Sevgili okuyucularım, Türkiye’de en kolay ve avantalı iş, iktidara şu veya bu biçimde yakın durup işlerinizi tıkırında götürmektir.
- Yakın durursanız, bu işsizlik furyasında eşe dosta ve tanışlara iş bulmanız kolaylaşır.
- İşadamı iseniz ballı ihaleler ve alımlar önünüze serilir, size seçmek kalır.
- Bürokrat iseniz istediğiniz yere atanır, istediğiniz biçimde terfiler alırsınız.
- Hakim veya savcı iseniz Yargıtay veya Danıştay üyeliğine seçilmeniz acayip bir biçimde kolaylaşır. Yeter ki hükümetin hoşuna gitmeyen kararlar vermiş olmayın, ortaya yandaş kararlarınızla çıkmayı bilin.
- İktidar partisinin belediye başkanı iseniz, bilin ki bütün devlet güçleri emrinizdedir. En büyük yolsuzluğu ve hırsızlığı bile yapsanız size dokunan olmaz. Üzerinize müfettişler gönderilip taciz edilmezsiniz.

* * *

Ama varsayalım CHP veya MHP’den aday oldunuz, yerel seçimi kazandınız ve makamınıza oturdunuz...
İşte o zaman yandı gülüm keten helva, hapı yuttunuz!
Daha bismillah demeden üzerinize müfettişler ordusu salınır.
Onlara önceden emir verilmiştir:
“Ne yapıp yapacak, yolsuzluk ve usulsüzlük bulacaksınız. Bunları rapora bağlayıp bakanlığa bildireceksiniz...”
Müfettişlerin “Yolsuzluk arandı ama bulunamadı” deme şansı yoktur...
Çünkü büyük çoğunluğu zaten yandaşlar arasından seçilmiştir, bir bölümü de korkmaktadır.
Öyle ya, evde çoluk çocuk var!
İktidar belediyelerinin çoğunda yolsuzluğun ve hırsızlığın Allah’ı vardır ama onlar incelenmez!

* * *

Aytaç Durak Adana’nın en önde gelen isimlerinden biri. Onun başına gelenler herhalde pişmiş tavuğun başına gelmemiştir.
Önce ANAP’tan Büyükşehir belediye başkanı seçildi. İktidar partisinden seçildiği için sorun yoktu. (Aynı göreve tam beş kez seçildi.)
2004 yılında AKP’den aday oldu ve yine seçilmeyi başardı.
Son olarak 2009 yerel seçimlerinde adaylığını MHP’den koydu ve yeniden kazandı...
AKP’nin Adana’yı muhalefete kaptırmış olması büyük ses getirdi... İktidar partisi bunu içine sindiremedi...
Ve üzerine müfettişler salınan Aytaç Durak derhal görevden alındı.
Bahaneler çoktu!..
Yolsuzluklar yapmıştı!
Dosyalar ve savcılık iddianameleri hazırlandı, mahkemeye sevk edildi, tutuklandı.
Hakkında 50’den fazla dava açılmıştı.
Yargılandı, tümünden beraat etti ama göreve iade edilmedi.
Bütün suçu bir muhalefet partisinden aday olup seçim kazanmış olmasıydı.

* * *

Muhalefet belediyelerinin son feryadını iki gün önce Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Özlem Çerçioğlu’ndan duyduk:
“Bir yılda tam 140 müfettiş, birilerinin talimatıyla belediyemize gelip denetleme yaptılar.
Aynı konuda beş altı defa müfettiş gönderiyorlar, beş altı defa bilgi ve belge istiyorlar. Bütün amaç çalışmalarımızı engellemek.
Son gelen müfettişler belediye ile valilik arasında mekik dokudular. Oysa müfettişlerin çalışma yeri valilik değil belediyedir. Ey müfettişler, nereden emir ve talimat aldığınızı bilmiyorum!
Neredeyse üç günde bir müfettiş geliyor. Müfettişleri kim gönderiyorsa onlara mobbing (psikolojik taciz) davası açmayı düşünüyoruz. Ayıptır, ne yapıyorsunuz siz... Yeter artık.
Lütfen bize ayak bağı olmayın. Seçimlerden önce bir çamur atarız da izi kalır beklentisine kapılmayın. Aydın halkı bunlardan zarar görüyor. Bu tip şeylerle siyasi rant elde etmek isteyenler bu heveslerinden lütfen vazgeçsinler. Müfettişleri ayaklarına çağırıp talimat vermesinler.”

* * *

Aydın’da halkla el ele verip çok büyük işler başaran Özlem Çerçioğlu hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük yapacak haaa!
Buna kargalar bile güler.
Diğerleri gibi onun da bütün suçu CHP’den seçilmiş olması!
Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Eskişehir’i Eskişehir yapan, bir kenti neredeyse yoktan var eden CHP’li belediye başkanıdır. Tanıyorsanız kendisine sorun Büyükşehir Belediyesi’ne her gün gelip baskı yapan müfettişleri...
Ve bu işin nasıl bıktırıcı, usandırıcı olduğunu anlayın çünkü istisnasız bütün muhalefet belediyeleri aynı durumda.
Şimdi belki diyeceksiniz ki “Güneydoğu’nun tamamı HDP’li Kürtçü belediyelerin elinde. Herhalde onlar da aynı yöntemle denetleniyordur!..”
Hayır efendim, onlar tümüyle özgür. HDP’yi gelecekte kendi koalisyon ortağı olarak gören AKP hükümeti onlara dokunmuyor, elleşmiyor, tam anlamıyla “Özgür (!)” olmalarını sağlıyor.

* * *

Belki aklınıza bir soru daha gelecek:
“Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç yaklaşık bir ay önce, Melih Gökçek’in Ankara’yı cemaate parsel parsel sattığını itiraf etmiş ve onu suçlamıştı. Acaba bu konuda ne yapıldı? Soruşturma başlatıldı mı?”
Hayır efendim hiçbir işlem yapılmadı ve bu iktidar devam ettiği sürece, bundan sonra da yapılmayacak.
Türkiye’de muhalefet belediyesi olmak gerçekten zor iş!
İktidar belediyelerinin çoğunda her türlü pislik varken onlara göz yumulur, muhalefet belediyeleri ise sürekli taciz edilir, soruşturmalar açılır.
Önemli olan onları korkutup iş yapamaz duruma getirmektir.
Özlem Çerçioğlu artık dayanamamış, “Taciz var” diye feryat ediyor.
Haksız mı?
Taciz ille de cinsel olmuyor, elle veya sözle yapılmıyor!