Gazetelerimizin “IMF’den Türkiye’ye şok uyarı” diye verdiği haberin başlığı bana göre “IMF’den şok zırvalama” olmalıydı. Niçin böyle düşündüğümü tane tane anlatacağım. İsteyen anlar, istemeyen anlamaz. yüzde 95 kuralını unutmayın. Ekonomik haber ve yorumlarının yüzde 95’i ya yanlıştır, ya da konuyla ilgisi yoktur. Çünkü bunları yazanlar, iktisadi olayları veya sayısal verileri, bir sistem bütünlüğü içinde değil, birbirinden kopuk münferit vaka veya hesaplar olarak ele alırlar. Böylece yazıyı, olumlu veya olumsuz bir propaganda metni haline getirip, okuru heyecanlandırabilirler. Bu da haber veya yorumun daha çok okunmasına yarar. Bu arada “gerçek” ve “doğru” buharlaşır. Ne gam? Hurafe anlatmak, dinî tefsir oluyor da, iktisadi yorumlar niye olmasın? Yazan razı, okuyan razı!

BÖYLE BUYURDU IMF

IMF yayınladığı raporda Türkiye için özetle şöyle demiş: “Cari açık önümüzdeki yıllarda belirgin derecede daralmazsa, Türkiye’nin‘Net Uluslararası Yatırım Pozisyonu’ (yani net dış borcu/yükümlülüğü ) orta vadede yüzde 10-15 bozulabilir.” (Lafa bak! Cari açık, zaten “net dış borcun artması” demektir. “Yağmur yağmazsa, kuraklık devam eder” demek gibi cevher bir ifade!) Petrol fiyatlarındaki düşüş ve finansman koşullarındaki daralmanın kısıtlayıcı etkisiyle (büyümenin yavaşlaması demek istiyor, lafı uzatıyor) cari açığın 2015’te daralması bekleniyor. (Nasıl da bildi! Bravo vallahi!) Cari açığın azaltılması için sıkı para ve maliye politikası hâlâ gerekli. (Faizleri artırın, bütçeyi sıkın diyor) Kısa vadeli borçlar, Türkiye’yi önemli ölçüde borç çevirme riskine maruz bırakıyor. (Öyleyse bir zahmet uzun vadeli borç verin, kısa vadeli borçlarımızı kapatalım.) Bu yıl GSMH’nın yüzde 25’inden yüksek olduğu tahmin edilen brüt dış finansman gereksinimi, Türkiye’yi küresel piyasalardaki koşullara karşı kırılgan hale getiriyor. (Buraya kadar herkesin bildiği tekrarlanıyor. Bir sonraki cümlede IMF’nin bomba tavsiyesi yer alıyor.) Türkiye’nin düşük net uluslararası rezervlerini artırması
gerekiyor.

SARHOŞU ŞARAPLA AYIK TUTMAK

IMF şunu söylüyor: Çok dış borcunuz var. Bu yüzden ekonominiz kırılgan. Bu kırılganlıktan dolayı başınıza bela gelebilir. Bu belayı ucuz atlatmak için döviz rezervlerini yükseltmelisiniz. Pekiyi, cari açık veren bir ülkenin net döviz rezervi nasıl yükselir? Ancak daha fazla dış borç alarak değil mi? Neticede ne olacak? Dış borcumuz yüksek olduğu için daha fazla dış borç alıp toplam dış borcumuzu artıracağız. Böylece kırılganlığımız azalacak mı? Tabii hayır. Bir vartayı atlatacak, daha büyük bir vartaya zemin hazırlayacağız. Daha fazla dış borç almak için, daha yüksek TL ve döviz faizi ödeyeceğiz. Hem bütçe açığı, hem de dış açık artacak. Tam da yerli ve yabancı bankacıların istediği tablo oluşacak.
Son söz: Ucuz döviz, ülkeye pahalıya mal olur.