Sevgili okuyucularım, dün düşman ilan ettiğiniz, neredeyse ana avrat dümdüz gittiğiniz, terörist olmakla suçladığınız bir parti ile bugün koalisyon ortaklığı kurarsanız, olacağı işte budur.
Türkiye erken seçime gidiyor.
Aynı tiyatroyu, aynı ilkokul müsameresini birkaç gün içinde isimleriyle birlikte izlemeye başlayacağız.
Filmin tekmili 36 kısım, izlemekle bitmiyor.
İlk bölümde atını öpen kovboy, sonrasında atın intikamı!..
Şimdi seçim hükümeti kurulacak, birbirini en ağır sözlerle eleştiren AKP ile HDP koalisyon ortağı olacak!
O suçlamaların henüz tükürüğü bile kurumadı.
Kursunlar bakalım, yeter ki tiyatronun perdesi kapanmasın.

* * *

Ahhh, sen gönüllerde yatan ne muhteşem bir nesne imişsin kırmızı plaka!..
Seçimde 80 milletvekili çıkaran HDP şimdi o üç adet kırmızı plakanın çekimine kapıldı, AKP’nin kucağına oturmaktan utanmadı.
Zannediyor ki üç bakanla birlikte hükümette bir fonksiyonu olacak, ülke yönetiminde söz sahibi yapılacak!..
Bırakın ülke yönetimini bir yana, kendi bakanlıklarını bile yönetmeleri söz konusu edilmeyecek.
Üç adet HDP’li bakan Tayyip-Ahmet ikilisinin oyuncağı olarak görev yapacak.
Bir tek önemli atama yapmalarına izin bile göz yumulmayacak.
Hazırladıkları kararnameler imzalanmayıp geri çevrilecek.
Bakanlık makamındaki çaycının ve odacının sözü bile onlardan daha fazla geçecek.
Bakanlık bürokratları o göstermelik bakanların yanağından makas alacak.

* * *

HDP zannediyor ki seçime kadar devlet işlerinde söz sahibi olacak! Oysa hiç ilgisi yok.
Karşı tarafın kendilerinden çok daha uyanık olduğunu bu muhterem arkadaşlar bilmiyor mu?
Diyelim ki Bakanlar Kurulu toplantısına girdiler.
AKP çoğunluğu onların yanında hangi ülke sorununu gündeme getirip tartışacak? Bu mümkün mü?
Her şeyden önce kendilerine güven duyulmayacak...
Bütün bakanlara ve devlet kadrolarına “Aman haaa, bu heriflerin yanında sakın bir şey konuşmayın, hemen örgüte sızdırırlar” uyarıları yapılacak.

* * *

Bu partinin “Onur düzeyi” de en kısa zamanda tartışmaya açılmalıdır. Niçin açılmalıdır?..
Dünyanın her ülkesinde bir kural vardır. Bir parti eğer koalisyon ortağı olacaksa bakanlarını kendi özgür iradesiyle seçer.
HDP’de ise tam tersi oldu...
Bakanlarını kendileri değil başkaları seçiyor...
Partideki “Cici çocuklara” görev verilecek.
Üç adet kırmızı plakalı Mercedes’e kurulmak uğruna bu aşağılanmaya, böylesine bir saygısızlığı sineye çekmeye acaba değer miydi?

* * *

Oynanacak tiyatroda bazı gülünç sahnelere de hazırlıklı olalım...
Örneğin HDP’li bir hükümet üyesi şöyle bir açıklama yapabilir:
“PKK ülkemizin başına açılmış bir beladır. Bu bölücü ve terörist örgütün eylemlerini HDP olarak kınıyoruz. Herkes iyi bilsin ki hükümetimiz bu işin sonuna kadar takipçisi olacaktır. Adına Apo denilen katil İmralı’da krallar gibi ağırlanmaktadır. Bu uygulamaya son vermek için partimizdeki üç bakan arkadaşımız da gerekli girişimleri başlatmıştır. Allah PKK’nın belasını versin!.. Sayın cumhurbaşkanımız ve başbakanımızla her konuda görüş birliği içindeyiz. Gereken her şeyi yapacağız... Basın toplantımız bitmiştir, kırmızı plakalı makam aracımı getirin de binip gideyim!”

* * *

Evet, HDP zannediyor ki şimdi bu gelişmelerle birlikte başına devlet kuşu kondu.
Boru değil bu, durup dururken ve hiç aklından geçmezken koalisyon ortağı olmak üzere...
Bu fırsatın üzerine balıklama atladı ve üç bakanlık kapmak üzere.
Kaderin şu cilvesine bakın ki gökte aradığını yerde buldu.
HDP’ye “Vay namussuz terörist” diye saldıranlar yeni hükümet ortaklarıyla sarmaş dolaş vaziyette ona meşruiyet kazandıracak.

* * *

Şimdi kafamda iki soru var:
- AKP seçmeni bu işe ne diyecek?
- HDP seçmeni bu ortaklığı nasıl karşılayacak?
Öyle ya, aylardan beri birbirleri için en ağır hakaretleri sıralayan onlar ve onların destek verdiği partileri değil miydi!
Bir kesim karşı taraf için bağırırdı:
Terörist-bölücü-Kürtçü-katil-vatan haini!..
Öteki kesim yine bağırırdı:
Hırsız-rüşvetçi-namussuz-faşist-hepinizden hesap soracağız!..
Şimdi hükümet ortağı olunca sorarlar herhalde o hesapları!

* * *

Üç partinin Ahmet tarafından özenle seçilen bazı milletvekilleri kırmızı balmumlu kişiye özel davetiye ile ve alay edercesine dün vatan görevine (!), bakan olmaya çağrıldı.
Tiyatro bu sefer biraz daha değişik oynanacak.
İzlemeye hazır olun.
Hem gülersiniz hem de “Vay benim memleketim, sen bunları da mı görecektin” diye ağlarsınız.