Tümünü kürsüye çıkarıp seçime katıyorlar:
Hz. Ömer...
Hz. Osman...
Yakup Peygamber...
Cebrail...
Mikail...
Yok iş zora geldi de “kefeni giydik” dedi mi, al sana Azrail kürsüde...

*

Değişik bir seçim...
Parti programı yerine; ayet...
Seçim bildirgesi; hadis...
Söylem; Fatiha...
Slogan; tekbir...
“Bu anayasaya aykırı” diyeceksiniz ama anayasa yerine de zaten elde Kuran...

*

AKP Genel Başkan Yardımcısı baktı ahret üzerinden turuncu koltuk daha kestirme “Recep Tayyip Erdoğan Sallı Ala Muhammed” dedi çıktı...
Ne faydası var diyeceksiniz?...
Yalakalığın salavat şekline getirilmişini duyun diye...

*

“Diyanet İşleri Başkanı” otomobili ile kürsüden inmiyor...
Seçim bürosu; camii...
Parti teşkilatı; müftü, imam, hoca, vaiz, hafız...
Bütün camilerde, Müslümanların iktidara oy vermeleri için her namaz sonrası cemaatle toplantı yapıyorlar...
İlçe başkanı bakmışsınız; minberde...
Sonunda Diyanet İşleri Başkanlığı dahi bunca günaha tahammül edemedi, teşkilatırnı uyarmak zorunda kaldı ki...
Baktık iki minare arasındaki mahyada; Fatma Şahin Hanım kardeşimiz...

*

Orhan Gazi...
Yavuz Sultan Selim...
Urfa’da Hazreti İbrahim...
Hakkari’de kimi çıkardılar kürsüye:
Selahaddin-i Eyubi‘yi...
Yarından sonra İstanbul’da Fatih Sultan Mehmet kürsüye çıkarılıyor...

*

Süleyman Şah iki puan aldırır, ben size söyleyeyim...
Ki Başbakan kimseye duyurmadan gizlice gitti Süleyman Şah Türbesi’nin başında Fatiha okurken resim çektirdi, şak diye yandaş medyanın sayfalarında...
İki puandır...
Bunların yüzünden gezmeye alıştı, Süleyman Şah çıkıyormuş sandıktan...

*

Niçin bu kadar çok din?..
Çünkü günah o kadar çok...
Bunca hırsızlığı, yalanı, haksızlığı, zulmü, günahı örtmek için arkadaşların en çok kullandıkları şey din...
Ve saf insanları kandırmanın en iyi yoludur...

*

Sorsana:
Madem her şey ibadet...
Nasıl doldu o sepet?..