Bugün sonucu belli bir oylama var.
TBMM Komisyonu toplanacak.
17-25 Aralık’ta suçüstü yapılan, dönemin Başbakanı tarafından, soruşturmanın selameti açısından, görevlerinden alınan dört bakan için, sözde oylama yapacak.
Komisyon’da AKP’den dokuz, CHP’den dört, MHP’den bir üye var.
Sonucu belli demem o sebeple...
Üstelik bu oylama ile sadece, dört eski bakan aklanmakla kalmayacak.
Kriminal lügata yeni başlık açılacak:
Yüce Divan kod adlı gizli örgüt.
(Yüce Divan bugüne kadar, başka bir isimle anılırdı:
Anayasa Mahkemesi)

* * * * * *
Damad-ı Padişahi’nin gazetesinde, ve diğer yandaşlarda manşetler atılmış, yetmemiş köşelerden destek atışı yapılmış.
Onlara bakan, okuyan hiç kalmadı.
O yüzden isterseniz sizlere kısa özet geçeyim.
Ezcümle, “Aman ha, sakın ha” deniliyor...
Ne için?
Ortada makul tek bir yol var:
“Madem suçsuzlar,
Yüce Divan’da aklansınlar”
Ama, işte bu çağrı var ya...
Öyle sanıldığı gibi “masum/naif” değilmiş.
(Masum/Naif sıfatları haber ve köşede geçiyor)
Hani yerli filmlerde, gazozuna hap atılan masum genç kız vardır...
İşte o misal...
AKP ve Kaçak Saray’a kumpas kurulmuş.
Kumpas sahibi de belli:
Yüce Divan.

* * * * * *
Dipsiz Havuzun amirali üşenmemiş...
Kumpasın olası sonuçlarını saymış.
Mesela neymiş...
Bir eski bakan bile Yüce Divan’a gitse...”
Takipsizlik verilen, 17-25 Aralık dosyaları, yeniden açılabilirmiş...
Bak sen şu işe...
Şeytanın aklına gelmez...
Demek hırsızlar yargı önüne çıkacak.
Hiç böyle büyük bir suç gördünüz mü?

* * * * * *
Üstelik devamı da var...
Erdoğan’ın eski bakanları,  Yüce Divan’a yollanırsa,  Davutoğlu ile arasına nifak sokulacakmış!
Nasıl yani?
Birileri, belki de Başbakan,
Yüce Divan istiyor da...
Bir başkası...
Mesela Kaçak Saray engel mi oluyor.
Böyle değilse...
Nifaktan neden korkulur?

* * * * * *
Ve geldik son, ama en önemli maddeye...
Yüce Divan kumpası tutarsa, mazallah Cumhurbaşkanı devrilirmiş...
Daha önceki darbe senaryoları, iyice çarşafa dolaştığı için, bu kez faili meçhul bırakıyorlar.
Ama o zaman da...
Ayıptır söylemesi, fail hakkında kafa karışıyor.
Yüce Divan kumpasında, işbirlikçi kim veya kimler?
Başbakan mı, AKP mi?
Başka kimin gücü yeter,  bu ülkede darbeye?

* * * * * *
Eskilerin bir lafı vardır.
“Zırva tevil götürmez” derler.
Yani saçmalık savunulamaz.
Ben de denedim şahitsiniz,  dertlerini anlamaya, anlatmaya çalıştım, olmadı...
Çünkü zırva, hakikaten tevil götürmüyor.
Anayasa Mahkemesi’ni bile, suç örgütü ilan etmek, ne akla, ne de vicdana sığmıyor.
O mahkeme ki...
AKP iktidarının daha ikinci yılında, bir önceki başbakan ve bakanları, Yüce Divan sıfatıyla yargıladı...
O Mahkeme’nin Başkanı ki, 2008 yılında kapatma davasında,
AKP’yi ipten çekti aldı.
Şimdi o başkan hain...
O mahkeme suç örgütü öyle mi?
Ne demiş Ziya Paşa...
Sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın?

* * * * * * *
Asıl darbe nedir anlatayım.
Bu ülkeyi, Anayasa’yı, demokrasinin tüm kurum ve kuruluşlarını, tek kişi ve ailesine teslimdir.
Bu faşist darbeye karşı direniş...
Meşru müdafaaya girer.
Bu fetva da benden olsun!