Doğrudur, oynamaz.    AKP’nin başına gelen budur.
2 cambaz da ipten düşüyor.
İllüzyon bitiyor, makyaj akıyor.
Herkes görüyor. (Ama HDP neden algı operasyonuna hizmet ediyor? O kısmına en sonunda geleceğim.)
* * *
Recep Tayyip Erdoğan, 2007’de Köşk’e el koydu. (Asıl adayı, Abdullah Gül bile değildi, Çankaya’ya her dediğine onay verecek noter aradı. Gül ayak diredi kendisini seçtirdi, ancak Köşk’e çıkınca, Tayyip Erdoğan’a kafa tutamadı.)
O an itibari ile yürütmede tek baş kaldı.
Yasama zaten hazır kıta.
Kaldı geriye üç cephe...
Yüksek yargı, ana akım medya, bir de Silahlı Kuvvetler.
Ergenekon, Balyoz, vergi, kaset derken...
Hepsi tek tek teslim oldu.
* * *
Peki şimdi ne oluyor?
Erdoğan tek karar verici olmaya alıştı.
Eğer Türkiye dediği gibi anonim şirketse...
Kendisini CEO koltuğunda görüyor.
Başbakan ise, olsa olsa müdür.
O yüzden hemen her konuda ve medya önünde sorun çıkıyor.
Dört Bakan hadisesi, faiz ve kur hezimeti, Hakan Fidan vodvili, (Saydıklarımız, bağımsız medyanın yazıp çizebildiği... Kesin eminim, bir bu kadar daha vardır.)
Ama ve lakin lastik, Kürt meselesi yüzünden patladı.
AKP şarampole doğru savruldu.
* * *
Tarz-ı siyaset zor öğrenilir...
Kolay unutulmaz.
Tayyip Erdoğan, AKP Genel Başkanı iken, (Hayır artık değil, yanlış biliyorsunuz!) tek amacı 2 partili Meclis’ti.
Bu sayede Anayasa’yı değiştirecek çoğunluk hayali kurdu durdu.
Pardon, tabii ki durmadı...
MHP’ye etmediğini bırakmadı.
Yine de 2011’de MHP’yi baraj altına itmeyi beceremedi.
Hiç kuşkunuz olmasın, bu seçimde de aynı taktiği izliyor. (Üstelik bu kez pabuç çok pahalı. Başkanlık hayali için en az 330 vekil gerekli. HDP ile MHP girerse, heves kursakta kalacak.)
İşte bu sebeple, 2 olmadı, 1 partiyi kavga döğüş, cenk ederek Meclis dışında bırakmaya çalışıyor.
Kürt pazarlığına çakıp durması boşuna değil.
Çünkü milliyetçi oyları çalmaya oynuyor.
* * *
Hükümete gelince...
Tek cümle ile özetlersek, kayığı devirmemeye uğraşıyor.
Seçime kadar ateşkes sürsün, kan akmasın, Kürt oyları, AKP ve HDP arasında kardeş payı olsun istiyor.
Ancak risk faktörü ortada.
Veya doğru ifadeyle, Kaçak Saray’da.
* * *
Eyy Türk halkı, farkında mısın?
CHP’de en küçük tartışmayı, söylem sorunu, irade eksikliği sayan ve sövenler...
MHP’de listeye itirazı isyanla bir tutanlar...
Nedense AKP’deki kakafoniye kör ve sağır.
Canları sağ olsun.
AKP’ye bir kere çok seslilik bulaştı.
Tank taburu kadim nizamı bozuldu.
Memleket için hayırlıdır.
* * *
Başta söz verdim, HDP’yi sona bıraktım.
Soruyorum.
Dolmabahçe’ye karşı çıkan kim, 10 maddeyi alaya alan kim, seçim barajını indirmeyen kim, iç güvenlik yasasında direten kim,
Cevap veriyorum:
Recep Tayyip Erdoğan.
Benzer çok sorun varken, kürsüye çıkıp, sanki aksi mümkünmüş gibi, “HDP varoldukça başkan olamazsın” polemiğine giren, Erdoğan’ın eline oynayan kim?
Bildiniz, HDP!
7 Haziran seçimi, Erdoğan’ın istediği gibi başkanlık referandumuna  dönüşürse ortada ne Kürt sorunu kalır, ne de işsizlik, yolsuzluk tartışılır.
Suriye rezaleti örtülür, Ergenekon hesabı ertelenir...
İstenilen, anlaşılan buysa, durmak yok yola devam HDP!