Tekerleme ile girdim, ama niyetim ciddi.
Lafım, kitabın tam ortasından.
Eğer 8 Haziran sabahı,  yine “ertesi gün” travması  yaşamak istemiyorsanız, 7 Haziran gecesi, seçim sandığının başında  bıkmadan bekleyin.
Oyları usanana kadar sayın, saydırın, emin olun.

* * *

Daha üç ay var demeyin...
Elin oğlu çalıntı atla, Üsküdar’a vardı bile.
Neler mi yaptılar, sayalım hemen.

* * *

Malum sandıklar okulda kuruluyor.
Okulun hâkimi, kralı müdürüdür.
AKP İlçe teşkilatları, müdürlerle temasta.
Zaten önce solcu, sonra Kürtçü, yetmedi bir de paralel bahanesiyle, bütün müdürleri değiştirdiler.
Şimdi sıra parti emrine almaya geldi.
Mesela başkentin ilçelerinde, müdürler yemekli toplantıya çağrılıyor.
Görünürde Milli Eğitim toplantısı, ama her masada bir AKP’li oturuyor.
Müdürle tanışılıyor,  sohbet, muhabbet, seçim günü için halvet...
Bir siyasetçi ile bürokrat, (hem de seçimde görev alacak olanı) aynı masada oturamaz, ayıptır, günahtır, yasaktır.
Dinleyen var mı? Yok!

* * *

Yetmedi dahası da var.
Seçimde görevli öğretmen, nasıl seçilir bilir misiniz?
Okullara yazı yollanır, gönüllü isimler istenir.
Ya da eskiden istenirdi...
Bu seçimde okullara, seçimde görevli öğretmen listesi yollanacak.
İsimleri AKP’li sendika bulacak.

* * *

Okul, öğretmen tamam.
Ya il, ilçe seçim kurulları?
Siz yargıdaki son atamaları, HSYK’da yeni düzeni boşuna mı sandınız?
Kurul başkanları da.
işleri yürüten katipler de çoktan seçildi, göreve hazırlar.

* * *

Sevdikleri lisanla anlatayım.
Akıllarınca kumpası kurdular.
7 Haziran seçim günü, siz kime oy atarsanız atın, sandıktan başka sonuç çıkacak.
Adına da milli irade denilecek.
Yemezler...
Sandığa uzanan o kirli eller bu kez kırılacak.
Gerçek seçim sonuçları  tokat gibi  yüzlerinde patlayacak.

* * *

Seçim hilelerini  el birliğiyle  boşa çıkarmak için birkaç önerim var.
Gelecek yazıya...

Kötü yönetimi tanırım

Bir-iki ay önce, yine bu köşede, rüzgara karşı konuştum.
“Faiz zor iner, hatta çıkarsa şaşmayın” dedim.
Okuduysanız, çoğunuz inanmadı.
Haklısınız, bendeniz çekirdek enflasyonu sizler kadar iyi takip edemem.
Dünya borsalarını anlık izlemem.
Ve fakat, kötü yönetimi  nerede görsem tanırım.
O yüzden faizin hızlı düşeceğine inanmadım.
Haklı çıktığıma göre, son bir yoruma daha izin verin.
Bugün Türkiye’deki yüksek faizin sebebi Tayyip Erdoğan’dır.
Başka sebep aramayın.

Saray Paşası

Çok sevdiğim, saydığım komutan, asla kendisine “Paşa” dedirtmedi.
Onu Metina Dağı’nda, sıcak çatışmada gördüm, Genelkurmay’da odasında konuştum, Silivri’de mapusken çok üzüldüm.
Farkını hep fark ettirdi.
İlker Başbuğ asla Saray Paşası olmadı.
Orgeneral Başbuğ  kumpasla hapse girerken, Tayyip Erdoğan başbakandı, suskundu.
Güneydoğu gazisi Işık Koşaner  ve kuvvet komutanları, 2011 yılında dayanamayıp, toptan istifa ettiklerinde, Tayyip Erdoğan başbakandı, suskundu.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Süleyman Şah Türbesi rezaleti nedeniyle Necdet Özel’e çattı.
İyi etti, kötü etti, Bahçeli siyasetçidir, kararı halk verir.
Ama Tayyip Erdoğan bu kez suskun kalmadı.
Esti gürledi.
Bir savundu, pir savundu.
Demek ki herkesin gönlünde aslında bir paşa yatarmış, keyfine, meşrebine göre.
Tencere, kapak meselesidir.
Mutlu, mesut olsunlar.