Yaşar Kemal öldü...
Kitaplarının satışı ölünce patladı...

*

Bu milletin en az yüzde 50’si de, Yaşar Kemal’in “İnce Memed”ini okuyup anlasaydı hiçbir şey böyle olmayacaktı...
Şu “Abdi”yi başına taç etmezdi...
Abdi Ağa; zorba, entrikacı, cambaz, acımasız, merhametsiz, zalim.... Gücü ve savunması olmayan insanlara karşı vicdanı sızlamayan saldırgan birisi... Adalet, hak, hukuk duygusu yanından geçmemiş...
Yabancı değil...

*

“Değirmenoluk köyü”var orada...
Bütün dünya gelişip medeniyete doğru giderken, Abdi Ağa’ya tutsak olmuş, ezildikçe ezilen, sömürüldükçe sömürülen, ama bunun farkında olmayan insanların köyü...
Abdi Ağa çiftçiye ilk orada “ananı al da git” diyor...
Fark yok...

*

“Döne Ana” var...
İnce Memed’in annesi ama, aslında bu ülke kadınlarının ortalaması...
Eziyet çekmek ve yok sayılmak için yaratılmış anaların kitaptaki adı... Elinden dünyası, huzuru, mutluluğu, en son çocuğu alınan kadınları temsilen...

*

“Kesme Köylü Süleyman” var...
Karşı köyde konağa kurulmuş, akıl vermekte birebir... İnce Memed bir ara ona sığınıyor, sözü çok icraat yok...
Muhalefet...

*

“Veli” var mesela...
Paralel...

*

“Topal Ali...”
Zeki, yürekli, yerinde duramayan, ulusalcı-aydınlık çizgide...
Aynen...

*

Ama kitapta en çok hepimiz varız...
Başkasına zulüm edildiğinde sessiz... Küçük çıkarları için gözlerini yuman... Kendi kendine yakınan, ama zorba karşısında sus pus...
Sinmiş ve kaderine razı bir millet...
Onun için kitabın değerini önce Fransızlar anladılar, ilk devlet nişanını Fransızlar verdi... Kendi ülkesi yasağı, sürgünü, hapishaneyi uygun görmüştü

*

Sonunda....
Sömürülen ve ezilen insanları uyandırmaya çalışan büyük yazar, gözü arkada çekip gitti...
İnce Memed, atını Toroslar’a doğru sürdü dün...
Ama Değirmenoluk Köyü’nde her şey eskisi gibi...