Sevgili okuyucularım, 1999 seçimlerinde Erbakan’ın Fazilet Partisi ilk kez türbanlı bir milletvekili kadını aday göstermişti.
Merve Kavakçı!
Meclis’in açılış günü öncesinde türbanını çıkaracak-çıkarmayacak tartışmaları başladı.
Kadın, en sonunda Meclis’e türbanıyla geldi. O gün yemin töreni yapılacaktı.
Kadının korumalığını ve kılavuzluğunu ise yine Fazilet’ten milletvekili seçilmiş olan Nazlı Ilıcak yapıyordu. Onu kanatları altına almış, Meclis Genel Kurul salonuna sokmayı başarmıştı.
Türkiye’de bir ilk yaşanıyor, adına türban denilen nesne bu kez Meclis çatısı altında siyasete alet edilmek isteniyordu.
Rahmetli Ecevit ve DSP milletvekilleri bu olaya büyük tepki gösterdi...
Topluca “Dışarı, dışarı” diye slogan atılıyordu.
Sonuçta Merve yemin edemedi ve Genel Kurul salonundan çıkarıldı.

* * *

Ancak işin sonrası daha da ilginçti! Merve’nin ABD vatandaşı olduğu devlet tarafından belgelendi.
ABD’nin çıkarlarını ömrü boyunca koruyacağı, başka hiçbir ülkeye hizmet vermeyeceği konusunda o ülkenin makamları önünde yemin etmişti.
Karışık bir olaydı!
ABD’nin çıkarlarını korumak konusunda yemin eden bir kadın Türkiye’ye geliyor ve partisi tarafından sadece örtülü olduğu için milletvekili seçtiriliyordu.
Sonuçta Türk vatandaşlığından çıkarıldı.

* * *

Aradan birkaç yıl geçti ve adına AKP denilen bir parti iktidar oldu. İlk dönem örtülü kadın milletvekili yoktu. İktidar partisi havayı kokluyordu.
İkinci dönemden başlayarak örtülü milletvekilleri piyasaya sürüldü...
Zira örtü, siyasette iyi prim yapıyordu.
Sonrasında bazı kadın AKP milletvekilleri özellikle örtülüler arasından seçilip Meclis’e sevk edildi...
Başı açık olanlardan bazıları ise Tayyip iktidarına hoş görünmek ve yeniden seçilebilmek için durup dururken örtünmeye başladı.

* * *

Şimdi karşımızda ABD vatandaşı Merve’nin kardeşi, AKP milletvekili Ravza Kavakçı var.
Önceki gün yapılan yemin törenine kardeşinin 1999 yılında kullandığı aynı örtüyü veya benzerini takınarak geldi!..
Ve şöyle dedi:
“Ablam gelemedi, bari örtüsü burada olsun istedim!”
Şu kafa yapısına, şu mantığa bakın siz!

* * *

Aynı Meclis’te iki gazeteci arkadaşımız da yer alıyor. Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay.
AKP iktidarı 2007 yılında hayali bir Ergenekon terör örgütü icat etmiş ve kendisine karşı olan her kesimden Türk aydınlarını çeşitli bahanelerle tutuklatıp içeri attırmıştı.
Tuncay-Mustafa ikilisi yıllarca hapis yatırıldı...
Silivri’de aynı hücreyi paylaştılar.
Fırsat buldukça ziyaretlerine gittiğimizde, dönüş yolunda içim acırdı...
Ve onlar da şimdi CHP’den milletvekili...
Dün gazetelerde yemin töreni öncesinde ikisinin birlikte çektirdiği fotoğrafları görünce düşündüm...
Ne oldum deme, ne olacağım de...
Bir yanda Ravza’lar vesaireler, bir eli yağda bir eli balda olanlar...
Öbür yanda ise çilekeş Tuncay’lar, Mustafa’lar...
Teraziye vurun bakalım, hangi taraf ağır çeker!

Yenilgide Tayyip’in rolü


Sevgili okuyucularım, 7 Haziran seçimleri öncesinde hangi partinin yüzde kaç oy alacağını en yakın tahmin eden araştırma şirketi Metropoll’ün sahibi Prof. Dr. Özer Sencar seçim sonrası için de ciddi araştırmalar yapmış. Ahmet Hakan’a yaptığı açıklamalar özetle şöyle:
- “Devletin imkanlarını sonuna kadar kullanmasına rağmen halk Tayyip Erdoğan’a “Dur” dedi.
- Erdoğan bu seçim öncesinde darbe dönemlerinde gördüğümüz “Kuvvetler birliğine” doğru gidiyordu. Yargı, yürütme ve yasamanın her şeyi ile bir tek adamın eline geçeceği bir sistem. Halk işte buna “Dur” dedi.
- Rusya’da başlayan komünist ihtilal 80, Türkiye’de Kemalist ihtilal 90 yıl etkisini sürdürdü. Erdoğanizm ise sadece dört yıl sürdü. 2011’de başlayan bu süreç 7 Haziran’da bir daha dönüşü olmayacak şekilde bitti. Bundan sonra ne yaşanırsa yaşansın, asla 7 Haziran öncesi gibi olmayacak.”

* * *

Peki AKP niçin yenilgiye uğradı? Sencar onu da açıklıyor:
“Cumhurbaşkanının seçim meydanlarına çıkması Türkiye’nin alışık olmadığı bir durumdu. Toplum bu davranışı onaylamadı. Halkın yüzde 61’i Erdoğan’ın mitinglerinden olumsuz etkilendi. Kurumlara güvende ilk kez Cumhurbaşkanlığı beşinci sıraya geriledi.
- AKP’nin niçin oy kaybettiğini halka sorduk. Yüzde 16 Cumhurbaşkanının konuşmaları. Yüzde 14 yolsuzluklar. Yüzde 7 Kürtlerin HDP’ye oy vermesi. Yüzde 4 başkanlık sisteminde ısrar. Toplumun yüzde 51’i asıl sorumlunun Erdoğan olduğunu söyledi. AKP’lilerin yüzde 17’si de sorumlu Erdoğan dedi. AKP oylarının yüzde 40’lara düşmesinin ana sebebi Erdoğan’a tepkidir. “

* * *

Peki Davutoğlu’nun seçim öncesi performansı nasıldı?
“Etkisi sıfır oldu! Genel başkan olduktan sonra Erdoğan’ın kötü bir kopyası olmayı tercih etti. Taklitçi kimliği nedeniyle seçmenler kendisinden olumlu veya olumsuz etkilenmedi.”
Erken seçim olursa sonuç değişir mi?
“Hayır, halk 7 Haziran’da verdiği kararın arkasında çok sağlam duruyor. Verdiği oylar nedeniyle pişman değil.
Erken seçim olursa tablo değişmez.”
Prof. Dr. Sencar’ın bilimsel araştırmaları Tayyip-Ahmet ikilisine, ama özellikle Tayyip’e ders olsun.