Sevgili okuyucularım, ülkemizde yaşanan acı olayları hep birlikte izliyoruz. Ortalıkta toplumu mutlu edecek bir tek güzel haber bile yok.
Herkes birbirine soruyor “Bu gidişin sonu ne olacak?” diye...
Esnafın işleri durmuş, kendi açısından soruyor.
Fakir fukara vatandaş ayın sonunu getiremiyor, o da kendi açısından soruyor.
Bütün kesimler aynı durumda... Yıllardan ve aylardan beri böyle.
Ama gelin görün ki AKP her seçimden birinci parti olarak çıkıyor.
Bu işin tılsımını, nasıl olduğunu bilen yok.
Bazıları seçimde elektronik hile yapıldığını iddia ediyor, kanıtlamak mümkün değil.

* * *

Şimdi en vahim olayları yaşıyoruz. Vatanın bir bölümünde resmen savaş var. Adına PKK denilen bölücü örgüt Güneydoğu’da illeri ve ilçeleri ele geçirdi, hendekler kazdı, yığınaklar yaptı, karayollarını kesti, şimdi işte bu sürecin sonuçlarını görüyoruz.
Bütün bunlar devletin gözleri önünde yapılırken hükümet emir vermişti:
“Asker kışlasında, polis karakolda bekleyecek. Açılım süreci uyguluyoruz, kimseye dokunulmayacak.”
Açılımın sonucu işte bunlar.

* * *

Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı açıkladı:
“Operasyonların devam ettiği merkez Sur İlçesi’nde 10 bin dolaylarında işyeri var. Bugüne kadar bin işyeri kapandı, üç bin kişi işten çıkarıldı, 14 otel tüm çalışanlarını çıkararak kapandı.”
Sur, Ankara’nın Çankaya’sı, İstanbul’un Kadıköy veya Beyoğlu’su.
Şu tabloya bakın siz!

* * *

Beş ilçede sokağa çıkma yasağı sürüyor. Polis gücü yetmedi, şimdi askere de operasyon alanında görev verildi. Her yer kuşatma altında, her yer kazılmış, çatışmalar ağır silahlarla sürüp gidiyor.
Sokaklarda resmen tanklar var.
Kentler harabeye döndü, insanlar perişan.
Doktorların kaçmasına neden oldular.
Devlet, öğretmenleri hizmet içi eğitime alındınız, ilçenizi terk edin bahanesiyle kaçırdı. Okullar kapalı.
Sağlık hizmetleri felç, eğitim durdu.
Devletin varlığı sadece silah gücüyle sürdürülüyor.
Halk ve tüm kamu görevlileri haklı olarak korku ve panik içerisinde.

* * *

Hükümet kesiminde ise farklı sesler yükseliyor:
“Dağları nasıl ele geçirdiysek kentleri de geçireceğiz... Dün 20 terörist etkisiz hale getirilmiştir!..”
Kardeşim, bize öldürülen terörist sayısı lazım değil. Zira bu süreci öldürmekle sonlandırıp başarıya ulaşmak mümkün değil. Bunu yıllardan beri gördük.
Sen oraları yeniden vatan toprağı yapacak güce sahip misin, onu göster!
Aksi takdirde o savaş bölgelerini bugün geçici olarak ele geçirsen bile aynı olaylar yarın daha büyük bir biçimde patlak verecektir.

* * *

Özellikle Suriye sınırına yakın Gaziantep, Kilis, Hatay, Şanlıurfa, Kahramanmaraş gibi illerimizde ekonomik durum tam bir perişanlık içerisinde.
İş gücünün çoğunu asgari ücretin çok daha altında, sadece karın tokluğuna çalışmaya razı olan Suriyeli sığınmacılar ele geçirdi.
Sadece bu illerimizde 400 bin sığınmacı çalışıyor. Suriyeliler şu anda Kilis’te nüfusun yarıdan fazlasını, Şanlıurfa’da yüzde 25’ini, Gaziantep’te yüzde 23’ünü oluşturuyor.
Konut ve gıda fiyatları patladı.
Şanlıurfa’da 579 işletme ve 1.592 kişi arasında yapılan anketten çıkan sonuçlar ilginç:
İşletme sahiplerinin yüzde 88’i Suriyelilerin derhal ülkelerine dönmeleri gerektiğini söylüyor ama o gariban ve çaresiz insanları Suriye’ye nasıl göndereceksin!
İşin daha da ilginç yanı, sınır bölgelerinde yaşayan herkes mutsuz ama seçimde oylar yine AKP’ye akıyor!
Bunun nasıl olduğunu anlayan yok.
Türkiye’ye özgü bir bilmece.

* * *

Türkiye’yi durup dururken Suriye olayına bulaştırdılar, sorunu çözmek için ne yapacakları belli değil.
Uçağımız düşürüldü, biz Suriye ve Rusya’nın uçağını düşürdük, başımıza durup dururken bela açtık. Musul’a asker gönderdik, sadece Suriye değil İran ve Irak’la da papaz olduk.
Bu nasıl bir dış politikadır, anlayan var mı?

Kara mizah!


Sevgili okuyucularım, bu acı durumlar yaşanırken ülkemizde bir de kara mizah olaylarına tanık oluyoruz.
Kısaca birkaç örnek vereyim:
- ABD bastırdı, hükümet İsrail ile ilişkileri düzeltme kararı aldı. İsrail bize gaz satacakmış! Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olacağını anlayan sayın hükümetimiz şimdi tarafsız bölge İsviçre’de, İsrail ile barış masasına oturmak zorunda kaldı. Birkaç yıl önce “Van munit” diye bağıranlar, İsrail’e her gün posta koyanlar şimdi “Yahudilerle” dost oluyor!
- Musul’a asker göndermiştik. Irak Hükümeti karşı çıktı ve Türkiye’yi Birleşmiş Milletler’e şikayet etti. ABD’ye güveniyorduk!.. Askerimizi göstermelik olarak Irak’ta başka bir bölgeye çektik. Fakat önceki gün Beyaz Saray resmen açıklama yaptı: “Türk askeri Irak’tan derhal çekilmelidir.” Düştüğümüz şu durumlara bakar mısınız, şimdi ne yapacağız?
- Cemal Uşak, adına “Akil adamlar” denilen ekibe AKP hükümeti tarafından seçilmişti. Cemaatçi olan Uşak’ın görevi, 63 kişiden oluşan seçmece ekibin öteki mensuplarıyla aynı idi: Türkiye’yi gezip açılım sürecine destek vermek! Tayyipgiller iktidarı ile cemaat o sırada kanka idi. Şimdi mahkeme Cemal Uşak hakkında yakalama kararı verdi. Hep aynı şeyi söylüyorum, geçmişte hükümetle cemaat arasında su sızmazdı. Ne zaman ki papaz oldular, cemaatçiler tutuklanmaya başladı. Kendi amaçları doğrultusunda tetikçi ve taşeron olarak kullandıkları cemaatin suyunu içtiler, şimdi posasını çöpe atıyorlar. Devlet yönetimindeki ciddiyetsizliğin tipik örneğidir.
Bunlar kara mizahtır.
Gülünecek değil ağlanacak olaylardır.