Sevgili okuyucularım, Kurban Bayramı değil ama tatili başlayalı birkaç gün oldu. Ancak toplum bu son yıllarda çok değişti.
Hepimiz değiştik.
Geçmiş yıllarda büyüklerimizin ellerini öpmeye giderdik, birbirimizin bayramını kutlardık.
Şimdi bayram ziyaretleri çok azaldı.
Artık öne çıkan tatil ve tatil programları.
Günümüzde iyi bayramlar dilemek yerine “İyi tatiller” diyoruz.

* * *

Dünyanın herhalde hiçbir ülkesinde böyle dokuz günlük acayip bir tatil yoktur.
AKP hükümeti bu Kurban Bayramı’nda kamu çalışanlarına son bir kıyak daha yaptı ve iki buçuk günlük bir süreyi idari tatil ilan etti.
Böylece dört buçuk günlük bayramın tatil süresi dokuz güne uzatıldı.
Seçim öncesindeki son kıyaktır da, oylara yansıyacağını pek sanmam.
Sürekli horlanan, düşük maaşlarla çalışmaya zorlanan kamu çalışanlarının sırf bu uzatılan tatil nedeniyle gidip iktidar partisine oy vereceğini düşünmek bile istemem.

* * *

Bilemediğim bir şey var...
İçtenlikle söylüyorum, bilmiyorum.
Yılda iki dini bayramımız var.
Şeker bayramı ile kurban bayramı.
Birinin tatil süresi üç, diğerinin dört gün.
Bu süreler nereden geliyor, nereden kaynaklanıyor?
Kuran’da böyle bir hüküm var mı? O zaman tatil kavramı var mıydı?
Varsa neresinde yazıyor?
Yoksa sonradan mı icat edilmiş?
Yani biz bu tatilleri neye göre yapmış oluyoruz?
Bu sorular hep aklımda. Şimdiye kadar epeyce kişiye sordum, bilen olmadı.
Bilen birileri bunu açıklarsa gerçekten sevinirim.

* * *

Ülkemizde Kurban Bayramları geçmiş yıllarda büyük bir pislik içerisinde geçerdi.
Önüne gelen herkes kurbanını apartman bahçesinde, parklarda, yol kenarlarında keser ve atıkları oralarda bırakırdı.
Çevre bilinci geliştikçe bu çirkin manzaralar biraz azaldı ama tümüyle yok olmadı.
Aynı uygulama pek çok yerde yine devam ediyor.
Vekaleten kurban kestirme diye uygar bir olay ortaya çıktı. Kurban bedelini bir hayır kurumuna veriyorsunuz, onlar bütün dinî gerekleri yerine getirip sizin adınıza kestiriyor...
Ve ortalık atıklardan, pislikten bir ölçüde kurtuluyor.
Ya da kurban bedelini istediğiniz kurumlara bağışlayıp öğrencilere burs verilmesini sağlıyorsunuz.
Bunlar güzel uygulamalar.

* * *

Ancak işin çirkin taraflarını da unutmayalım.
Kurban olayında çok büyük paralar dönüyor. Dolayısıyla bütün dinci kuruluşlar kurban bedelinin, etinin ve özellikle derisinin peşinde.
Özellikle deride çok büyük paralar dönüyor.
Geçmişte derileri Türk Hava Kurumu toplardı. AKP iktidarı onlardan bu yetkiyi aldı ve dinci kuruluşlara verdi.
Cumhuriyet düşmanı olan dinci kuruluşlar, dinci şirketler ve vakıflar şimdi her Kurban Bayramı’nda bu kazançlı ticaret nedeniyle köşeyi dönüyor.
Bayram öncesinde vermeye başladıkları parlak ilanlarla sizi kandırıyorlar...
“Afrika, Asya ve Uzakdoğu Müslümanlarına yardım elini uzattık... Parasını bize verin, kurbanınızı oralarda kestirelim... Onlara bayramda et yedirelim...”
Tamamı palavra!
Sen önce kendi ülkendeki aç Müslümanlara yardım elini uzatsana...
Toplanan paraların hemen hepsi bu sahtekarların ceplerine giriyor.

* * *

Yarından başlayarak ekranlarda ve gazetelerde hep aynı haberlere tanık olacaksınız.
Bayram boyunca trafik kazalarında öleceklerden söz etmiyorum!..
Kurbanlık boğalar ve koçlar kaçacak, ahali caddelerde onları kovalayacak...
Binlerce acemi kasap kurbanı keseyim derken kendini kesip hastanelere koşacak...
Bazıları kan kaybından can verecek...
Hayvanın canını alayım derken kendi canından olacak.
Kurbanlıklar bıçak vurmayı bilmeyen bir sürü acemi herif yüzünden işkence çektirerek öldürülecek.
İstanbul Boğazı ve bütün akarsular kan gölüne dönecek.
Kurban etlerinin ve derilerin paylaşımında büyük kavgalar çıkacak.
21. yüzyıla yakışmayan ilkel manzaralar...
Yine de iyi bayramlar!
Daha doğrusu, tatil günlerinin sayısına endekslenen dini bayramlar artık geri planda kaldığına göre...
Beşi geçti, dört gün daha iyi tatiller!