“Sayın Kibariye, Başbakanı nasıl buldunuz?..”
“Ayna valla mincik mincik...”
“İyi yani?..”
“Olmaz mı kurban olim mındırık mındırık...”
“Siyaseti nasıl?...”
“Şugar... Nasıl konuştu, nasıl konuştu hayran koyduk tavaya... Yani beğendim anam yani ne diyim... Gobiş gobiş...”
“Ne dedi?..”
“Demez mi?... Ne desin daha... Söyledi ben ağladım, olunca her şey güzelcene olur... Çağırdı bizi geldik, çarşıdan aldım fasulye, iyi ki gelmişim yani... Şekerdi, söyledi her şeyi canım benim bıcır bıcır....”

*

Türkiye bir sahne sanatını izliyor aslında...
Cumhurbaşkanı kürsüden “Türkiye böyle iyi idare edilemez” diyor...
Ciddi bir Başbakan’ın itiraz etmesi gerekmez mi?..
Ama alkışlıyor...
Öbürü “Bekleme odasına koyduk“ diyor...
“Bıcır” alkışlıyor...
“Ben olmazsam, bunlara kalırsa Türkiye batar” demeye getiriyor...
“Bıcır“ alkışlıyor...

*

Yazgı; gidiş yolunu çiziyor bir bakıma...
Siyasette iktidarların gidişi böyle olur...
Hırslar; söze dönüştüğünde... Egolar; meydanlara taştığında... Çıkarlar; itiştiğinde...
Gidiş başlamıştır...
Bir koca ulusun tüketilen umutları, yıkılan hayalleri ayaklanır...
“Ah”lar hesap soracaktır...

*

İşte...
Ben hiç böyle “Seninle olmuyor, bana bırak“ denilerek, kendisini yetersiz bulanı alkışlayan başbakan görmedim...
Zor durumda aslında...
Kazansa; pusuda bekleyen “başkan“ gelip elinden koltuğunu alacak... Kaybetse; zaten başbakanlıktan olacak...
Altan muhalefet ittiriyor, üstte öbürü bekliyor...
İkisinin ortasında...
Biz buna hamburger köftesi pozisyonu diyoruz...

*

Ee Kibariye ağladı tabii...