Üst üste koyup, otomobil lastiğinden minare yapmış lastikçi, şerefe balkonu yerine traktör lastiği koymuş, en tepedeki jant kapağında “BMW” yazmasa, Selçuklu eseri dersin...
Gören giriyor...
Lastiklerde “helal hava” ile gitmek farklı tabi...

*

Rize’de borudan yatıp kalkan minare yaptılar...
Hidrolikli, kışın ziyaretçiler gidince yatıyor, yazın ziyaretçiler geldi mi kalkıyor...

*

Akaryakıt istasyonuna bidondan minare koydular...
Altı bidondan bir minare çıkıyor...
Galvanizli...
Minareli mazot bereketlidir ne de olsa...
Çok gidersin...

*

Sonunda Müslüman Türklerin değil de Hıristiyan İsviçrelilerin canı sıkıldı bu işe...
Türkiye’ye başvurarak, İslam mimarisi ile ilgisi olmayan tenekeden minare yapılmasını engellemek istediklerini bildirdiler...
Çünkü açıkgöz gurbetçiler, Müslümanlardan para toplayıp balkonlara plastikten minare yapıyorlardı...
Buzdolabından çok minare satmaya başlamışlardı...

*

En son; bundan birkaç gün önce Bayrampaşa’da Ayastefanos anıtının yerine AVM yapacaklardı, olmadı...
Cami yapıyorlar, altı AVM...
Oldu...

*

Minareyi çalan kılıfını hazırlardı...
Kılıfı çalan minareyi hazırlıyor kısacası...

*

Samimi Müslümanlar için minareler bir gönül işidir, duruşu huzur verir inanana...
Gurbetteysen hele, ezan sesi ile gözü dolar insanın...

*

Ama son yıllarda, tüm inanç kurumları gibi minareleri de cambazlıkların kamuflajı yaptılar... Çıkın gezin Anadolu’yu, çevrenin içine eden ne kadar kir saçan fabrika, tehlikeli santral, yasalara aykırı işletme, kaçak site, imara aykırı yapılaşma varsa, önünde bir cami ve minare...
İmam yapınca tabi...
Urla villalarının yanına minare...
Kaçak sarayın dibine minare...
Kürsüde arkasında minare...

*

“Minareler süngümüz” tamam da...
Suntadan Kabe yapıp etrafında döndükten...
Kuran’dan pasta yapıp yedikten sonra...
Kubbeler tencere, minareler kepçe sayılırsa şaşmam...
Ye babam ye...