Sevgili okuyucularım, Tayyip birkaç gün önce sessiz sedasız bir Arnavutluk gezisine çıktı. Uçağına yine seçmece yandaş gazeteciler korosu doldurulmuştu.
Arnavutluk’ta önce bir cami temeli attı, sonra cumhurbaşkanı ve başbakan ile görüşmeler yaptı ve her ülkede söylediklerini onlara da aynen tekrar etti:
“Bizim yargı Fethullah Gülen cemaatinin terörist olduğuna karar verdi. Dolayısıyla sizden isteğimiz, ülkenizdeki cemaat okullarını kapatmanızdır.”
(Arnavutluk’ta kaç cemaat okulu olduğunu bilmiyorum. Herhangi birini de görmüş değilim.)
Sözlerini dönüş yolunda sürdürdü:
“Biz Türkiye’de paralel yapılanma ile mücadele ediyoruz. Büyük bir tehlikeye dönüşen bu yapıyı resmen bir terör örgütü olarak kabul ediyoruz. Ülkemizde ve dünyanın her yerinde bu örgütle mücadelemiz kesintisiz olarak sürecektir. Dostumuz ve kardeşimiz olan Arnavutluk’ta da bu örgütün faaliyetleri olduğunu biliyorum. Değerli dostum (cumhurbaşkanı) Nişani ve (başbakan) Edi Rama ile bu konuları görüştük. İnanıyorum ki onlar da bu konuda gereğini yapacaklardır.”

* * *

Ancak Tayyip’in bu anormal ve diplomatik kurallara uymayan isteği Arnavutluk’ta büyük tepki gördü...
Anladılar ki, cami temeli atmak ziyaretin sadece bahanesidir.
Onun amacı cemaat okullarının kapatılmasını sağlamaktır!
Tayyip her zaman ve her ortamda bunu yapıyor. Türkiye’yi ziyaret eden her yabancı devlet adamına aynı şeyleri söylüyor, gittiği her ülkede de aynı şeyi istiyor.
Arnavutluk gezisinden dönerken uçaktaki yandaşlara şöyle dedi:
“Bu isteklerimize olumlu yaklaştılar!”
Oysa yine doğru söylemiyordu.

* * *

Evet, Tayyip’in bu yakışıksız istemleri Arnavut yetkilileri kızdırdı...
Tepkilerini göstermekte gecikmediler.
Cumhurbaşkanı Buyar Nişani televizyonda canlı yayına çıkıp aynen şu sözleri söyledi:
Arnavutluk’ta böyle bir terör örgütü yoktur. Bence Gülen okulları ne bizim için, ne de Türkiye için tehdit oluşturmuyor. Kendisine (Tayyip’e) bunları söyledim. Bu konu zaten heyetler arasında yapılan resmi görüşmelerde gündeme gelmedi.”

* * *

İş bu kadarla da kalmadı. İçişleri Bakanı Sajmir Tahiri bir basın toplantısı düzenledi:
“Erdoğan bizden ‘Siyasi’ bir talepte bulundu ve ilgili makamlarımız kendisine gereken cevabı verdiler. Terörle mücadele ulusal dar çıkarlara alet edilmemelidir.”
İktidardaki Sosyalist Partinin Tiran Milletvekili Ben Blushi Meclis kürsüsünden içini döktü:
“Arnavutluk, Türkiye’nin bir sömürgesi değildir. Terör örgütleri Birleşmiş Milletler kararıyla ilan edilir. Hiçbir ülkenin cumhurbaşkanı başka bir ülkeye gidip böyle bir şey isteyemez. Ben şimdiye kadar hiç insan öldürmeyen bir terör örgütü görmedim ve duymadım. Bir cami hediyesi karşılığında özgürlüğümüzü ve milli gururumuzu çiğnetmeyiz.”
İşin daha da ilginç yanı, Arnavutluk Meclis Başkanı Ilir Meta, Tayyip’in ziyaretinin ertesi günü kızının okuduğu Turgut Özal Koleji’nin diploma törenine katıldı...
Zira kızı o gün başkent Tiran’daki cemaat okulundan mezun oluyordu!

* * *

Sevgili okuyucularım, Arnavutluk Adriyatik Denizi’nde, başka bir deyişle Balkanlar’da yer alan küçük, avuç içi kadar bir ülke.
Gelişmişlik boyutları her açıdan en düşük düzeyde. Avrupa Kıtası’nın en az gelişmiş ülkesi.
Türkiye Cumhuriyeti ile hiçbir açıdan kıyaslanması mümkün değil.
Sen Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olarak o küçük ülkeye gidip bazı isteklerde bulunuyorsun.
Diyanet’in Tiran’da yaptıracağı caminin temel atma töreni, işin hikayesi!
Asıl amacın oradaki cemaat okulunun, ya da okullarının kapatılmasını sağlamak.
Böyle anlamsız ve tutarsız bir şey istiyorsun...
Ve o küçük ülkede alay konusu oluyorsun.
Bunu yapıp bizim ülkemizi küçük düşürmeye hakkın var mı?
İşin Türkçesi, adamlar sana diyor ki “Kardeşim senin terör örgütünden bize ne, bizi bağlamaz...”
Ve en yetkili ağızlar bunu kendi televizyonlarında, Meclis kürsülerinde açıkça söylüyorlar.

* * *

Tayyip bunu hep yapıyor, Türk kamuoyunu her vesileyle kandırıyor. Örneğin bir süre önce Obama ile telefon konuşması yaptığını belirtip şöyle demişti:
“Sayın Obama, Fethullah Gülen’in Türkiye’ye iadesine olumlu bakıyor!..”
Bu sözleri hemen ardından Beyaz Saray tarafından yalanlanmıştı.
Zaten doğru söylemiş olsaydı, “Terörist” Fethullah Gülen’in bugüne kadar 20 kez iade edilmesi gerekirdi.

* * *

Tayyip bir başka şeyi daha hep yapıyor. Ya ilgili ilgisiz yabancı devlet adamları Türkiye’ye çağrılıp ağırlanıyor, ya da kendisini yurt dışına davet ettiriyor.
Bir bakıyorsunuz ismini doğru dürüst bilmediğimiz, haritadaki yerini ise hiç bilmediğimiz bir Afrika ülkesinin bilmem nesi Ankara ziyaretinde...
Operet giysileri giydirilmiş takma sakallı bıyıklı askerler tarafından sarayın kapısında karşılanıyor...
İki ülke arasında hiçbir ilişki yok...
Ama özellikle Afrika ülkelerinde cemaat okulları yaygın.
Hepsinden aynı şey isteniyor:
“Aman haaa, o paralel yapı okullarını kapatın gitsin. Onlar terör örgütüdür! Cemaatle mücadelemize destek verin. Size cami yaparız, kilise yaparız, yeter ki destek verin.”
Kıçına giyecek doğru dürüst donu olmayan Afrikalı devlet adamı bön bön bakıyor!.. Türkiye’yi biraz olsun tanısa belki soracak:
“Peki o cemaati o makamlara kim getirmişti ekselans? O hakimler, savcılar, polisler vesaire uzaydan mı geldi, bizdeki okullara destek verelim diye sizin hükümetiniz bizden ricacı olmadı mı?..”
Ve inanın, bu yoğun çabalara karşın bugüne kadar hiçbir ülkede cemaat okulları kapatılmadı!
Bu olanları unutuyoruz da, son Arnavutluk olayını hiç unutmamak gerekiyor.
Balkanlar’ın küçük ülkesinde bile rezil olduk, arkamızdan güldüler.