Sevgili okuyucularım, bu sütunda gördüğünüz ilanı yayınlatan kişi, emekli bir kurmay albay. Ayrıca 2000 yılında Erbakan’ın Fazilet Partisi Konya Milletvekili.
Şimdi albayımı sizlere biraz daha iyi tanıtmak için geçmişe dönelim. Ama esas olayı yazımın sonunda göreceksiniz!
Tarih 6 Kasım 1995. Bir buçuk ay sonra 24 Aralık 1995 seçimleri yapılacak. Isparta’da 58. Tümen Kurmay Başkanı olan Kurmay Albay Hüseyin Arı, Konya’dan Refah Partisi adaylığına soyunuyor. İlk kez milletvekili olacak!
Seçimden hemen önce, 6 Kasım 1995 tarihli gazetelerde bu ilanı çıkıyor ve kendine siyasi yatırım yapıyor.
Hem de imzası ve ordudaki unvanı ile!
Aynı gün, aday olacağı Refah Partisi’nin Konya il binasına üniformasıyla giriyor, orada resim çektiriyor, sonra üniformasını çıkarıp basın toplantısı yapıyor ve adaylığını açıklıyordu.
Bu basın toplantısıyla ilgili haber ve fotoğraflar, 7 Kasım 1995 tarihli basında yayınlanıyordu. Basın toplantısında gazetecilere dağıttığı siyasi içerikli yazılı metnin sol üst köşesinde ise “Hüseyin Arı. Kurmay Kıdemli Albay. 58. Er Eğitim Tümeni Kurmay Başkanı” yazıyordu.
Adaylığını açıklamaya üniformasıyla gelen bu şahıs, oğlunun hafızlık ilanını aynı gün yayınlatıyor, önce hafızlık hocalarına, sonra da Refah Partisi’ne yağını iyice çekmiş oluyordu!
Üniformasını siyasete alet ediyor, milletvekilliği için kullanıyordu. Böylesi o güne kadar hiç görülmemişti, ondan sonra da görülmedi.
Refah Partisi madeni bulmuştu. Türk Ordusu’ndan böyle birini cımbızla bulup çıkarmak bir mucize gerektirirdi ve o mucize gerçekleşmişti.
Hem üniformasıyla, hem de oğlunun hafızlık ilanlarıyla!
Dinimiz, siyasete işte böyle alet ediliyordu. Ama kendi çapında başardı!
24 Aralık 1995 seçiminde Refah’tan, 18 Nisan 1999 seçiminde ise Fazilet’ten milletvekili seçilmeyi başardı.
Türk Milleti’ne böyle vekiller gerek! Üniformasını ve unvanını bile dine ve siyasete alet etmekten utanmayan!.. Helal olsun!

* * *

Ben bu rezaleti 6 şubat 2000 tarihli yazımda hafızlık ilanıyla birlikte yazdıktan sonra, albayım bana güya yanıt verdi ve bakınız neler dedi:
“24 Aralık 1995 seçimleri nedeniyle TSK’dan istifa yoluyla emekliliğimi istedim. 5 Kasım akşamı tümenden 12 adet vesikalık fotoğraf istediler. 6 Kasım Pazartesi günü üniformamı giyerek fotoğrafçıya gittim. (Refah Partisi bayrağı önünde üniformasıyla poz verdiği, basın toplantısı yaptığı, oğlunun hafızlığı için teşekkür ilanı yayınlattığı gün.) Fotoğrafçıdan doğruca (Refah Partisi) il teşkilatına hareket ettim ve sivil elbisemi oraya getirttim. O anda basın mensupları birkaç fotoğraf aldılar. Onlara ‘Ben bu üniformamı 29 yıl siyasete bulaştırmadım, şimdi izin verirseniz hemen sivil elbisemi giyip geleceğim’ dedim ve basın toplantısını sivil elbisemle yaptım. (Bari onu da üniformanla yapsaydın!)
(Kendisi Isparta’da görevli olduğu halde) Küçük oğlumu Konya’da Kuran kursuna kaydettirmiştim. Oğlum da bir tesadüf, tam da ben politikaya geçtiğim tarihte bu kursu bitirmişti. Ben de hocalarına (aday olduğu Konya’da) teşekkür ilanı verdim.
İki dönemdir (Refah ve Fazilet’ten) Konya milletvekili olarak görev yapmaktayım. Tüm çabam ordumuzun siyaset dışında kalması içindir.”

* * *

Ordunun siyaset dışında kalması gerektiğini söyleyen albayım üniformasını siyasete alet etmiş, partiye gelip üniformalı resim çektiriyor, gazetecilere dağıttığı tanıtım metninde yine TSK’daki unvanını kullanıyor, oğlunun güya hafızlık olayını bile siyasete ve kendi çıkarlarına alet ediyor ve sonra şöyle diyordu:
“Yoksa Emin Çölaşan bu yazısı için malum yerlerden emir mi aldı?”
Ben de 8 Şubat 2000 tarihli yazımda kendisine yanıt verdim:
“Gerçekten de, ben o yazıyı yazmadan bir gün önce odama Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı, İçişleri Bakanı ve MİT Müsteşarı girdiler. Hüseyin Arı ile ilgili belgeleri bana verdiler, silah çektiler ve bunları yazmamı istediler! Ben de malum yerlerden aldığım emir üzerine korktum ve o yazıyı yazmak zorunda kaldım!”
Yazımı şöyle bitirmiştim:
“Bak albayım, iki dönemdir milletvekilisin. Senin düzeyine gelmiş biri böyle kıvırtmaz. Geçmişte yaptıklarına böyle gülünç kılıflar üretmez.
Ayıptır albayım, ayıptır milletvekilim...
Biraz mert ol, yürekli ol, kendini böyle küçültme.
Tamam mı?”

* * *

Sevgili okuyucularım, işte yazımın sonuna geldik. Şimdi bazılarınız haklı olarak soracaktır “İyi de arkadaş sen bunları niye yazdın” diye...
Şunun için yazdım:
Sizlere biraz olsun anlatmaya çalıştığım Hüseyin Arı isimli bu emekli albay, önümüzdeki seçimde Konya’da bu kez CHP’den aday adaylığı için resmen başvuruda bulundu.
Adayların belirlenmesine çok az bir süre kaldı...
Aman haaa, bu gibilere dikkat!