Sevgili okuyucularım, siyasi tabloda inanılmaz bir belirsizlik yaşıyoruz. Herkes sabırsız, aynı zamanda tedirgin ve umutsuz. Herkes merakla bekliyor.
Gittiğim her yerde, karşılaştığım her kişiden aynı soruları duyuyorum:
“Sizce ne olacak, iş nereye varacak, hükümet nasıl kurulacak?..”
İnsanlar bizim olanları bildiğimizi zannediyor ama biz gazeteciler de hiçbir şey bilmiyoruz.
Tahminde bulunmak da mümkün değil.
Her kafadan başka ses çıkıyor ama hangisi gerçekleşecek?
Bilemiyoruz.

* * *

Ben burada özellikle CHP ve MHP’nin genel başkanlarını eleştiriyorum. Toplumun yaklaşık yüzde 40’ı bu iki partiye çok açık bir nedenle oy verdi:
“Gidin, AKP’yi hizaya getirin. Yolsuzlukların, rüşvetlerin, vurgunların hesabını sorun.”
Oysa bu iki partinin genel başkanları daha ilk günden birbirlerini sözle incitmeye, eleştirmeye ve işbirliği kapılarını kapatmaya başladılar.
Kafalarında belki bizim gibi sıradan vatandaşların anlamadığı, bilemediği ince siyasi hesaplar vardır!..
Ve halkın baskısıyla belki yakında bir araya gelip uzlaşma ortamı sağlayacaklardır.
Ama özellikle bu iki partiye oy veren milyonlarca seçmen haklı olarak sabırsız.
Olanları anlamıyor, şaşırıyor...
Çünkü her ikisi de AKP-Tayyip ikilisi yerine birbirlerini eleştiriyor!

* * *

80 milletvekili çıkaran HDP kesiminin ise sesi soluğu hiç çıkmıyor. Onlar şimdilik bir köşeye çekilmiş, olup biteni seyretmekle yetiniyor.
Kafalarında ne var, ne düşünüyorlar, ne yapacaklar, bilinmiyor!
Bunları yazarken kafamda hep bir soru var:
“CHP ve MHP koalisyon ortağı olsalar bile, acaba devleti ve iktidarı yeniden ve tam yetkiyle AKP-Tayyip ikilisine mi teslim edecek?”
Görünen şudur:
Her iki parti de hükümette yer almak istemiyor. Hatta dışarıdan destekli başbakanlık seçeneğini bile birbirlerine armağan etmeye hazır!
Şunu iyi bilsinler, bunu yapan kim olursa olsun bu vebalin altından kalkamaz.

* * *

Tayyip ise tam orada, sarayında hazır bekliyor...
Bir süre sonra çözüm bulunmazsa, hükümet kurulamazsa Türkiye’yi erken seçime doğru yelken açtırmaya çalışacak...
Ebette ki yeni seçilen milletvekillerini ikna etmek mümkün olursa!.. Zira çok zor iştir.
Tayyip-AKP ikilisi hesaplarını şimdiden yaptılar bile... Meydanlara çıkıp yine bağıracaklar, millete gaz verecekler:
“Eyyy ahali işte gördünüz... Bu tabloda ve bu partilerle siyaset tıkandı. Şimdi yeniden seçime gidelim ve tek parti iktidarını tekrar bize verin. Bu işin Türkiye’de koalisyon hükümetleriyle falan yürümeyeceği belli oldu.”

* * *

Seçim öncesinde milyonlarca insanımızın düşleri, hayalleri, beklentileri vardı.
AKP tek başına iktidar olamasın.
Bu gerçekleşti.
Dolayısıyla “Başkanlık” için gerçekleşmesi gereken anayasa değişikliği de (şimdilik) rafa kaldırılmış oldu. Ama yetmez ki!..
Öteki beklentiler (ilk aşamada) ne olacak?
AKP dışındaki partiler bir araya gelip yolsuzlukların, rüşvetçilerin, vurgunların, yağmanın üzerine gitmeli, sorumlular yargılanmalı...
Yargı siyasi iktidarın emrinden çıkarılıp bağımsız kılınmalı...
Saray tahliye edilmeli...

* * *

Hükümet konusunda şimdi anlaşamayan ve birbirine laf yetiştiren iki parti, yanlarına Meclis’te HDP desteğini de alıp bu haklı isteklerin üzerine hep birlikte gider mi?
Düz mantıkla bakarsanız neden gitmesinler ki, Meclis’te kelle sayısı açısından salt çoğunluk onlarda.
Ama yine dün itibarıyla söylüyorum, böyle bir durum ufukta ne yazık ki görünmüyor.

* * *

Burada CHP ve MHP yöneticilerine yeniden seslenmeyi görev biliyorum:
Size oy veren milyonlarca seçmeni hayal kırıklığına uğratmaya hakkınız yok.
Bismillah dediniz, daha ilk günden başlayarak AKP-Tayyip ikilisini unuttunuz, birbirinizle tartışmaya, ağız dalaşına girdiniz!
Bu tavırlarınız nedeniyle çok yakında Tayyip yine meydanlara inebilir.
Tam kafalarımız biraz olsun dinlenmiş, sinir sistemimiz gevşemişti!..
İster misiniz erken seçim ilan edip toplu açılış adı altında düzenlediği mitinglerine yeniden başlasın!..
İster misiniz elinde Kürtçe Kuran’la kürsülere çıkıp nutuk atmaya yeniden girişsin!..
İster misiniz “İşte bunlar böyledir, ellerine bir tek koyun versen onu bile güdemezler, iktidar olmaktan bile korkarlar” diye bağırıp çağırmaya soyunsun!..

* * *

İsmi bir sürü rüşvet-yolsuzluk olayına karışan, AKP’nin bazı bakanlarına rüşvet verdiği ortaya çıkan, Zafer Çağlayan’a 700 bin liralık kol saati armağan eden ve hakkında hiçbir soruşturma-inceleme yapılamayan İranlı Rıza, önceki gün hükümetin bakanlarından mücevher ihracatı dalında ödül aldı.
Bunlar yeni dönemin henüz ilk adımları...
Gereken yapılmazsa daha nicelerine tanık olacağız.
Karşımıza daha nice Rıza’lar çıkacak, neler neler olacak...
Ve bunlar olurken bir bakacağız ki, bu anlamsız CHP-MHP çekişmesi sonrasında bütün devlet gücü AKP’ye yeniden, hem de altın tepsi içinde armağan edilmiş!
Hesabını o zaman kim verecek?!