ki:
“Sizden alınan vergiler, çiftçinin hasadı, emeklinin maaşı, atanamayan öğretmenlerin hakkı, milyonların kısmeti bu karanlık saraydadır...”
“Milletin çoğu başını sokacak bir ev bulamazken bunca israf haram değil midir?..”
“Mazlumların feryadı sarayın çatısını uçuracaktır...”
Havaya bir tokat atarak:
“Kaçak ve karanlık bir saraydır...”

*

Buraya kadar iyi...
Sıra yeni TBMM’deki parti temsilcilerinin saraya nezaket ziyaretine gelince... CHP ile HDP gitmeyi ret ettiler...
MHP heyeti koştu...
Böylece MHP geleneksel kriko görevini yerine getirmiş oldu... Tek başına AKP’nin gitmesi gibi komik bir durumdan kurtardı saraylıyı...
“Çiftçinin hasadı, emeklinin maaşı, atanamayan öğretmenlerin hakkı, milyonların kısmeti o karanlık” sarayda aldılar yerlerini...

*

Saray bir semboldür; hukuksuzluğun, talanın, yağmanın, görgüsüzlüğün, Mustafa Kemal’e saygısızlığın sembolü...
Bomba sesleri duyuyorsanız, gazetelerde, televizyonlarda tabutlar, çığlık atan kadınlar, ağlayan çocuklar görüyorsanız odur saray...
Bunun için önemli...
Kaostur...

*

Hadi bir bilgi:
Sarayda uzun toplantılarda kullanılsın diye başbakan ve yardımcıları için de odalar ayırdılar...
Döşediler...
Kaçak sarayı da benimsediklerine göre, AKP-MHP koalisyonu kurulursa inşallah...
Bahçeli’nin odası hazır yani...