Hayırlara vesile olsun...
Yeni yıla bir hafta kala...
Türk ekonomisi yine rekor kırdı.
Rekor dediysek, tersten rekor.
13 ülke arasında dibe oturdu, sonuncu oldu.
Avivasa isimli bireysel emeklilik şirketi, uluslararası bir araştırma yaptırdı.
ABD, Çin, Endonezya, Fransa, İngiltere, İrlanda, İspanya, İtalya, Kanada, Polonya, Singapur ve Türkiye’de yapılan araştırma kapsamında, toplam 13 bin tüketici ile görüşüldü.
Araştırmada ailenin geçim durumu...
Gelecek beklentisi ve tasarruf gücü soruldu.
Bakın ne sonuç çıktı.
Her dört Türk’ten biri zor geçiniyor...
Yarısının 2015 beklentisi bugünden daha kötü.
12 ülke arasında tersten rekor!
Peki ya emekliler ne durumda?
Her dört emekliden üçü...
Hayatı çok daha zor buluyor.
Zaten sadece kağıt üstünde emekli...
Çaresiz çalışmaya devam ediyor.
Yüzde 39’u tam zamanlı...
Yüzde 33’ü yarı zamanlı çalışıyor.
Evine ekmek götürüyor.
Borç yiğidin kamçısı derler.
11 ülkede borcundan korkan, toplamda sadece üçte bire yakın..
Bizde ise borçluların yarısı, “Nasıl ödeyeceğim?” telaşında.
Aynen, yine tersten rekor.
İş bulup, maaşla geçinmek zor...
Dişinden tırnağından artırmak imkansız.
“Tasarruf yapıyorum” diyenlerin...
Beşte biri sadece 160 lira biriktiriyor.

* * * *

Bu tersten rekorlar...
AKP’ye hiç ters gelmiyor.
Çünkü ne kadar borçluysa...
Değişimden o kadar korkuyor toplum.
Yardıma da o ölçüde muhtaç kalıyor.
Yani seçmen rehin, oylar ipotekli...
Gezi’ye mal olan bir taraftar şarkısı var.
“Sık bakalım, sık bakalım, biber gazını sık bakalım.
Çıkar kaskını, bırak copunu, delikanlı kimmiş bakalım.”
İşte o misal...
Sosyal yardımların hükümet değişirse asla kesilmeyeceği hatta artabileceği...
Borçlu yaşamanın kader olmadığı, borçların silinebileceği bir anlatılsa...
Şarkıdaki gibi...
Hükümet kim olur bakalım!

Akbulut “hakkıdır” dedi

Kaçak Saray’da ayın 19’unda Bakanlar Kurulu var.
Cumhurbaşkanı emrivaki ile Kabine’ye başkanlık edecek.
Hem Tayyip Erdoğan hem de Ahmet Davutoğlu için bir ilk...
Tecrübeleri yok, acemilik çekiyorlar.
Oysa rol modeli yakın maziden hatırda...
Rahmetli Cumhurbaşkanı Özal ile...
Başbakanı Yıldırım Akbulut ikilisi...
Kaçak Saray- Başbakan modelinin tıpkısının aynısı.
HaberTürk’ten Muharrem Sarıkaya da hatırlamış...
Akbulut’u aramış, Özal deneyimini sormuş.
Şimdi bir soluklanalım...
Çünkü Akbulut’u genç nesiller pek tanımaz...
Tanıtalım, görevimizdir.
Yıl 1991, Muharrem ile Ankara’da aynı bürodayız.
Bir de yaşıtımız foto muhabiri var: Ümit Turpçu.
Bir gün Özal ile Akbulut hiyerarşisini tek kareye sığdırdı.
Siyaset sahnesi bir fotoğrafla 8 şiddetinde sallandı.
O karede bir otomobil ve bizim ikili vardı.
İkisi de ön koltukta ama direksiyon Özal’daydı.
Gazete hakkını verdi, resmi yarım sayfa açtı.
Görüldü ki, Özal Akbulut’a bırakın iktidarı, otomobili (Mercedes) bile emanet etmiyordu.
İki-üç ay sonra ANAP Kongresi geldi çattı.
Akbulut hem partiyi, hem de başbakanlığı kaybetti.
İşte Muharrem’in konuştuğu o Akbulut.
Muharrem’in yazısından aktaralım:
“Yıldırım Akbulut’a, Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmesine nasıl baktığını sordum, “Anayasal hakkıdır” deyip ekledi:
“Hangi sıklıkta ve şartlarda başkanlık edeceği takdirine bağlı.
Çok sık olması gerekmez, ama gündem yetki verdikçe olabilir.
Kimse de ‘Sen bunu niye kullanıyorsun?’ diyemez.
Parlamenter sisteme uyup uymadığı da tartışılır, orasını da bilemem.”
(HT, 30 Aralık 2014)”
İnanın okuyunca çok rahatladım...
Rol modeli duayen, bugüne bakıp...
“Her şey normal” raporu verdiğine göre, demek ki cennet ülkemde sıkıntı yokmuş.
Kimse kimseye vesayet kurmamış, kumpasa oturtmamış, nanik yapmamış.
Şaka bir yana...
Tarih sevenler bilir.
Tarih tekerrür eder.
Yani tekrarlar.
Ama ilkinde trajedi kıvamında acıtan...
İkincisinde komediye dönüşür, güldürür.
O yüzden biraz sabredin...
Kahkahayı basacağımız günler yakındır.